Kripto Sanat Piyasasında "Var" Olmak- ha:ar, Hande Şekerciler& Arda Yalkın - ArtDog Istanbul

Kripto Sanat Piyasasında “Var” Olmak- ha:ar, Hande Şekerciler& Arda Yalkın

////
  • Arda sen yeni medya sanatçısı Hande de bir heykeltıraş olarak sanat pratiklerinize uzun yıllardır devam ederken ha:ar adı ile sanatçı ikilisi olarak dijital işler üretmeye başladınız, yurt dışında New York’ta ve Miami’de işleriniz sergilendi. Ha:ar nasıl ortaya çıktı biraz bahseder misiniz?

Hande ile uzun zamandır beraberiz ve yıllardır aynı çalışma ortamını paylaşıyoruz. Birbirimize uzun süredir yardım ediyoruz, işlerimiz hakkında konuşuyoruz. 2018 Mart ayında New York’ta bir misafir sanatçı programına kabul edildim ve beraber, bir ikili olarak gitmeye, beraber bir şeyler üretmeye karar verdik. Ardından ABD’de başka programlara da kabul edildik, fuarlara katıldık, ilk sergimizi New York’ta açtık. Bunların yanı sıra Piksel adında bir yeni medya sanatçı programı kurduk, ikinci dönemi başlamak üzere. Üç senedir hem ikili hem de bireysel olarak çalışmaya devam ediyoruz.

  • Yakın zamanda kripto sanat piyasasında sizi de göreceğiz. NFT formatında bir eseriniz satışa çıkacak, nasıl gelişti bu konu?

Kripto sanat ekonomisiyle ilk kez Aralık 2019’da Miami’de katıldığımız bir fuarda tanıştık. Eve Sussman’ın “89 seconds at Alcazar” adlı bir videosunun sanatçı edisyonu “89 seconds Atomized” adı altında 20×20 piksellik tokenize parçalar hâlinde satılıyordu. Videonun parçalarını alanlar kendi aralarında oluşturdukları piyasada ellerindeki “atom”ların ticaretini yapabiliyorlardı. Fuar boyunca Snatk Art’ın sahiplerini sorularımızla usandırmıştık.

“NFT Dünyasında Her Şey Çok Hızlı Değişiyor”

Yaklaşık 1.5 seneden beri ha:ar olarak olarak blokzincir teknolojisini öğrenmeye çalışıyoruz. ha:ar çok sayıda ve hızlı eser üretebilen bir oluşum değil, iki senedir üzerinde çalıştığımız ve hâlâ bitiremediğimiz enstalasyonlar var. Tek bir resim üretmek çoğu zaman iki ayı bulabiliyor ve ürettiğimiz eserlerin fiziksel edisyonlarının koleksiyonerlere ulaşması konusunda çok fazla sıkıntı çekmiyoruz. Bu durum kripto sanatın hızlı akışına ters aslında. Bir vesile ile Zack Yanger ile tanışıp SuperRare’e davet edildik. Herhangi bir değerlendirme süreci olmadan doğrudan dahil olabileceğiniz başka platformlar da var. Ancak bizim SuperRare’i seçmemizin sebebi sadece tek edisyonun satışının yapılabilmesi, dünyanın en büyük ikinci platformu olması ve herkesi kabul etmemeleriydi. (Bir de motion graphics ve 3d’ye başladığım zamanlardaki en büyük motivasyonlarımdan G-Munk’ın bu platformda olması)

“Kripto sanat ekonomisiyle ilk kez Aralık 2019’da Miami’de katıldığımız bir fuarda tanıştık.”

Kripto sanat piyasasının dinamiklerine uygun şekilde kolay üretilen ve tüketilen, kitsch işler koymak yerine bir plan yapıp nisan sonunda gerçekleşecek sergimizdeki tüm eserlerin birer NFT versiyonunu yaratmaya karar verdik. Başta NFT versiyonlar ile birer fiziksel edisyonu da teslim etme fikri vardı ama blok zincir sanat ekonomisinin birçok alıcısı çoğu zaman kimliğini gizli tutmayı tercih ediyor ve fiziksel edisyonların teslimi bu konuda sorun yaratabileceği için vazgeçtik. Açık artırmada eserlerimizi kazananlar NFT olarak kaydedilmiş yüksek çözünürlüklü birer dijital resim dosyası alacaklar. Bu arada NFT dünyasında her şey çok hızlı değişiyor son zamanlarda ama sanırım ha:ar bir güncel sanat sergisini olduğu gibi kripto formatta koleksiyonerlere sunan ilk sanatçı olacak.

