Kadınsız Kadınlar Günü Sergisi

AKM, Dünya Kadınlar Günü kapsamında 13 erkek sanatçının 31 eserinden oluşan “Süs” sergisini açtı. Sergi, “süs” kavramını farklı anlam boyutlarıyla birlikte yeniden ele almayı hedeflediğini açıklarken, temanın "kadın" olduğu sergide hiç kadın sanatçı olmaması ve AKM Sanat Yönetmeni Remzi Buharalı'nın eleştirilerin bağlamını tamamen karşılayan, açılış konuşmasındaki "anne kadın", "eş kadın" gibi vurguları daha çok dikkat çekti. Biz de sergiyi hazırlayan ekibe tüm bu eleştirileri sorduk.

/

“Süs” AKM’nin 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’ne özel olarak organize ettiği sergilerin üçüncüsü ancak en çok tartışılanı. İlki 2022’de ”Sonsuz Enerji, Mitokondriyal Havva’‘ isimli sergisinde 11 kadın ve 8 erkek sanatçı yer alıyordu. 2023’te ise “8. Renk Kadın ve İz” ismiyle açılan sergide 18 kadın sanatçı yer aldı. Bu sene ise “Süs” başlığıyla 13 erkek sanatçının 31 eserini izleyicisiyle buluşturdu. AKM Sanat Yönetmeni Remzi Buharalı bu seneki sergiyi, “Bu yıl da kadınları, erkeklerin gözünden izleteceğimiz, takip ettireceğimiz, seyrettireceğimiz ‘Süs’ başlığı altında gerçekleştireceğimiz çalışmayla Dünya Kadınlar Günü’nde AKM’de buluşuyoruz” diyerek tanıttı.

Kurumun 2024 Kadınlar Günü için organize ettiği, 13 erkek sanatçının 31 eserinden oluşan ve hiçbir kadın sanatçının eserinin bulunmadığı Süs” sergisi, 8 Mart’ta AKM Galeri’de açıldı. Elif Bozkurt’un küratörlüğünü üstlendiği serginin, süs kavramının tarih öncesinden günümüze kadarki kavramsal serüvenine ve süs olgusunun kadın bağlamındaki farklı algılanma biçimlerine odaklanarak “süs”ü “erkek sanatçıların gözünden ele almayı” hedeflediği söyleniyor. Sergi henüz açılmadan, Dünya Kadınlar Günü’ne ithafen düzenlenmesine rağmen içerisinde hiçbir kadın sanatçının yer almaması ve “Süs” başlığını taşıması nedeniyle sert eleştirilerle karşılandı.

AKM Sanat Yönetmeni Remzi Buharalı’nın serginin açılış konuşmasındaki “Anne olan kadın çok özeldir. Özellikle yaşamın içerisinde emekçi olan kadın çok özeldir. Sevgili olan kadın çok özeldir. Bir erkeğin eşi olan, karısı olan kadın çok özeldir.” sözleri de eleştirileri haklı çıkaracak nitelikteydi.

Süs Olgusuna Yeniden Bakmak

“Süs” sergisi, kadına olumsuz anlamlarıyla atfedilmiş olan bir kavram çerçevesinde sadece erkek sanatçıların yer aldığı bir seçki sunuyor. Resim, heykel, tekstil dokuma, enstalasyon gibi farklı sanat disiplinlerinin yer aldığı sergi, insanlığın varoluşundan bugüne kadar varlığını sürdüren ve insanın aidiyetleriyle, varoluşuyla, yer-yurtluğuyla özdeşleşen süs olgusuna odaklanıyor.

AKM Sanat Yönetmeni Remzi Buharalı, AKM Tasarım ve Sanat Danışmanı ve “Süs” sergisinin küratörü Elif Bozkurt ile 8 Mart Dünya Kadınlar Gününe ithafen açılan “Süs” sergisi üzerine konuştuk ve eleştirileri de sorduk.

İskender Giray, Yüzleşme, demir ve mermer, 70x60x80 cm.

Remzi Bey, AKM’nin 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’ne ithafen üç senedir organize ettiği bu sergilerin ilkinin hem kadın hem erkek sanatçıların, geçtiğimiz seneki sergisinin sadece kadın sanatçıların ve bu sene de yalnızca erkek sanatçıların yer alması planlanmış bir durum muydu yoksa kendiliğinden gelişmiş veya “kazara” gerçekleşmiş bir durum mu oldu? Açıkçası 8 Mart için düzenlenen bir sergide sadece erkek sanatçıların yer alması bu tür soruları akla getiriyor.

Biz Atatürk Kültür Merkezi açıldığı günden itibaren planlı bir çalışma içerisindeyiz ancak zaman zaman bazı çalışmalar, gelecek çalışmanın kendiliğinden konsept olarak nasıl olması gerektiğini geliştiriyor. Elbette ki özellikle burada çok özel sergilere yer verdik. Ancak 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’ne özel çalışmayı hiç kimseye bırakmak istemedik. Atatürk Kültür Merkezi yönetimi olarak biz üstlendik.

