Liu Jiakun 2025 Pritzker Mimarlık Ödülü’nün Sahibi Oldu - ArtDog Istanbul

Liu Jiakun 2025 Pritzker Mimarlık Ödülü’nün Sahibi Oldu

Çinli mimar Liu Jiakun, geleneksel Çin mimarisini çağdaş yaklaşımlarla harmanlayan, insan odaklı tasarımları ve sosyal adaleti mimariyle buluşturduğu projeleriyle 2025 Pritzker Mimarlık Ödülü’ne layık görüldü.

/

Mimarlık dünyasının en prestijli ödülü olarak kabul edilen Pritzker Mimarlık Ödülü’nün 2025 yılı kazananı, Çinli mimar Liu Jiakun oldu. Geleneksel Çin mimarisini çağdaş yaklaşımlarla harmanlayan, insan odaklı tasarım anlayışı ve sosyal adaletin mimariyle kesiştiği noktadaki çalışmalarıyla tanınan Liu Jiakun, bu onura layık görülen ikinci Çinli mimar olarak tarihe geçti. 2012 yılında Wang Shu’nun ardından bu ödülü kazanan ilk isim olan Jiakun, Chengdu merkezli Jiakun Architects’in kurucusu olarak kırk yılı aşkın süredir kentsel ve kamusal alanlar üzerine yenilikçi projeler üretmeye devam ediyor.

Erlang Kasabası Tianbao Mağarasının Yenilenmesi Havadan Görünümü. Fotoğraf: Arch-Exist.

Ödül töreni, Jean Nouvel imzalı Louvre Abu Dhabi’de bu bahar gerçekleştirilecek ve sonbaharda küresel çapta yayınlanacak bir video sunumla duyurulacak. Ayrıca, Mayıs ayında düzenlenecek 2025 Pritzker Ödülü Sahibi Konferansı ve Sempozyumu ile mimarlık dünyasının önde gelen isimleri Liu Jiakun’un çalışmalarını ve mimari yaklaşımını tartışacak.

İnsan ve Kent Arasındaki Hassas Dengeler

Liu Jiakun’un mimarlığı, tekil bir üsluba sıkışmaktan ziyade, her projenin bağlamına göre şekillenen bir strateji izler. Geçmiş ve gelecek, bireysellik ve kolektivizm, ütopik vizyonlar ve gündelik gerçeklikler arasındaki dengeyi arayan Liu Jiakun, yapılarını yalnızca fiziksel mekânlar olarak değil, aynı zamanda toplumsal ve bireysel kimliklerin buluştuğu sahneler olarak tasarlıyor. Tasarımlarında sadelik, açıklık ve gündelik hayata dair duyarlılık temel taşlarını oluşturuyor.

CI BLOOM
CI BLOOM Mobil

Erlang Kasabası Tianbao Mağarasının Yenilenmesi Havadan Görünümü. Fotoğraf: Arch-Exist

Çin’in yoğun kent dokusunda, kamusal alanlara nefes aldıran, açık ve geçirgen mekânlar yaratan Liu Jiakun’un çalışmaları, mimarlığın yalnızca estetik bir sanat değil, sosyal bir araç olduğunun altını çiziyor. Bu yaklaşımı en iyi yansıtan projelerinden biri, Chengdu’daki Xicun Konutu. Beş katlı ve bir şehir bloğunu kaplayan bu yapı, yayalar ve bisikletliler için entegre yollar sunarak kent içindeki hareketliliği teşvik eden bir model oluşturuyor. Chongqing’deki Sichuan Güzel Sanatlar Enstitüsü Heykel Bölümü Binası ise, kısıtlı alanlara rağmen inovatif tasarım yöntemleriyle geniş mekânsal kullanımlar yaratmanın mümkün olduğunu gösteriyor.

Mimarlık bir şeyler ortaya koymalıdır; yerel halkın içsel niteliklerini soyutlamalı, damıtmalı ve görünür kılmalıdır. İnsan davranışını şekillendirme ve atmosferler yaratma, dinginlik ve şiir duygusu sunma, şefkat ve merhameti uyandırma ve paylaşılan bir topluluk duygusu geliştirme gücüne sahiptir. – Liu Jiakun

Erlang Kasabası Tianbao Mağarasının yenilenmiş görünümü. Fotoğraf: Arch-Exist.

