MUBI Aralık seçkisi - ArtDog Istanbul
Ninjababy (Tulitikkutehtaan Tyttö), Yngvild Sve Flikke, 2021

MUBI Aralık seçkisi

Çevrimiçi film izleme platformu MUBI, Aralık ayı boyunca seyirciyle buluşturacağı filmleri açıkladı.

MUBI’nin Aralık ayı programında Cannes’a seçilen ilk Ürdün filmi “İnşallah Erkek Olur”, Umut Subaşı’nın bol ödüllü filmi “Sanki Her Şey Biraz Felaket”, 2023 Cannes Belirli Bir Bakış En İyi Film ödülünün sahibi “Nasıl Seks Yapacağız?”, Arjantin’in Oscar adayı “Kabahatliler” ve Hong Kong sinemasına damga vurmuş efsanevi Shaw Brothers stüdyosunun imzasını taşıyan tam 14 filmlik bir Kung fu seçkisi yer alıyor.

Nasıl Seks Yapacağız? (How To Have Sex ),  Molly Manning Walker, 2023

Nasıl Seks Yapacağız? / How To Have Sex

(Molly Manning Walker, 2023)

Deneyimli görüntü yönetmeni Molly Manning Walker’ın ilk kez yönetmen koltuğuna oturduğu film,cinsellikte rıza kavramı üzerine halen ne kadar çok yanlış bilginin dolaştığından yola çıkıyor. 2023 Cannes Belirli Bir Bakış En İyi Film ödülünün sahibi olan filmle ilgili Walker, özellikle gençler arasında bu konuda şeffaf bir tartışma alanı açmak istediğini söylüyor. Filmin Cannes gösterimi sonrası, başta İngiltere’de olmak üzere yarattığı büyük etki de yönetmenin bu çıkış noktasının önemini doğruluyor. Üniversite sınavlarının ardından kafalarını dağıtmak için Yunan adalarına giden üç genç kadını odağa alan Nasıl Seks Yapacağız?, toplumsal baskı, ilk cinsel deneyim ve gençliğe dair derin gözlemlere sahip.

Sanki Her Şey Biraz Felaket, Umut Subaşı, 2023

Sanki Her Şey Biraz Felaket

(Umut Subaşı, 2023)

Umut Subaşı’nın bol ödüllü ilk uzun metrajlı filmi Sanki Her Şey Biraz Felaket, dünya prömiyerini Rotterdam Film Festivali’nde yaptı.  Yeni neslin kaygılarını mizahi bir bakışla keşfe çıkan film, Türkiye’de özellikle gençlerin yaşadığı köksüzlük, sıkışmışlık ve güvencesizlik hislerine tercüman olurken taze bir sinema dili kuruyor. Sanki Her Şey Biraz Felaket, 30. Adana Altın Koza Film Festivali’nde En İyi Film, En İyi Yönetmen, En İyi Senaryo ödüllerinin sahibi oldu. Ayvalık Film Festivali’nin her yıl bir sinemacıyı layık gördüğü “Yeni Bir…” ödülü 2023 yılında Umut Subaşı’nın oldu. 34. Ankara Film Festivali’nden de Mahmut Tali Öngören En İyi İlk Film Ödülü’yle döndü.

Kabahatliler (Los Delincuentes), Rodrigo Moreno, 2023

Kabahatliler / Los Delincuentes

(Rodrigo Moreno, 2023)

Dünya prömiyerini bu yıl Cannes Film Festivali’nin Belirli Bir Bakış bölümünde yapan ve soygun filmi türüne taptaze bir dokunuş getiren bu Rodrigo Moreno filmi, Yeni Arjantin Sineması olarak adlandırılan akımın en önemli örneklerinden biri olarak öne çıkıyor. Arjantin’i Oscar yarışında temsil edecek olan film, ince bir mizahla örülü bir sistem eleştirisi sunarken, bir banka soygunuyla hayatları değişen iki iş arkadaşının özgürlük arayışını resmediyor. Türkiye’de Ayvalık Film Festivali ve Filmekimi’nde izleyiciyle buluşan film katıldığı tüm festivallerde büyük ses getirdi.

Feleğin 36 Çemberinden Geçenler (Shao Lin San Shi Liu Fang), Lau Kar-leung, 1978

Feleğin 36 Çemberinden Geçenler / Shao Lin San Shi Liu Fang

(Lau Kar-leung, 1978)

Sayısız Hollywood filmine ilham veren ve Kung fu felsefesini kitlelere tanıtan dövüş sanatları filmi Felegin 36 Çemberinden Geçenler, Çin’in işgali sırasında tüm sevdikleri öldürülen San Te’nin, sığındığı Şaolin Tapınağı’nda yaşadıklarını anlatıyor. Tarantino’nun Kill Bill’inde de rol alan Gordon Liu’nun başrolde olduğu film, aralık ayında MUBİ’nin Shaw Brothers seçkisi kapsamında seyirciyle buluşuyor. Seçkide, Hong Kong sinemasına damga vurmuş efsanevi Shaw Brothers stüdyosunun imza attığı, koreografileri, mitleri ve kahramanlarıyla özgün bir sinemasal evren yaratan 14 dövüş filmi yer alıyor.