(Yukarıdaki cevap Burcu Dimili ve Feride İkiz’in InBusiness dergisinde yer alan kripto sanat dosyasından alınmıştır.)

ha:ar
Impossible Sculptures No.21
3 Fiziksel 1 NFT edisyon
CGI (Bilgisayarda Üretilmiş İmaj)
200cm * 166cm
2021

“Sanat Dünyasına Yeni Bir İş Yapma Biçimi Getirecek”

  • Bir sanatçı olarak kripto sanat piyasasında var olmanın ne gibi avantajları dezavantajları olabilir sizin için?

Açıkçası bu platformlardaki patlamanın etkisi ile elde edilebilecek potansiyel geliri inkâr etmek dürüst olmaz. Galeri payı, sergi masrafı, fiziksel üretim harcamaları olmadan elde edilebilecek inanılmaz bir gelir potansiyeli var. Öte yandan, göreceksiniz, bu patlamada on binlerce dolara satılan eserlerin çok küçük bir bölümü hariç hepsi değerinin tamamını kaybedecek. 60’larda New York’ta olduğunuzu ve her köşe başında, her sokakta yüzlerce Andy Warhol olduğunu düşünün, bunlardan çok azı ünlü olacak. Aslında tam olarak 90’lardaki dot-com balonu ile aynı süreci yaşıyoruz. İnsanlar kripto-sanatçı diye bir şey olmadığını, sanatçının kim olduğunu anladıklarında balon patlayacak. Biz ise bir dalgayı kovalamak yerine zaten ürettiğimiz ve birçok koleksiyonda, kurumda bulunan eserlerimizin NFT edisyonlarını üretmeye karar verdik. Dediğim gibi işin ekonomik boyutu çok cezbedici ama kesinlikle sadece kripto sanat alıcısının beğenisine ya da eğilimlerine yönelik bir eser üretmek gibi bir niyetimiz yok. Bizim için bu dünyanın içinde yer almak, alternatif sanat izleyicisine ulaşmak gelir elde etmekten daha önemli. Günümüz NFT deliliğinden bağımsız olarak, blok zincir teknolojisinin güncel sanatta yüzyıllardır devam eden arkaik galeri-sanatçı ilişkisini evrilmeye zorlayacağını düşünüyorum ve bunun bir parçası olmak istiyorum. Açıkçası ürettiğimiz NFT edisyonların nasıl tepki alacağını biz de merak ediyoruz.

“Açıkçası bu platformlardaki patlamanın etkisi ile elde edilebilecek potansiyel geliri inkâr etmek dürüst olmaz. Galeri payı, sergi masrafı, fiziksel üretim harcamaları olmadan elde edilebilecek inanılmaz bir gelir potansiyeli var.”

Hande: Hepimizin bildiği gibi bu piyasa klasik anlamda sanatçılarla başlamadı. Daha ziyade motion graphic sanatçıları, illüstratörler üretimlerini kripto eserlere çevirerek satmaya başladılar. Yüksek takipçili kişilerin bu işe girmesiyle de, mining yapan ve elinde kripto parası olan yeni nesil, kendi tanıdığı, kolaylıkla anladığı estetiği hemen kabullendi ve satın almaya başladı. Bir yandan da elindeki kripto parayı kendine özel bir para birimine de çevirmiş oldu. Bir anlamda borsa gibi, oyun kartları biriktirmek gibi başladı bu iş. Ama zamanın ruhuna uygun bu platformlar, klasik koleksiyoner tanımına uymayan ama elinde kültüre yatırabileceği sermayesi olan kitlenin ilgisini çekti. İçeriğin yanı sıra alım-satım yapma biçimi de bugünün trendlerine, alışkanlıklarına çok uygun olunca birden hype olması kaçınılmaz oldu tabii. Bir süre daha da böyle gideceğini düşünüyorum. Sonrasında ise işi sanat olan üreticilerin bu pazarı ciddi anlamda ele almasıyla satışa sunulan işlerin kalitesi yükseldikçe klasik sanat piyasası için bir alternatif olacağını düşünüyorum. Zamanla da mevcut piyasayla melezlenecek ve yeni bir iş yapma biçimi getirecek sanat dünyasına. Sanatçılar, koleksiyonerler günden güne evrilirken piyasada bu kadar önemli bir aktör olan galeri gibi sanat kurumlarının hâlâ 1800’lerden kalma yöntemlerle hareket etmesi sürdürülebilir durumu çoktandır geçmişti. Bir süredir koleksiyonerler, müzeler, uluslararası galeriler sanatçılarla sosyal medya gibi mecralar üzerinden direkt olarak irtibat kurabiliyor. Kripto sanat piyasası bunu bir adım daha da öteye taşımış oldu. Bir yandan da eserlerin değerleri konusunda sanat dünyasında pek görülmeyen bir şeffaflık yaratmış oldu. Bu alıcı olmak isteyen ama nerden başlayacağını, galeriyle nasıl irtibat kuracağını bilemeyen küçük ve orta ölçekli alıcıyı da işin içine çekecek yeni bir sistem.

