Kahramanmaraş merkezli gerçekleşen ve 10 ilde büyük yıkıma neden olan depremlerin ardından bölgede inceleme yapan Mimarlar Odası heyeti Ankara’ya döndü, açıklamalarda bulundu.
Sözcü Gazetesi’nin haberine göre, heyette yer alan Mimarlar Odası Ankara Şubesi Başkanı Tezcan Karakuş Candan, “‘Bir yıl içerisinde yeniden ayağa kaldıracağız’ diyorlar. Böyle bir şey yok. Siz, yerleşim yerlerini yanlış seçmişsiniz. Zemin sıvılaşması olan yerleri, bataklık alanları seçmişsiniz. Fay hatlarının olduğu yerleri yerleşime açmışsınız. Siz, buralarda bir yıl içerisinde bina yükseltemezsiniz. Zaten bütün yanlışlık buradan çıkıyor” diye konuştu.
Piyanist Filmindeki Gibi…
Açıklamalarına “Osmaniye’den Hatay’a geçtik” diye süreci anlatarak başlayan Karakuş Candan, “… Hiçbir şey televizyonlardan izlediğimiz, gazetelerde okuduğumuz gibi değil. Hayat başka türlü, Hatay bitmiş durumda. Biri benzetme yaptı,”Piyanist filmindeki savaş ortamı gibi”, onun da ötesi. Hatay diye bir kent yok artık. Yürüdüğünüz her sokakta ilk artçıda yıkılacak ağır hasarlı binalar ve enkazlar var…” dedi.
“… Bakın Adalet Bakanlığı ilk kez bizden bilirkişi istedi bölgedeki numune alımları için. Biz bilirkişileri gönderiyoruz, Adalet Bakanlığı görevlendiriyor. Bilirkişiler sokaktalar. Organizasyonu yapamıyor, nerede yatacakları belli değil. Böyle bir organizasyonsuzluk…” diye anlatan Candan, “…Sonra Defne, Samandağ o bölgelere gittik. O bölgelerde de yer seçiminden tutun da zemin sıvılaşması, binalardaki güçlü kolon – zayıf kiriş özellikleri, denetimin yapılamamış olmasından kaynaklı çok ciddi bir çöküş var, bunu gördük…” diye konuştu.
“Kimse Bize Fay Geçtiğini Söylemedi”
“Nurdağı’nda yaşayan insanların bize söylediği şey şu: “Biz apartmanlarda yaşayan insanlara çok özenirdik” diyor, “Evlerimizi alsınlar, bize apartman versinler” diyor. “Kimse bize buradan bir fay hattı geçtiğini, bir deprem olacağını söylemedi, biz bilemeyiz” diyor. Devlet halkını bilinçlendirmek zorunda” diyerek sözlerine devam eden Candan; ‘imar barışı’ hakkında da konuştu:
“… Biliyorsunuz 2018’de çıkan İmar Barışı binanın depreme karşı dayanıklı olup olmadığının sorumluluğunu mal sahibine verdi. Bu sistem tamamen yanlış bir sistem. Bunu söyleyen tüm örgütleri TMMOB’u, Mimarlar Odası’nı hedefe koydular. Hepimiz yargılandık, cezalandırıldık, işten atıldık. Niye? Rant odaklı politikalar hayata geçsin istediler. Bugün o enkazların altında bütün bunları yapanlar kaldı. Ama maalesef acısını halkımız çekiyor. ”
Gelecek Kuşaklara Taşımak için…
Adıyaman, Gaziantep ve Hatay’ın ilçelerinde gördüklerini aktaran Candan, “Habib-i Neccar Camii Türkiye’deki ilk camii. 1385 yaşında. Kubbesi çökmüş, kemerler çökmüş, oradaki bütün parçalarının her biri çok değerli. Ama sahipsizdi” diyerek tarihi eserlere de dikkat çekti.
“Ulu Camii’nin zaten çökmüş enkazı üzerinde kepçelerle çalışıyorlar. Bina deyip geçmeyelim. Burada bizim anılarımız var, geçmişimiz var, kültürümüz var. Bütün bunlar gelecek kuşaklara taşınacak ki, bu bölgeler çan sesleri ile ezan seslerinin birbirine karıştığı çokkültürlü bölgeler. Bu bölgelerin yaşantısını gelecek kuşaklara ancak bu mekanları ayakta tutarak taşıyabiliriz” dedi.
“Herkes Her Şeyi Biliyordu”
Neler yapılması gerektiği üzerine, “Bilimsel verilerle yeni planlama sürecinin yapılması, yeni yerleşim yer seçimlerinin yapılması gerekiyor” diyen başkan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bizim gördüğümüz, bu süreç içerisinde herkes her şeyi biliyordu. Gabriel Garcia Marquez’in Kırmızı Pazartesi gibi, bir cinayet işlenecek ve bu cinayeti kimin ve nasıl işleyeceği her şey belli; herkes o cinayetin işlenmesini bekliyordu. Meslek örgütleri bu taammüden işlenecek cinayetler işlenmesin diye, her seferinde açıklama yaptı, bilimsel bilgiye davet etti, yargı süreçlerini başlattı. Kimse meslek örgütlerini, bilim insanlarını dinlemedi” dedi.
Tezcan Karakuş Candan bölgede halkın dayanışmasını da gördüklerini ekledi.