İlginizi çekebilir:  Ağırlık ve Ölçülere Dair İlginç Görüntüler
Tanrının Unuttuğu Yer (Vanskabte Land), Hlynur Pálmason, 2022

Tanrının Unuttuğu Yer / Vanskabte Land

(Hlynur Pálmason, 2022)

Bembeyaz Bir Gün ve Nest gibi filmleriyle Türkiye’de büyük beğeni toplayan İzlandalı yönetmen Hlynur Pálmason, Tanrının Unuttuğu Yer adlı üçüncü uzun metrajında, İzlanda’nın benzersiz doğasını fona alarak, 19. yüzyılda bir kilise inşa etmek için bölgeye gelen bir rahibin ruhundaki çalkantıları resmediyor. İnanç, ölüm, zaman ve ahlak kavramları sorgulayış biçimiyle Ingmar Bergman ve Carl Theodor Dreyer gibi ustaların yapıtlarını akla getiren güçlü öykü, 75. Cannes Film Festivali’nin Belirli Bir Bakış bölümünde dünya prömiyerini yaptı.

Ninjababy (Tulitikkutehtaan Tyttö), Yngvild Sve Flikke, 2021

Ninjababy / Tulitikkutehtaan Tyttö

(Yngvild Sve Flikke, 2021)

Norveç asıllı çizer Inga Sætre’nin Fallteknikk isimli çizgi romanından uyarlanan bu gençlik öyküsü, Berlin Film Festivali’nin “Generation” bölümünde dünya prömiyerini yaptı. Astronotluktan çizgi roman sanatçılığına pek çok hayali olan 23 yaşındaki Rakel’in beklenmedik bir hamilelik sonucu hızla büyümek zorunda kalışını anlatan Ninjababy animasyonları, sivri mizahı ve tabuları kıran yaklaşımıyla tüm dünyada dikkat çeken, cesur bir film.

Bir Tuğra Kaftancıoğlu Filmi, Emre Akay, Hasan Yalaz, 2003

Bir Tuğra Kaftancıoğlu Filmi

(Emre Akay, Hasan Yalaz, 2003)

Film içinde film yapısı ve zihin oyunlarıyla bağımsız Türk sinemasının eşine az rastlanır örneklerinden Bir Tuğra Kaftancıoğlu Filmi, sıradan bir oyuncu seçmesi olarak başlayıp giderek neyin gerçek neyin oyun olduğunun izinin kaybedildiği, kara mizahla örülü bir psikolojik gerilime dönüşüyor. Emre Akay ile Hasan Yalaz’ın ilk uzun filminde, Tuğra Kaftancıoğlu, Gülüm Baltacıgil ve Mehmet Demirtaş’la birlikte yönetmen Emre Akay da rol alıyor. Büyükada’da metruk bir malikanede küçük bir bütçeyle çekilen film, sette güç ilişkileri üzerine düşündüren kışkırtıcı bir akıl oyunu niteliği taşıyor.

Çöpte Dostoyevski Buldum, Enis Rıza, 2009

Çöpte Dostoyevski Buldum

(Enis Rıza, 2009)

Bir kağıt toplayıcısı, bir solcu, bir Müslüman, bir baba ve bir sahaf… Hepsi aynı adamda birleşirse ne olur? Belgesel  Türk sinemasının en önemli seslerinden Enis Rıza’nın imzasını taşıyan Çöpte Dostoyevski Buldum, kağıt toplarken bulduğu bir kitabı okumaya karar verip tüm hayatı değişen Oktay’in hikayesini anlatıyor. Filmde, Oktay’ın Adana’da daha ilkokul sıralarında su ve simit satarak başlayan hayatı, Dostoyevski ve Camus gibi yazarlara olan tutkusuyla bambaşka bir yola evriliyor, açtığı sahaf dükkanı ünlü yazarların uğrak noktası haline geliyor. Film,  sokakta yanımızdan geçip giden her insanın ne denli fazla hikayeye sahip olduğunu hatırlatıyor.

Previous Story

Pera Film’den Dünya AIDS Günü Programı

Next Story

Güler Sabancı’ya Avrupa Film Akademisi’nden Ödül

0 0,00
02_ArtDog_CD_Logo_RGB_Black

BÜLTEN

Türkiye ve dünyadan haftalık kültür-sanat haberleri, inceleme yazıları, sergiler ve etkinlikleri takip et.

Bülten aboneliğinde ArtDog Istanbul’un gizlilik sözleşmesini kabul etmiş olursunuz.