Van’ın kente birçok anlamda hareketlilik ve değer katacak yeni bir merkezi var: Tariria. Adını 2800 yıllık bir aşk efsanesinden alan Tariria hem kentin hem de bölgenin yeni kültür, sanat ve gastronomi durağı olacak. Homage Hospitality Yönetim Kurulu Başkanı Bekir Kaya’nın kurucu ortaklığında ve ödüllü mimar Kay Ngee Tan’ın mimari tasarımıyla hayata geçirilen projenin hikâyesini ve planladıkları kültür sanat etkinliklerini Tariria Sanat Programları Direktörü Tolga Yüksel‘le konuştuk.
Öncelikle Tariria’nın isminden ve anlamından başlayalım…
Tariria projesi, ilhamını Van topraklarına özgü, 2800 yıllık bir aşk efsanesinden alıyor. Rivayete göre, Anadolu ve dünya su mühendisliğinin bir harikası olan, 51 km uzunluğundaki Menua Sulama Kanalı, Kral Menua tarafından eşi Tariria’ya olan aşkını ölümsüzleştirmek için yaptırılmış. Kanal, 700-800 yılları arasında Urartu Krallığı’nın tatlı su ihtiyacını karşılamak ve Van Ovası’nı sulamak amacıyla kullanılmış. Günümüzde bazı bölümleri hala faaliyette olan su kanalının çevresi ise yapay teraslar oluşturularak asma bahçeleriyle donatılmış. Kral Menua, kanalın etrafındaki bahçeleri tasarlarken ise Dünyanın Yedi Harikası’ndan sayılan Babil’in Asma Bahçeleri’nden esinlenmiş. Adını da bu efsaneye borçlu olan Tariria projesinin alanı da tarihi kanalın bulunduğu, “uğurla ayak basılan yer” anlamına gelen Kadem-bastı mevkii olarak dikkat çekiyor.
Peki Tariria’nın hikâyesi nasıl başladı?
Tariria’yı bana göre bir “tersine göç” modeli olarak da değerlendirebiliriz. Projenin kurucu ortağı olan Bekir Kaya babasının rahatsızlığı nedeniyle doğduğu ve çocukluğunun bir dönemini geçirdiği Van’a geliyor. Bir süre babasını kaybeden Kaya, bir hayali gerçekleştirmek üzere kolları sıvıyor. Yirmi yıldan fazla İngiltere’de çalışmış ve yaşamış Kaya’nın babasının ölümünden sonra Van’a böyle bir kalıcı eser bırakma arzusu takdire şayan. Ben de uzun yıllardır Ankara’da yaşıyorum. Van ile olan bağlarım zaman zaman Van’a gitmekti. Ancak geçmişte de kültür ve sanat alanında sürdürülebilir etkinlikler yapmak her zaman aklımın bir köşesindeydi. Tariria hayalimdekileri gerçekleştirmek adına en doğru yer olacak.
“Yağmur Suları Depolanıyor”
Tariria ne kadarlık bir alanda faaliyet gösterecek? Binanın yapım sürecinde neleri gözettiniz?
Tariria’nın mimarı, uluslararası birçok ödüle sahip Mimar Kay Ngee Tan tasarımın ardından inşaat süreçleri boyunca da tüm faaliyetleri yerinde takip etmiş, doğaya karşı duyduğu hassasiyetleri bu inşaatta da kusursuz bir şekilde korumuş bir mimar. Binamız tamamen camdan kolonsuz çelik bir yapı olarak tasarlanmış. Toplam arazimiz yaklaşık 55 dönüm. Tüm yapı karbon nötr bir bina olma hedefiyle hareket etmekte. Tariria içerisindeki Menua Restoran Van’ın ilk ve tek, Doğu Anadolu Bölgesi’nin ikinci slow food noktası. Restoran menüsünde sunduğu ürünlerin en az yarısını kendi bahçesinden üretme hedefi var. Yine binanın yağmur sularını filtreleyerek depolayan ve bahçesindeki ürünlerini sulayan bir sisteme sahip. Binamız sürdürülebilirlik hedeflerini tüm alanlarda korumayı amaçlıyor.
Van’ın genel olarak kültür sanat alanında durumu, konumu nedir sizin gözlemlediğiniz?