Malzemenin Doğallığı ve Zamanın İzleri

Liu Jiakun’un mimarisinde malzeme kullanımı büyük bir anlam taşıyor. Yapılarını zaman içinde değişen, yaşayan organizmalar olarak ele alan mimar, kusursuz ve cilalı yüzeylerden kaçınarak, malzemenin ham hâlini ve doğal eskime sürecini kucaklıyor. Bu yaklaşım, 2008 Wenchuan Depremi’nin ardından enkazdan elde edilen molozları “yeniden doğuş tuğlalarına” dönüştürdüğü projelerinde de kendini gösteriyor. Bu tuğlalar, Chengdu’daki Xicun Konutu ve Novartis Binası gibi yapılarında kullanılarak hem hafızayı yaşatan hem de topluluk ruhunu yansıtan mimari eserler yaratıyor.

Erlang Kasabası Tianbao Mağarası’nın Yenilenmesi Havadan Görünüm. Fotoğraf: Arch-Exist.

Mekânsal Yoğunluk ve Açıklık Üzerine Yeniden Düşünmek

Geleneksel kent planlamasında sıkışıklık ve açıklık arasındaki dengeyi yeniden tanımlayan Liu Jiakun, kentsel yoğunluğu bir dezavantaj olmaktan çıkarıp, sosyal etkileşimi teşvik eden bir fırsata dönüştürüyor. West Village projesi, bu vizyonun en çarpıcı örneklerinden biri. Beş katlı bu karma kullanımlı kompleks, açık hava meydanları, mağazalar, restoranlar ve spor tesislerini birbirine bağlayan yürüyüş yolları ve rampalar ile adeta dikey bir şehir bloğu oluşturuyor. Proje, açılışından kısa bir süre sonra, tek bir günde 9.000 kişinin çatı terasına akın etmesiyle beklenmedik bir popülariteye ulaştı ve geçici olarak erişime kapatıldı. Ancak bu olay, Liu Jiakun’un mekânsal tasarımının kent yaşamına nasıl doğrudan dokunduğunu ve kullanıcıların yapılarla kurduğu ilişkide nasıl etkili olduğunu gösteren bir örnek olarak mimarlık tarihine geçti.

West Village. Fotoğraf: Chen Chen.

Jüri Değerlendirmesi: Gelenek ve Gelecek Arasında Bir Köprü

Pritzker Ödülü jürisi, Liu Jiakun’un mimari yaklaşımını şu sözlerle değerlendirdi:

“Liu Jiakun, geleneksel Çin mimarisini nostaljiye kapılmadan, yenilikçi bir sıçrama tahtası olarak kullanıyor. Onun projeleri yalnızca yapılar değil, aynı zamanda tarihî belgeler, altyapılar, peyzajlar ve toplumsal forumlar olarak işlev görüyor. Yoğunluk ve kamusal alan kavramlarını yeniden ele alarak, sürdürülebilir ve insan odaklı mekânlar yaratıyor. Kimlik, onun mimarisinde hem bireysel hem de kolektif bir aidiyet duygusu olarak şekilleniyor. Mimari, onun ellerinde yalnızca bir sanat değil, aynı zamanda bir anlatı, bir sosyal etkileşim aracı ve zamanla dönüşen bir yaşam alanıdır.”

Jüri üyeleri arasında Alejandro Aravena (Başkan), Barry Bergdoll, Deborah Berke, Stephen Breyer, André Corrêa Do Lago, Anne Lacaton, Hashem Sarkis, Kazuyo Sejima ve Manuela Lucá Dazio yer aldı.

Suzhou İmparatorluk Kiln Tuğla Müzesi. Fotoğraf: Jiakun Architects.

Mimariyi Su Gibi Şekillendirmek

Liu Jiakun’un tasarımlarında belirli bir biçim dayatmaktan kaçınarak mekâna uyum sağlayan bir anlayış geliştirdiği biliniyor. Mimarın bu felsefesi, onun şu sözlerinde yankı buluyor:

“Su gibi olmayı arzuluyorum; kendi formumu dayatmadan, bulunduğum yere sızarak şekil almayı.”

Kentsel yoğunluğa getirdiği yeni yorum, sosyal mekânları özgürleştiren mimari dili ve malzemeye olan dürüst yaklaşımıyla Liu Jiakun, yalnızca Çin’de değil, dünya çapında mimarlık anlayışını yeniden şekillendiren bir isim olarak öne çıkıyor. 2025 Pritzker Mimarlık Ödülü’nü kazanması, onun yıllardır süregelen titiz çalışmalarının ve özgün vizyonunun uluslararası düzeyde takdir edildiğinin en güçlü kanıtlarından biri.

Previous Story

Akbank Kısa Film Festivali Başlıyor

Next Story

Green Up Meetings No.6: Kültür-Sanatın Geleceği Konuşuldu

0 0,00