Meşher, 23 Ocak’ta kapılarını açan Hikâye İstanbul’da Geçiyor isimli yeni sergisi kapsamında planladığı film gösterimlerine şubat ayında başlıyor. Ebru Esra Satıcı ve Şeyda Çetin’in küratörlüğünü üstlendiği serginin film gösterimleri, 7 Şubat Cuma günü saat 17.00’de sinema yazarı Mehmet Açar’ın sunuşuyla başlayacak. Sunuşunda seçkide yer alan filmlerin sinema tarihi ve kültürü açısından taşıdığı önemi vurgulayacak. Sunuşun ardından seçkinin ilk filmi olan Orlando saat 17.30’da izleyiciyle buluşacak.
Keşfetmek veya Hatırlamak
20. yüzyılın önde gelen entelektüellerinden yazar Virginia Woolf’un 1928 tarihli Orlando romanı, İngiliz edebiyat tarihine ve kadınların edebiyattaki konumuna eleştirel bir bakış sunar. Roman, edebiyata ilgi duyan genç bir aristokratın kurmaca biyografisidir.
Orlando 1992’de sinemaya uyarlanır. Sally Potter’ın yönettiği ortak yapım filmde Tilda Swinton başrole hayat verir. Kitap ve filmin başkahramanı Orlando, 16. yüzyılda, Elizabeth dönemi İngiltere’sinde 16 yaşında bir erkektir. Kral II. Charles, Orlando’yu elçisi olarak İstanbul’a gönderir ve anlatıdaki can alıcı dönüşüm burada gerçekleşir: Orlando bir sabah kadın olarak uyanır, cinsiyet değişimiyle birlikte o zamana kadar aşina olmadığı kısıtlama ve zorluklarla karşılaşır. Kitap 1928 yılında, Orlando hayatına bir kadın olarak devam ederken sona erer. Filmin kitaptan yer yer farklılaşan senaryosunda İstanbul’un adı geçmez, Orlando meçhul bir Doğu ülkesine atanır. Woolf’un kurmacasından biraz uzaklaşmış olsa da Potter’ın Orlando’su, Tilda Swinton’ın performansı ile zihinlerde yer etmiş, dünya genelinde 30’dan fazla uluslararası ödül kazanmış ve iki Oscar adaylığı elde etmiştir.
Bir Cinayetin Peşinde
Yazar Claude Farrère’’in L’homme qui assasina romanından uyarlanan Der Mann, Der Den Mord Beging filminin gösterimi 22 Şubat Cumartesi günü saat 15.00’te gerçekleşecek.
Aristokrat bir Fransız askerî ataşenin günlüğü biçimindeki romanda, İstanbul’da göreve başlayan Renaud de Sévigné şehri ve diplomatik çevreleri romantik bir entrika eşliğinde aktarır. Komplolar ve suçlarla dolu bir ortamda gelişen olayların sonunda hikâye Orient Express’te (Şark Ekspresi) sonlanır. Roman sahne ve beyazperdeye pek çok kez uyarlanmıştır. Curtis Bernhardt’ın 1930 tarihli Almanya yapımı filmi Der Mann, Der Den Mord Beging genel hatlarıyla kitabın hikâyesine sadık kalmıştır. İstanbul’daki gerçek mekân çekimleriyle kitabın diğer film uyarlamalarından ayrılır.
Muhteşem Baron Munchausen
Şubat ayında gösterimi yapılacak üçüncü film Karel Zeman’ın 1961 tarihli Çekoslovakya yapımı Baron Prášil – The Fabulous Baron Munchausen olacak. Film 28 Şubat Cuma saat 17.00’de izleyicilerle buluşacak.
Rudolf Erich Raspe’nin Munchausen’s Narrative of his Marvellous Travels and Campaigns in Russia romanına dayanan filmin ana karakteri Baron, cesur, zeki ve alaycı bir karakterdir, sınırsız hayal gücü ve başından geçen gerçeküstü olaylarla dolu maceralarıyla tanınır.
Baron Munchausen karakterine ilham veren Hieronymus Carl Friedrich Freiherr von Münchhausen, 18. yüzyılda yaşamış, Osmanlı İmparatorluğu’na karşı seferlerde Rus alayıyla birlikte savaşmış bir Alman subayıdır. Baron, yaşadığı dönemde kendi hikâyelerini abartılı bir şekilde anlatarak bu ününe katkıda bulunmuş, anlatıları kulaktan kulağa yayılarak gerçeklikten tamamen kopmuştur. Bu hikâyeler, Baron Munchausen’i Batı kurmaca edebiyatının en unutulmaz figürlerinden biri haline getirmiş ve maceraları zamanla sinema başta olmak üzere farklı sanat dallarına da uyarlanmıştır.
Meşher’deki ücretsiz film gösterimlerine katılım için kayit@mesher.org adresini ziyaret edebilirsiniz.