“Blokzincir teknolojisini eserlerin benzersizliğini doğrulamak dışında bir medyum olarak kullanmanın yollarını arıyoruz. İleride sadece sertifikasyon yüzünden değil ama blokzincir teknolojisini medyum olarak kullanan işler üretebiliriz”

  • Kripto sanat piyasasında bir eserinizi alan koleksiyoner bunu nerede nasıl sergileyebiliyor?

Bir medya dosyası alacak, tüm medya dosyalarında olduğu gibi dilediği şekilde kullanabilir ya da satın aldığı platformda da koleksiyoner sıfatı ile sergileyebilir. Aslında elindeki dosya ha:ar’ın herhangi bir eserini internetten indirdiğinde elde edeceği dosyadan biraz daha yüksek çözünürlüklü. Tek fark, benzersiz olması.

İlginizi çekebilir:  49. İstanbul Müzik Festivali’ne Geri Sayım Başladı

Hande: Asla sergilenmeyen, depolarda duran çok büyük koleksiyonlar var. Koleksiyonerlik çoğu zaman paylaşmaktan ziyade sahiplikle ilgili bence. Bu yüzden bunun büyük bir sorun teşkil ettiğini düşünmüyorum. Öte yanda kripto sanat sitelerindeki profiliniz üzerinden elinizdeki eserleri herkesle paylaşabiliyorsunuz. Bu yeni piyasanın sergileme biçimleri de kendine has bir şekilde daha da gelişecektir.

  • Sizin hâlihazırda sattığınız satmaya devam ettiğiniz dijital eserleriniz var, fiziksel olarak basıp teslim ediyorsunuz ve genelde belli sayıda edisyonu olan işler oluyor bunlar. Aracı olan galerinin veya sizin sertifikanızla teslim oluyor, bu işler de blockchain teknolojisiyle dijital olarak imzalanabilir, böyle talepler geliyor mu koleksiyonerlerinizden?

Şu anda böyle bir talep yok ama olacaktır. Blokzincir sertifikasyonu hizmeti veren oluşumlar var. Kısa süre sadece dijital değil fiziksel eserlerin de blokzincir sertifikasyonu ile satılacağına inanıyorum. Bu teknoloji ile sanat eserlerinin ikinci el piyasasının hızlanacağını, alım-satımlarda manipülasyonun azalacağını, aracı kurumların ve galerilerin bu piyasada işlevlerinin önemli bir kısmını kaybedeceğini düşünüyorum. Daha çok koruyucu, saklayıcı ya da sertifikasyona yönelik hizmet veren kurumlara evrilecekler bence.

“Ürettiğimiz Eserlerin NFT Edisyonlarını Çıkarmayı Hedefliyoruz”

  • Geleneksel sanat piyasasında satış maksadıyla ürettiğiniz işler/seriler ile kripto sanat piyasası için yaptığınız üretimlerinizi ayrı mı tutacaksınız?

Şu an için kendi doğal akışımızda ürettiğimiz eserlerin NFT edisyonlarını çıkartmayı hedefliyoruz sadece. Öte yandan, daha önce de söylediğim gibi NFT henüz çok yeni bir akım. Blokzincir teknolojisini eserlerin benzersizliğini doğrulamak dışında bir medyum olarak kullanmanın yollarını arıyoruz. İleride sadece sertifikasyon yüzünden değil ama blokzincir teknolojisini medyum olarak kullanan işler üretebiliriz.

  • Bazı araştırmacılar kripto sanat piyasasını çok daha demokratik bir piyasa olarak yorumluyor. Tüm dünyada sanat kurumları, müzeler ve sanat tarihçileri sanat piyasasında neyin değerli olduğunun belirleyicileri durumundalar ancak kripto sanat piyasasının dinamikleri çok farklı, alıcı durumunda milyonlarca internet kullanıcısı hatta tüketici diye de tanımlanan bir kitle var bu sizi korkutmuyor mu?

Sanırım hayır. İkimiz de çok önemli sanatçı programlarına kabul edildik, Hande İngiltere’nin en önemli galerilerinden birisi ile çalışıyor. Yeni medya sanatı üzerine bir eğitim programı kurup saygın bir şekilde büyütmeyi başardık. Birçok uluslararası fuarda işlerimiz sergilendi. NFT edisyonları üretilecek olan seriye ait diğer eserler birçok koleksiyona girdi, sayısını unuttuğum kadar çok dergiye haber oldu. NFT edisyonların akıbetini tahmin edemiyorum, dediğiniz gibi çok farklı dinamikleri var ama sonucun bizim becerebildiklerimizi gölgeleyebileceğine inanmıyorum.

