İstanbul’un her köşesinde kentin tarihinde ve hafızasında iz bırakmış birçok kültür varlığını yeni kamusal mekânlar olarak şehre kazandıran İBB Miras, bu kez İstanbul’un önemli su yapılarından Taksim Maksemi’nde yeni bir kamusal müze projesini hayata geçirdi. Taksim Cumhuriyet Meydanı’na da adını veren, meydanın simge yapılarından
“Ermeniler tarih boyunca el işçiliklerindeki maharetleriyle bilinegeldi. Alet kullanma becerileri, yaratıcı olmaları ve çalışkanlıkları sayesinde dünyanın her köşesinde, farklı milletlerden ve kültürlerden insanların arasında, kendi kimliklerini koruyarak yaşayabildiler. Usta, yaratıcı emektir. Usta üretime kendinden parça katandır. Bu yüzden her usta bir parça
Şemsiye, bahçe hortumu, giysi askısı, kemer, mandal, gömlek, su terazisi, katlanır metre, halı, hatta tuvalet kâğıdı ruloları ve mercimek taneleri… Gündelik yaşam içinde sıkça karşılaştığımız tüm bu malzemeleri kullanarak ürettiği yerleştirme ve heykelleriyle görsel sanata yeni yollar sunan isimlerden biri Şakir Gökçebağ…
Altı yılın ardından İstanbul serginizi gerçekleştiriyorsunuz. Bundan önceki eserlerinizde toplumsal olaylarla, bu olaylara bağlı hikâyeleri konu etmiştiniz. Bu sergide ne tür bir üretim pratiğine odaklandınız? Lise ve üniversitede resim bölümlerinde okudum. Üniversiteden mezun olduktan sonra resim yapmaya devam ettim. Zaman içerisinde pratiğim
“Gasoline Rainbow” bir anlamda hayatın, hayatlarımızın durduğu yerde başlıyor. Pandemi döneminde… Ve bu zor süreçte henüz ergenlik çağındaki bir grup gencin hem kendilerini hem dünyayı keşfe çıktığı bir yolculuğa tanık oluyoruz. Böyle bir konuyu ele almaya nasıl karar verdiniz? Son birkaç filmimiz
Güneş Terkol’un kolektiflerle, performatif bir pratikle ürettikleri A Song to the World isimli iki yeni pankart eseri, 60. Venedik Bienali’nde Adriano Pedrosa’nın küratörlüğünü üstlendiği Yabancılar Her Yerde (Foreigners Everywhere) başlıklı sergide izleyici ile buluştu. CO.GE.S don Lorenzo Milani ve Casa Punto Froce
Sergiye Göz Göre Göre: 25 Yıllık Tanıklık adını koyarken neyi amaçladınız? Sergi başlangıcını, 1998’de Atlas dergisine başlamamla aldık. Benim 25 yıllık retrospektifim gibi düşünülebilir. Sergide Atlas’ta 1998-2005 arası yaptığım işler de olacak, Atlas’tan ayrıldıktan sonra ürettiğim işler de. Atlas’tan ayrıldıktan sonra 2004’ün
Venedik Bienali sırasında 9 Dragon Heads adlı uluslararası bir sanat grubunun düzenlediği Nomadic Party adlı uluslararası sergiye katılan sanatçılardan biriydiniz. Davet edilme süreciniz nasıl başladı, gelişti ve sonuçlandı? Süreç hakkında bilgi alabilir miyiz? Evet. Bu benim sanat hayatım için gerçekten çok önemli
İzmir, Bornova’da adeta kurtarılmış bir alan gibi duran 160 yıllık Fernand Pagy Köşkü’nü mesken edinen Bayetav Sanat, Akdeniz kıyılarındaki kırsal modernleşme sürecini ele alan Mahsul Projesi kapsamında açılan ve 22 Eylül’e kadar sürecek Mahsul Vakaları sergisine ev sahipliği yapıyor. Araştırmalarını üstlendiği sergiyi,
İstanbul, bu yıl 15’incisi düzenlenecek Uluslararası Doğu Halıları Konferansı’na (International Conference on Oriental Carpets-ICOC) ev sahipliği yapmaya hazırlanıyor. İstanbul Halı İhracatçıları Birliği’nin organizasyonu kapsamında 6-9 Haziran arasında The Marmara Taksim’de gerçekleşecek konferansa dünyanın birçok ülkesinden halı, kilim, dokuma uzmanları, sanat tarihçileri ve