Gayane Avetissian’ın Galeri 77’de izleyiciyle buluşan Tabula Rasa başlıklı ilk solo sergisi, çizimi özerk ve araştırmacı bir ifade alanı olarak merkeze alan kapsamlı bir seçki sunuyor. Sergi, dört tuval ve yirmi dört kâğıt çalışmadan oluşan yapısıyla, kâğıdı yalnızca bir taşıyıcı yüzey değil; düşünce, hafıza ve algının en dolaysız biçimde kaydedildiği bir araştırma alanı olarak ele alıyor. Avetissian’ın üretimleri, geleneksel tekniklere dayansa da, kimliğin, öğrenmenin ve sanatsal ifadenin “tarafsız” bir başlangıç noktasından mümkün olup olmadığını sorgulayan çağdaş bir kavramsal çerçeve içinde şekilleniyor.

Çizimi Araştırma Alanına Dönüştüren Bir Pratik
Sanatçının Tabula Rasa başlıklı sergisi, çizimi özerk ve araştırmacı bir ifade alanı olarak merkeze alan kapsamlı bir seçki sunuyor. Dört tuval ve yirmi dört kâğıt çalışmadan oluşan sergi, kâğıdı yalnızca bir yüzey değil; düşünce, hafıza ve algının en dolaysız biçimde kaydedildiği bir araştırma alanı olarak ele alıyor. Kâğıt üzerindeki işlerin sergideki ağırlığı, doğrudanlık, indirgeme ve primitif bir görsel dile yönelimi işaret ederken; jest, tekrar ve içgüdü gibi unsurların biçimsel inceliğin önüne geçtiği bir anlatı kuruyor. Bu çalışmalar, hazırlık eskizleri olarak değil; tamamlanmış ve özerk ifadeler olarak konumlanıyor.

Tabula Rasa, felsefi bir kavram olarak “boş levha”yı sorgulayan kavramsal çerçevesiyle, kimliğin, öğrenmenin ve sanatsal ifadenin gerçekten tarafsız bir noktadan başlayıp başlayamayacağı sorusunu gündeme getiriyor. Avetissian, yüzeyi boş bir alan olarak değil; kalıtımsal hafıza, duygusal deneyim ve kültürel izlerle çoktan biçimlenmiş bir zemin olarak ele alıyor. Ham çizgiler, parçalı figürler ve sembolik imgeler aracılığıyla her yazma eyleminin, zaten var olanla kurulan bir müzakere olduğunu görünür kılıyor.

Kimliğin Yazılıp Silinen Yüzeyi
Serginin temel kavramsal eksenini eğitim, yetişme ve yaşam boyu öğrenme süreçleri oluşturuyor. Seri ve tekrara dayalı kâğıt işleri; yazma, silme, öğrenme ve “unlearning” pratiklerini çağrıştırarak, kimliğin zaman içinde sürekli olarak kurulduğunu ve yeniden biçimlendiğini vurguluyor. Avetissian’ın soyutlama, primitivizm, neo-dışavurumculuk ve realizm arasında dolaşan akışkan dili ise insan algısının katmanlı ve çoğu zaman çelişkili doğasıyla paralellik kuruyor.

Çocukluk hafızasına, kişisel korkulara ve kolektif kültürel referanslara dayanan yinelenen motifler, sabit semboller olmaktan ziyade bireysel olan ile kolektif olan arasında köprü kuran psikolojik işaretler olarak öne çıkıyor. Tabula Rasa, izleyiciyi bir sonuca ulaşmaya değil; başlangıç fikrini öğrenme, yüzleşme ve dönüşüm üzerinden yeniden düşünmeye davet eden, açık uçlu bir araştırma alanı olarak okunuyor.

Gayane Avetissian
1995 yılında Ermenistan’ın Erivan kentinde doğan Gayane Avetissian, resim ve çizimi daha geniş bir kavramsal çerçevede yeniden ele alan genç kuşak bir sanatçı olarak dikkat çekiyor. Eğitimini Panos Terlemezyan Devlet Güzel Sanatlar Koleji Resim Bölümü ve Ermenistan Devlet Güzel Sanatlar Akademisi Grafik Bölümü’nde tamamlayan Avetissian, 2021 yılında Moskova’daki Joseph Backstein Çağdaş Sanat Enstitüsü’nde tam burslu olarak öğrenim görmüş, Garage Moskova Çağdaş Sanat Müzesi’nin sanatçı programına rezidans sanatçı olarak seçilmişti. Son on yılda Ermenistan, Lübnan ve Rusya’da birçok karma sergide yer alan sanatçı, aynı zamanda Ermenistan’da çeşitli tiyatro yapımlarında sanat yönetmeni olarak da çalıştı.


