Damızlık Kızın Öyküsü, Ahitler, Nam-ı Diğer Grace kitaplarıyla ülkemizde de en çok okunanlar listelerinde yer alan uluslararası tanınırlığa sahip Kanadalı yazar Margaret Atwood, 1 Mart itibarıyla satışta olan yeni kitabı öncesi The Guardian gazetesine konuştu.
Hadley Freeman’a önemli açıklamalar yapan 82 yaşındaki yazar “Yazmak benim için bir zevk olmasaydı yazamazdım” dedi. Atwood’un yeni kitabı son yirmi yıl içinde yazdığı denemelerinden oluşuyor; 500 sayfalık “Burning Questions” adlı kitap Vintage Books etiketiyle yayımlanacak.
İki kez -2000 ve 2019 yıllarında- Booker ödülüne değer görülen Atwood, yarım asırlık yazarlık hayatında neredeyse yılda bir eser üretti. Şiirden bilim kurguya ve gizeme kadar çok farklı türlerde yazdı; roman ve novella türündeki eserleri çok sayıda dile çevrildi, “Damızlık Kızın Öyküsü” (The Handmaid’s Tale) ve “Alias Grace” örneğinde olduğu gibi eserlerinin dizi uyarlamaları izleyiciyle buluştu.
Söz konusu iş olduğunda ‘yorulmak bilmez’ biri olduğu söyleyen yazar “Bu, bazen ailem ve arkadaşlarımın içerlemesine neden oluyor ama çok çalışkan bir nesilden geliyorum” diye anlatırken, henüz yeni kitabı yayınlanmadan bir sonraki kitabı olan kısa öyküleri hazırlamaya başladığını paylaştı.
Çalışma düzeninde bir saat sınırlaması olmadığını, belirli sayıda sayfa ya da kelime hedefleyerek, ona ulaşıncaya dek çalıştığını belirtti.
İklim, Feminizm ve Gelecek
“Burning Questions” kitabında iklim, feminizm ve gelecekle ilgili denemelerine yer veren yazar, gündemden uzak kalarak ‘fildişi kulesine kapanıp yazmadığını’ da ortaya koydu.
Kitapta yazar için oldukça kişisel bölümler de yer alıyor. “Trees of Life, Trees of Death”te Kanada’daki çocukluk anılarına yer veren yazar ‘diğer çocuklar arabayla giderken dondurmacı gördüklerinde dururken; babasıyla birlikte ormanlık alanlarda böcek istilasına uğramış bir ağaç gördüklerinde durup araçtan inerek incelediklerini aktarıyor. Atwood’un 2019’da yaşamını yitiren partneri ve kızının babası yazar Grimae Gibson da denemelerde karşısına çıkıyor.
Fırtına ve Yükseklik Korkutuyor
Freeman’ın röportajında “Korkusuz” olarak tarif ettiği Atwood bunun doğru olmadığını; fırtınalardan, ayılardan, yükseklikten, totaliter rejimlerden ve kalabalık kitlelerin (harekete geçtikleri zamanlarda) davranışlarından korktuğunu itiraf etti.
Öte yanda trans hakları konusundan ‘cancel culture’a farklı konulardaki açık mektupların imzacıları arasında bulunan yazar, görüşlerini açıkça ifade etmekten çekinmeyen karakterini gösterdi.
Aktif Bir Twitter Kullanıcısı
Margaret Atwood, sosyal medyanın da yabancısı değil. Twitter hesabında siyaset ve cinsiyet gibi politik konulara ilişkin yazılar paylaşan yazar, yakın zamanda daha fazla konut inşaatının çevreye vereceği zararlar üzerine anonim Twitter kullanıcılarıyla bir saati aşan bir tartışmanın tarafı olmuştu. Bu tip tartışmalı konularda yorum yapmaktan kaçınmayan Atwood “Ait olduğum bir siyasi parti yok” derken, “Benim kendime sorduğum tek soru ‘Bu doğru mu ve adil mi?’ oluyor” diye ekledi.
Favori Kitabı Var Mı?
Yazar favori kitabının hangisi olduğuna dair soruya ise esprili bir yanıt verdi: “Favori kitabım yok çünkü birini seçersem diğerleri bundan rahatsız olur. ‘Seninle o kadar uzun zaman geçirdik. Bunu bize nasıl yapabildin?’ derler…” dedi. Pandemi konusunda süreci kızı ve ailesiyle birlikte geçirdiği için zorlanmadığını paylaşan Atwood, “Gençler ‘bu yaşadığımız şey en kötüsü!’ diyor ama öyle değil, daha önce de pandemiler yaşadık” diye ekledi.