Gündüz Vassaf’ın yedi yılda kaleme aldığı Ressamın İsyanı, İtalyan ressam Michelangelo Merisi da Caravaggio’nun Azize Lucia’nın Gömülüşü resmini gördükten sonra büyülenen isimsiz bir karakterin arayış ve aşk hikayesini anlatıyor. İsimsiz karakter, haksızlıklarla dolu bir hayat geçiren Caravaggio’nun hikayesi üzerinden kendini sorgulayan uzun
9-12 Ekim tarihlerinde Nobu Istanbul, özel menüsüyle Nobu Londra’yı ağırladı. Nobu Londra haftasında egzotik tatların baskın olduğu suşi ağırlıklı menüye üç farklı sashimi kombinasyonu ve Şili Levreği eşlik etti. Bu özel hafta için Nobu Londra Baş Şefi Kyle Marston ve Nobu Istanbul
2. Kommagene Bienali, Türkiye’nin birçok bölgesini olduğu gibi Adıyaman’ı da derinden sarsan 6 Şubat 2023 depreminin ardından, manevi ve ekonomik yeniden doğuş temalarının etrafında biçimlenen İyileşmek başlığıyla 24 Ağustos’ta açıldı. Macaristan’dan Prof. Eros Istvan’ın küratörlüğünü üstlendiği, 8 Kasım’a dek süren Bienal’e, iyileşme olgusunu
Barbare Bağları’nda Celine Topsakal’ın öncülüğünde kurulan Barbare Studio üç yıllık bir araştırma, sergi programını T. Melis Golar’ın küratörlüğünde başlatıyor. Barbare Studio sergiler, atölye çalışmaları ve araştırmalar ile Tekirdağ bölgesinde sanat için aktif alanlardan biri haline geliyor. T. Melis Golar’ın üç yıl sürdüreceği
6 Eylül’de Yapı Kredi Galeri’de kapılarını açan Yeryüzü Halleri sergisi, ekolojiye dayalı işleriyle 11 sanatçıyı bir araya getiriyor. İsmini Birhan Keskin’in aynı adlı şiir kitabından alan sergi, ekoloji temelli bir dünyada, doğa ve canlılar arasında eşitlikçi bir ilişki önerisi sunuyor. Aslında Keskin
Bilgisayar sanatının öncü isimleri Vera Molnár, Dóra Maurer ve Gizella Rákóczy’i bir araya getiren Hesaplar ve Tesadüfler sergisinin düşüncesi nasıl doğdu? Vera Molnár 1924 yılında doğdu ve bu yıl sanatçının yüzüncü yılı dünya çapında ona özel sergilerle kutlanıyor. Biz de Molnár’ın önemli
Bir söyleşinizde “…ben geleneksel anlamda dokumuyorum, iplikle çizgi çekiyorum, bir resimdeki çizgi gibi ve bu çizgiler birbirine dolanıyor, düğümleniyor veya kesiliyor tıpkı insanlar arasındaki ilişkiler gibi,” diyorsunuz. “İplik” sanatsal pratiğinize nasıl yerleşti? Chiharu Shiota’nın sanatsal dili ve felsefesine dair bize neler söylüyor?
Yüksel Arslan ve Erinç Seymen’in eserlerinden oluşan Gökyüzü Başımızın Üstüne Düşebilir sergisinin merkezinde nasıl düşünceler yatıyor? Kimin fikriydi, nasıl hayat buldu? Uzun zamandır küratöryal bir yöntem olarak duo (ikili/düet) sergiler üzerine çalışıyorum. Bu tür bir model, öncelikle sanatçıların kendi pratiklerine başka bir sanatçının gözünden
OMM beşinci yılını Ehlikeyif sergisiyle kutluyor. Beşinci yılda böylesine kapsamlı bir sergi düşüncesi nasıl gelişti, nasıl bir kavramsal zeminden yola çıkarak oluşturuldu? OMM için yeri ve önemi nedir? Aslında bu tasarım sergisinin tohumları bizim kolleksiyonumuzu daha çok tasarım işleri içerecek şekilde geliştirmek
Küratörlüğünü Károly Aliotti’nin üstlendiği Distilled from Scattered Blue 24 Eylül’de Galerist’te açıldı. Mavinin melankolik çağrışımları etrafında şekillenen karma sergide Abdülmecid Efendi, Murat Akagündüz, Erol Akyavaş, Semiha Berksoy, Albert Bitran, Katrien de Blauwer, Hera Büyüktaşcıyan, Nejad Devrim, Marlene Dumas, Nermin Er, Max Ernst,
Babamın Kanatları’yla başlayan filmografinizde Küçük Şeyler ve yeni filminiz 8×8’le birlikte daha bireysel ve ikili ilişkilere odaklanmaya başladığınızı söyleyebilir miyiz? Bu yaklaşımın giderek bireyselleşen modern insan profiliyle kurduğu bağı nasıl açıklarsınız? Aslında benim zihnimi meşgul eden birtakım temalar var. Mesela yalnızlık ve