Gündüz Vassaf’ın yedi yılda kaleme aldığı Ressamın İsyanı, İtalyan ressam Michelangelo Merisi da Caravaggio’nun Azize Lucia’nın Gömülüşü resmini gördükten sonra büyülenen isimsiz bir karakterin arayış ve aşk hikayesini anlatıyor. İsimsiz karakter, haksızlıklarla dolu bir hayat geçiren Caravaggio’nun hikayesi üzerinden kendini sorgulayan uzun
Bir söyleşinizde “…ben geleneksel anlamda dokumuyorum, iplikle çizgi çekiyorum, bir resimdeki çizgi gibi ve bu çizgiler birbirine dolanıyor, düğümleniyor veya kesiliyor tıpkı insanlar arasındaki ilişkiler gibi,” diyorsunuz. “İplik” sanatsal pratiğinize nasıl yerleşti? Chiharu Shiota’nın sanatsal dili ve felsefesine dair bize neler söylüyor?
Yüksel Arslan ve Erinç Seymen’in eserlerinden oluşan Gökyüzü Başımızın Üstüne Düşebilir sergisinin merkezinde nasıl düşünceler yatıyor? Kimin fikriydi, nasıl hayat buldu? Uzun zamandır küratöryal bir yöntem olarak duo (ikili/düet) sergiler üzerine çalışıyorum. Bu tür bir model, öncelikle sanatçıların kendi pratiklerine başka bir sanatçının gözünden
OMM beşinci yılını Ehlikeyif sergisiyle kutluyor. Beşinci yılda böylesine kapsamlı bir sergi düşüncesi nasıl gelişti, nasıl bir kavramsal zeminden yola çıkarak oluşturuldu? OMM için yeri ve önemi nedir? Aslında bu tasarım sergisinin tohumları bizim kolleksiyonumuzu daha çok tasarım işleri içerecek şekilde geliştirmek
Küratörlüğünü Károly Aliotti’nin üstlendiği Distilled from Scattered Blue 24 Eylül’de Galerist’te açıldı. Mavinin melankolik çağrışımları etrafında şekillenen karma sergide Abdülmecid Efendi, Murat Akagündüz, Erol Akyavaş, Semiha Berksoy, Albert Bitran, Katrien de Blauwer, Hera Büyüktaşcıyan, Nejad Devrim, Marlene Dumas, Nermin Er, Max Ernst,
Babamın Kanatları’yla başlayan filmografinizde Küçük Şeyler ve yeni filminiz 8×8’le birlikte daha bireysel ve ikili ilişkilere odaklanmaya başladığınızı söyleyebilir miyiz? Bu yaklaşımın giderek bireyselleşen modern insan profiliyle kurduğu bağı nasıl açıklarsınız? Aslında benim zihnimi meşgul eden birtakım temalar var. Mesela yalnızlık ve
Yerinden Edilmiş Hatıralar sergisi nasıl ortaya çıktı ve gelişti? Yerinden Edilmiş Hatıralar serisi aslında tesadüflerin sonucunda oluştu. Bambaşka bir proje için yola çıkmıştım ve uzun zamandır referans olarak siyah beyaz fotoğraflar topluyordum. Bu fotoğrafların kaynaklarının çeşitliliği benim için çok önemliydi, ne kadar
Son yılların en çok konuşulan, beğenilen ve yakından takip edilen organizasyonlarından Ayvalık Film Festivali’nin ortaya çıkış hikâyesi nedir? Küçük bir sahil kasabasında böyle bir festival yapma fikri nasıl ortaya çıktı ve festivalin temel hedeflerini nasıl özetlersiniz? Ben hayatımın bir döneminde Edinburgh’ta yaşamıştım
Serkan Sarıer’in Eylül ayında Berlin Sanat Haftası sırasında Berlin’deki stüdyosunda sergilenen eserleri, kimlik, aidiyet ve yabancılaşma temalarını araştırarak, toplumda “öteki” olarak konumlanan bireylerin sosyal baskılarla nasıl başa çıktığını konu ediniyor. Kelime anlamıyla Hubris, antik Yunan’da aşırı kibir veya gurur anlamına gelen, genellikle
İstanbul Kağıthane’deki mekânında alanında özgün, farklı teknik ve içeriklerle çalışan sanatçıları ağırlayan EArt Galeri, bu yıl üçüncü edisyonunu gerçekleştirdiği yaz sergisi Summer Edition Vol. III ile temsiliyetinde olmayan 10 genç ve bağımsız sanatçıyı ağırlıyor. İnsan, doğa ve soyutlama kavramları üzerine düşünen sergi,
Salt Beyoğlu, Tasarımcının Notu sergisiyle, kültür yayıncılığındaki dönüşümü ve grafik tasarımcıların nasıl öne çıktığını inceliyor. 1970’lerden 1990’lara uzanan bu süreçte, tasarımın yalnızca kapakla sınırlı kalmayıp daha bütüncül bir biçim aldığını görüyoruz. 20. yüzyılın son çeyreğinde yaşanan siyasal ve toplumsal kırılmalar, özel sektörün kültür