Kimileri için izlemesi zor olsa da kimilerinin de vazgeçilmezi korku/gerilim filmleri. Adını sinema tarihine yazdırmış klasiklerin yanı sıra yeni ve deneysel pek çok korku/gerilim filmi izleyiciyle buluşuyor; sevenlerine heyecanlı ve gergin anlar yaşatmaya devam ediyor. İşte, hafta sone evde sinema keyfi yaparken
İsviçre, Miami ve Hong Kong’ta fuarlar düzenleyen Art Basel’in, bu yılın başlarında adreslerine Paris’i de eklediğini açıklaması sanat dünyasında büyük ses getirmişti. Üstelik Art Basel, Paris fuarı için kentin ikonik mekanlarından Grand Palais ile anlaştığını açıkladığında gözler bir kez daha üzerine çevrildi.
Uzun süredir İstanbul’da, İstanbul’a dair bir sergi yapmayı planlayan Taner Ceylan, Âheste Çek Kürekleri Mehtâb Uyanmasın adlı sergisinde figürler üzerinden şehri yeniden keşfediyor ve izleyiciye yeni bir İstanbul fikri sunuyor. Bu keşif bir tesadüf değil, aslında sanatçının yıllar önce verdiği bir karar:
Özenerek baktığımız üniversite şenlikleri, sadece kendi okulumuzun değil arkadaşlarımızın okullarından da sosyal çevre edindiğimiz liselerin çay partileri, şehrin merkezine kurulan müzik tırında tüm hafta sonu boyu süren rock konserleri, karışık kaset hazırlattığımız ve raflara dizili renk renk gitarlara hayran kaldığımız küçük lokal
Contemporary Istanbul Vakfı ve Tosyalı Holding, sanatta ileri dönüşümü desteklemek üzere başlattığı uzun soluklu iş birliğini devam ettiriyor. Bu kapsamda farklı disiplinlerden 5 sanatçının katıldığı Artist in Residence Programında (Sanatçı Misafir Programı) sanatçıların hurda ve atık malzemelerden yarattığı sanat eserleri, 22 Eylül’e
Sanat tarihi profesörü Terry Smith, bieninalfoundation.org adlı websitesinde yayınlanan Biennials: Four Fundemantals, Many Variations (Bienaller: Dört ana başlık ve birçok çeşitleme) adlı yazısında, yıllar içinde bienallerin tarihteki değişimini ele alırken, ilk başlıkta, bienallerin araştırma ve arşiv bazlı eserlerin gösterildiği ve sosyal uygulamalarla
İstanbul Bienali’yle eş zamanlı olarak düzenlenen sergilerden bir tanesi de Kuzguncuk Mahallesi’nde yer alan Abdülmecid Efendi Köşkü‘nde görülebilecek “İsmi Lazım Değil”. 20 Eylül itibarıyla açılacak sergiye Osmanlı İmparatorluğu’nın son döneminin önemli yapılarından biri olan Abdülmecit Efendi Köşkü ev sahipliği yapıyor. Sergide, Koç Holding
İstanbul Kültür Sanat Vakfı (İKSV) tarafından gerçekleştirilen İstanbul Bienali’nin 17.’si bu yıl 17 Eylül-20 Kasım tarihleri arasında, Ute Meta Bauer, Amar Kanwar ve David Teh’in küratörlüğünde gerçekleşiyor. Bienal kendini bu kez, ‘kompost’ olarak sunuyor ve “Büyük bir toplanma ya da tek bir
Contemporary Istanbul Vakfı ve Tosyalı Holding iş birliğinde bir araya gelen farklı prensiplerden 5 sanatçının katıldığı Artist in Residence Programı’nda (Sanatçı Misafir Programı), sanatçılar seçtiği hurda ve atık malzemeleri sanat eserine dönüştürüyor. Tosyalı Holding iş birliğinde gerçekleşen ‘Artist in Residence’ programına katılan
İstanbul eylül ayında kelimenin tam anlamıyla çağdaş sanata doyacak. Bir yandan kentin dört bir yanına yayılan 17. İstanbul Bienali merakla ve heyecanla beklenirken, diğer yandan Haliç’teki Tersane İstanbul’un tarihi mimarisine konumlanan Contemporary Istanbul (CI), günümüz sanatının örneklerini sanatseverlerle buluşturacak. Bu yıl dünyanın
Hande Şekerciler ve Arda Yalkın’dan oluşan sanatçı ikilisi ha:ar‘ın “Disruption” isimli heykel-performansı Contemporary Istanbul süresince Pernod Ricard Türkiye sponsorluğunda, House of Brothers Lounge’ta ziyaretçilerin karşısına çıkacak. Performansları ile teknoloji ve sanat ilişkisini tartışmaya açacak olan ikili, modern teknolojinin sanat kavramını kökünden değiştirme potansiyelini masaya