“Eğer gökyüzüne bakmak istersem iki şeyden birini yapmam gerekir. Ya başımı arkaya, çok arkaya doğru eğerim ya da ayaklarımı havaya kaldırıp teslim olma konumuna geçip sırtüstü uzanırım yere. Bu iki pozisyonda da yıldızları izleyip bulutlara isimler koyabilirim” der Kral, John Berger’ın Kral:
Prömiyerini 15 Ağustos’ta Berlin’de yer alan Ufer Studios’ta gerçekleştirdiğin ABYSSEA-thru: Alien and Alive projesi nasıl ortaya çıktı ve gelişti? En başa dönersek; ilk göç ettiğim dönemde, Berlin’e alışma ve aynı zamanda covid sürecinde dünyada dikey değil yatay olarak varolma ve bu pozisyonun
2. Kommagene Bienali, Türkiye’nin birçok bölgesini olduğu gibi Adıyaman’ı da derinden sarsan 6 Şubat 2023 depreminin ardından, manevi ve ekonomik yeniden doğuş temalarının etrafında biçimlenen İyileşmek başlığıyla 24 Ağustos’ta açıldı. Macaristan’dan Prof. Eros Istvan’ın küratörlüğünü üstlendiği, 8 Kasım’a dek süren Bienal’e, iyileşme olgusunu
Barbare Bağları’nda Celine Topsakal’ın öncülüğünde kurulan Barbare Studio üç yıllık bir araştırma, sergi programını T. Melis Golar’ın küratörlüğünde başlatıyor. Barbare Studio sergiler, atölye çalışmaları ve araştırmalar ile Tekirdağ bölgesinde sanat için aktif alanlardan biri haline geliyor. T. Melis Golar’ın üç yıl sürdüreceği
Son 20 yılda İstanbul’da birçok kültür ve sanat mekânı kapandı ya da işlev değiştirdi. Rant odaklı kentsel dönüşüm projeleriyle kentin tarihi dokusu ve toplumsal belleği tahrip edildi. Son yıllarda sıkça karşılaştığımız soylulaştırma projeleri, rant odaklı kentsel dönüşüm hamleleri İstanbul’un kalbi olan tarihi
6 Eylül’de Yapı Kredi Galeri’de kapılarını açan Yeryüzü Halleri sergisi, ekolojiye dayalı işleriyle 11 sanatçıyı bir araya getiriyor. İsmini Birhan Keskin’in aynı adlı şiir kitabından alan sergi, ekoloji temelli bir dünyada, doğa ve canlılar arasında eşitlikçi bir ilişki önerisi sunuyor. Aslında Keskin
Bilgisayar sanatının öncü isimleri Vera Molnár, Dóra Maurer ve Gizella Rákóczy’i bir araya getiren Hesaplar ve Tesadüfler sergisinin düşüncesi nasıl doğdu? Vera Molnár 1924 yılında doğdu ve bu yıl sanatçının yüzüncü yılı dünya çapında ona özel sergilerle kutlanıyor. Biz de Molnár’ın önemli
Bir söyleşinizde “…ben geleneksel anlamda dokumuyorum, iplikle çizgi çekiyorum, bir resimdeki çizgi gibi ve bu çizgiler birbirine dolanıyor, düğümleniyor veya kesiliyor tıpkı insanlar arasındaki ilişkiler gibi,” diyorsunuz. “İplik” sanatsal pratiğinize nasıl yerleşti? Chiharu Shiota’nın sanatsal dili ve felsefesine dair bize neler söylüyor?
Yüksel Arslan ve Erinç Seymen’in eserlerinden oluşan Gökyüzü Başımızın Üstüne Düşebilir sergisinin merkezinde nasıl düşünceler yatıyor? Kimin fikriydi, nasıl hayat buldu? Uzun zamandır küratöryal bir yöntem olarak duo (ikili/düet) sergiler üzerine çalışıyorum. Bu tür bir model, öncelikle sanatçıların kendi pratiklerine başka bir sanatçının gözünden
İBB Kültür ve İBB Miras ev sahipliğinde “Botter Sergileri” serisinin üçüncüsü olan Solo Botter: Komet sergisi Casa Botter’de açıldı. Küratörlüğünü Levent Çalıkoğlu’nun, asistan küratörlüğünü ise İrem Büşra Coşkun’un üstlendiği sergi, 2022 yılında aramızdan ayrılan sanatçının 1960’lı yılların sonundan başlayarak erken dönem örneklerinden “alto modern”
1970’ler ve 60’larda avangart sanatta, tüm sanatçılar soyut ve kavramsal eserler üretmeye odaklanmışken, George Baselitz figürden asla vazgeçmeyen, o zamanlarda şiddetle reddedilen sanatsal duruşu benimseyerek, figürü öne çıkaran eserler yapıyor ve bu sayede gerçek bir direniş sergiliyordu. Onun resimlerinde, figürler, yoğun renk