Van aslında çok kültürlü bir geçmişe sahip olduğundan geleneksel sanatlarda oldukça yaratıcı örnekler barındırıyor. Özellikle Urartulardan bu yana devam eden bir gümüş işlemeciliğini neredeyse aslına uygun devam ettirmekte. Yine kilim başta olmak üzere birçok geleneksel sanat günümüzde de devam ediyor. Fakat çağdaş sanat disiplinlerinin açıkçası hayat bulduğu bir şehir olmamış. Şehir ilk kez Tariria ile süreli sergilere ve uluslararası sergi ve sanatçılara ev sahipliği yapma fırsatı buluyor. Geçmiş dönemlerde yazlık sinema kültürü oldukça yaygınmış. Biz de bu kültürü Tariria bahçede devam ettireceğiz. Devlet Tiyatrolarının çok uzun yıllardır en büyük sahnelerinden birisinin Van’da olması bizler için büyük bir şans. Çünkü birçok insan tiyatro ile çok erken yaşta tanışma fırsatı buluyor. Yine Van DT’nin öncülüğünde başlayan ve devam eden ‘‘Van Akdamar Çocuk ve Gençlik Tiyatroları Şenliği’’ bölgenin en önemli kültür ve sanat faaliyetlerinin başında geliyor. Bir dönem Vizontele filmlerinin Van’da çekilmesi şehirde sinemaya olan ilgiyi artırsa da bu bir sinema ekosistemine dönüşememiş maalesef.
Tariria’nın bölgenin kültür sanat hayatına katkıları olacak şüphesiz. Neler yapmayı planlıyorsunuz? Kesinleşen etkinlik, sergiler arasında neler var?
Tariria içerisinde tüm disiplinlere alan açacak bir kültür ve sanat merkezi olacak. Özellikle bölge kültür ekosisteminin en önemli merkezi olacak Tariria yine dünyanın en önemli sanat kurumları ile iş birliği yaparak sanatı birçok kesime ulaşılabilir kılacak. Başta plastik sanatlar olmak üzere tüm disiplinlerden sanat üreticilerine alan açmak, çocukların ve kadınların mekanın en önemli kullanıcıları olmaları en temel hedeflerimizden. 3 Haziran’da Heykeltraş Asaf Erdemli’nin solo sergisi ile açtığımız sergilere Kültür Yolu Festivali kapmasında Refik Anadol sergisi ile devam edeceğiz. Sonbahar sezonunda Beral Madra’nın küratörlüğünde bir karma sergimiz olacak. Ayda iki klasik müzik konseri, bir jazz konseri ve bir tiyatro gösterimlerimiz olacak.
“Uluslararası Sinema Festivali Yapacağız”
Yazın bahçemizde Açık Hava Sinemalarında dünya sinemasının bağımsız yapımlarına yer vermeyi düşünüyoruz. Sonbaharda Van’ın ilk Uluslararası Sinema Festivali için kolları sıvıyoruz. Bir diğer festivalimiz de yine Etno Jazz olacak. Bu festivaller merkezine Tariria’yı alacak olsa da aslında Van’ın en ücra köşelerine bu etkinlikleri taşımak yine amaçlarımız arasında. Ayrıca jazz konserlerimiz Kürt sanatçıların ve dengbejlerin eşliğinde disiplinlerarası konserlere dönüşecek. Çocuk sanat atölyeleri ile çocukların Tariria’da daha çok vakit geçirmesini hedefliyoruz. Kısacası Van ve bölgesine 12 aylık bir kültür sanat takvimi sunmak istiyoruz. Dünyaca ünlü sanatçıların konser ve sergilerine yer vererek ülkemizdeki sanatseverlerin yolunu sıklıkla Van’a düşüreceğiz.
Tariria’nın içindeki restoranla kültür sanat etkinliklerinin bir ilişkisi, bir alışverişi olacak mı?
Tariria içerisinde yer alan Menua Restoran özellikle Van ve bölge mutfağının coğrafi işaretli yemeklerini füzyon hale getirerek modern tabaklara dönüştürüyor. Menua Restoran da tıpkı Tariria’nın kültür sanat alanları gibi birçok disiplinle ortak işler gerçekleştirecek. Dünyadaki tüm yeme içme kültürlerini içine alacak gastroedebiyat etkinliklerini de yakın bir zamanda göreceğiz.