“Kısa süre sadece dijital değil fiziksel eserlerin de blokzincir sertifikasyonu ile satılacağına inanıyorum. Bu teknoloji ile sanat eserlerinin ikinci el piyasasının hızlanacağını, alım-satımlarda manipülasyonun azalacağını, aracı kurumların ve galerilerin bu piyasada işlevlerinin önemli bir kısmını kaybedeceğini düşünüyorum”

  • Kripto sanat piyasasındaki sanatçıların birçoğu motion designer’lardan oluşuyor, yeni medya sanatı ile uğraşıp geleneksel sanat piyasasında bugüne kadar var olan sanatçıların henüz azınlıkta olduğu bir piyasa bununla ilgili yorumunuz var mı?

Çok doğru bir tespit. Şu an için üretilen NFT’lerin ezici çoğunluğu aslında ticari iş yapan, kişisel üretimlerini ticari aktiviteler dışında sürdüren motion designer ya da grafikerlerden geliyor. Aslında 90’ların sonunda başlayan MTV tipi estetiğe çok benziyor üretilenler, bir tür 90’lar MTV kitsch’i diyebiliriz. Tek farkı, o zaman bu tür içerikleri üretmek donanımsal, yazılımsal imkânsızlıklar ve bilgi eksikliği nedeniyle çok kolay değildi. Bugün NFT olarak satılan içeriğin yüzde 90’ını teknik olarak birkaç eğitim videosu izleyerek dizüstü bilgisayarınızda üretebilirsiniz.

Aslında bence kripto sanat piyasasının oluşumunun en büyük sebebi arkaik sanat piyasası. Sermayeyi ve yönetimi elinde tutan konvansiyonel sanat piyasası yeni medya sanatı ile yarım asırdan fazladır süren ilişkisinden bir değişim çıkartamadı. Ancak teknoloji hayatımızı o kadar radikal şekilde değiştiriyor ki artık Medicilerden beri değişmemiş sanat piyasası kurallarıyla ilerleyemezdik. Büyük bir birikim vardı ve sistem evrilemediği için devrim oldu. Diğer taraftan, sermaye de konvansiyonel alanlardan, mesela araba jantı toptancısından büyük veri analizi yapan şirket sahiplerine aktı. Bu da artistik beğeniyi evrilttiği gibi eser sahipliğinin alternatif yollarının da kabullenilmesini kolaylaştırdı. Ben çoğu zaman günümün 10 saatini bilgisayar ekranına bakarak geçiriyorum, neden sanat koleksiyonum bilgisayarımda ya da benim ikinci evim olan sosyal medyada olmasın? Her koleksiyoner eninde sonunda evine doldurduğu eserleri bir yere götürüp sergilemek, övgü almak, tartışma yaratmak, ilgi odağı olmak ister, neden aldığım eserler anında bu reaksiyonu oluşturmasın? Konvansiyonel sanat piyasası bunu ıskaladı maalesef. Kripto sanatın ticari yönü kadar bir medyum olarak neye evrileceğini de çok merak ediyorum.

  • 65 milyar dolarlık dünya sanat piyasasına kıyasla oldukça küçük (2020’de 30 milyon dolar hacim yakaladı) ancak çok hızlı büyüyen bir piyasa, spekülasyonlara da açık olabileceği hemen akla geliyor bu sizi endişelendiriyor mu?

Hande: Bir koleksiyoner ve ekonomist olarak konvansiyonel sanat piyasasında manipülasyon olmadığını mı düşünüyorsunuz? Miami’deki muz ya da Banksy’nin kendisini imha eden eseri manipülasyon değil miydi? Bildiğimiz anlamdaki sanat piyasası da zaten spekülasyonlara oldukça açık bir piyasa. İşleyiş bence hiç farklı değil. Hatta alım-satımların takibi, fiyatların seyri konusunda kripto piyasa gayet şeffaf. Konvansiyonel piyasada fiyatlar açıkta olmadığı gibi, alım-satımları takip edememeniz de mümkün. Üstelik sanatçıların ikinci el piyasasındaki satışlarından elde etmeleri gereken gelirler de garanti altında.

Refik Anadol
Machine Hallucinations – Mars – E #31/34, Nifty Gateway, 2021
(Universal Museum of Crypto Art izniyle)
Previous Story

“Aslında Olmayan Bir Müze”- MoCDA (Museum of Contemporary Digital Art) Kurucusu Serena Tabacchi

Next Story

İş Sanat Baharı Cazla Karşılıyor

0 0,00