“Eğer gökyüzüne bakmak istersem iki şeyden birini yapmam gerekir. Ya başımı arkaya, çok arkaya doğru eğerim ya da ayaklarımı havaya kaldırıp teslim olma konumuna geçip sırtüstü uzanırım yere. Bu iki pozisyonda da yıldızları izleyip bulutlara isimler koyabilirim” der Kral, John Berger’ın Kral:
Hüseyin Özninal, sanatıyla kişisel travmalarını ve tarihsel karanlıkları sorgularken, umut ve direnişten beslenen çok boyutlu bir ifade alanı yaratıyor.
Sanatın estetiğiyle bilimin analitiğini bir araya getiren Sinan Arkın, Kıbrıs’ta yalnızca bir üniversite değil, kültürel bir dönüşüm kuruyor.
Kıbrıslı sanatçı Emin Çizenel ile kişisel belleği, göç deneyimleri ve Kıbrıslı Türk kimliğini sanatı aracılığıyla nasıl görünür kıldığını konuştuk.
Gazimağusa’ya bağlı Maraş, 1960’lar ve 70’lerde jet sosyetenin uğrak noktasıydı. Bugünse kaktüsler arasında saklı vitrinleri ve korunan mimarisiyle belleği hâlâ canlı, sürreal bir hayalet şehir.
Erbil Arkın’la sanatı neden “yapmak yerine yaşamak” istediğini, ARUCAD’ı ve Rodin koleksiyonunu, Asil Köylü projesini ve kültüre olan tutkusunu konuştuk.
Yapay zekanın sanattaki bugünkü etkilerine ve gelecekte oluşturabileceği tehdit ve fırsatlara dair tartışmalar sürüyor. Alanın uzmanlarından görüş aldık.
ABD’de Trump’ın göreve geldiği kısa süre boyunca çıkardığı kararnameler ve söylemleri çeşitlilik, eşitlik ve kapsayıcılık konularında kültür-sanat alanını tehdit ediyor.
Son dönemde yaşanan felaketler ve krizler, toplumsal belirsizlikleri derinleştirirken, kültür-sanat dünyasının bu ortamda nasıl bir yön çizeceği merak konusu. Alanında önemli isimlere kültür-sanat ve medya sektöründe yakın geleceği yorumlamalarını istedik. Kültür ve sanatın, toplumsal farkındalık yaratmada ve kriz dönemlerinde dayanışmayı güçlendirerek toplumun
İnsan hayatında tanımdan en uzak konu belki de aşk. Aşkın birlikteliğe dönüştüğü hâli, sevgili olmanın dinamikleriyse birçok anlamda karmaşık. Kimi hayatımıza niçin alırız? Onunla belki de hayatımızda kimseyle paylaşmadığımız şeyleri niçin paylaşırız, niçin bir insanı bize en yakın ve böylece en çok
İnsan ölümden başka her sıkıntının üstesinden gelecek şekilde yaratılmıştır. Her yıkım umutsuzluğun ardından gelen bir umudu, yaşamda kalma dürtüsünü içerir, çünkü her çukurun bir çıkışı vardır. Çukurun ağzını görmek için yıkımın etkilediği yapıyı yerinden oynatan bir katastrof olduğunu bilmek gerekir. Katastrof yapıyı
Gündemin hızla değiştiği bu coğrafyada kadına yönelik şiddet haberleri de bir görünüp bir kayboluyor. Gündemden düştüğünde, görünmez olduğunda vakaların da yok olacağına dair bir inanç besliyor sanki bu hızı. Oysaki kadına yönelik şiddet bugünün, geçmişin ve ne yazık ki geleceğin konusu. İstatistikler