Dünya Kadınlar Günü’ne özel ilk yaptığımız sergide erkek ve kadın sanatçılardan oluşan bir konsepte yer vermiştik. Daha sonra Dünya Kadınlar Günü kadınlara özel bir gün olduğu için bu kez de kadınlar tamamen bu sergide yer alsın istedik. Buna bağlı olarak “Bu sene ne yapalım?” diye düşünürken bu sefer kadınların hayat hikayelerinde, yanlarında, önlerinde, arkalarında onlara hayat yoldaşı olan, bu yaşamı birlikte paylaşmakta baş başa kaldığı erkeklerin gözünden kadını anlatan bir sergi konseptine yer verelim dedik ve 13 erkek sanatçıdan resim, heykel, tekstil dokuma ve enstalasyonlardan oluşan toplamda 31 eseri Dünya Kadınlar Günü’nde sanatseverle bu konsept etrafında buluşturmak istedik.

Mahmut Karatoprak, İsimsiz, Ahşap Üzeri Karışık Teknik, 80×70 cm.

Peki bu konsept özelinde düşündüğümüzde sanat tarihi boyunca erkek sanatçıların kadınları temsil etme biçimleri hep problemli olmuşken serginin bahsettiğiniz konseptini oluştururken temel motivasyonunuz ne oldu? Örneğin, kadınların tarihindeki temsil sorununu yapısöküme uğratmak mı, erkeklerden nasıl bir kadın temsili çıkacağına dair bir merak mı veya kadınların erkekler tarafından temsili konusundaki önyargıları yıkmak mı?

Öncelikle şunu ifade etmek isterim ki kadın, tarih boyunca tüm olayları ya merkezden ya da perde arkasından yöneten kişi olmuş. Erkeklerin sahip olduğu fiziki özellikler her ne kadar ön plana çıksa da kadının duygu düşüncesi, kadının sezgileri, kadının aslında var olma nedenleri içerisinde yer alan özellikleri erkeklere göre daha baskın. Oysa biz toplum içerisinde 2500 yıl öncesindeki filozoflara, bilginlere baktığımız zaman hepsinin ortak noktada kurdukları bir cümle var: İyi insan olma yolculuğu. Ve o iyi insan olma yolculuğunun etrafı, zamanla her coğrafyanın kendince ortaya çıkartmış olduğu, dinler tarafından da bir çerçeveye oturtulmuş aslında.

Aslında dinlerin çerçevesinde insanların birbirleriyle bu dünyayı paylaşırlarken ortak noktada birbirleriyle iyi geçinebilen ve insanlığı iyiliğe, güzelliğe, doğruluğa yönlendirebilen bir algıda olmalarını istiyor. Çünkü erkek ve kadın arasındaki “çatışma” tarihsel süreçten bugüne kadar gelinceye kadar devam ediyor. Buna tartışma veya kavga diyebiliriz. Buna fikirsel kavga da diyebiliriz. Bu da zaman zaman hiç tasvip etmediğimiz şekilde şiddete yol açabiliyor.

“Süs” sergisi açılışından genel görünüm.

Erkek Sanatçıların Gözünden Kadın Temsili

Bu kavramların hepsini bir araya getirdiğimizde erkeklerin kadınlara bakış açısı yönüyle aslında biz sanatçılar olarak en medeni, en uygar yerdeyiz. Yani sanatçıların ağırlıkla kadınlar üzerindeki görüşlerini, fikirlerini bir sanat eseriyle ortaya çıkardıklarında, kadına değer veren yönüyle kadını öven bir yönüyle de yapabildiğini görüyoruz. Bizim bu çalışmamızda da kadının aslında çok uzun yıllardan bugüne gelinceye kadarki süreçte kadının yaşam içerisinde sahip olduğu her türlü zenginliğini, her türlü emeğini, her türlü görevini, anne olarak kadını, eş olarak kadını, kamusal hayatta emek sarf eden kadını farklı yönlerden bu sergide takip edebiliyoruz.

İlginizi çekebilir:  Gezi pastanesi de veda etti: Direndik ama başaramadık

Geçmiş yıllarda kadınla ilgili özellikle dinler tarafında kadına çok daha farklı ifadeler yüklenen sanatsal yapıtları eserleri de biliyoruz ama günümüz sanatçılarını, özellikle 21. yüzyıl içerisinde bir medeniyetin, bir uygarlığın, kadına bakış açısının nasıl olması gerektiği konusunda sanatçıların düşünceleri aslında çok belirgin. Bu çalışma içerisinde yer alan 13 sanatçının eserleri de aslında kadının toplum içerisindeki önemle üstlenmiş olduğu misyonu dile getiren bir konsept etrafında birleşti.

Sıradaki soruyu, AKM Tasarım ve Sanat Danışmanı ve “Süs” sergisinin küratörü Elif Bozkurt’a yöneltmek istiyoruz. Süs kavramı, özellikle kadınlarla ilişkilendirilen ve çoğunlukla olumsuz anlamlara sahip bir kavram olarak karşımıza çıkıyor. Örneğin “süslü kadın” veya “Kız, süslü!” gibi ifadelerin kullanımında küçümseyici ve alaycı bir tavırla karşılaşıyoruz. Nitekim kavramsal olarak baktığımızda da felsefe tarihinde ve dilin temsil sisteminde; süsle, irrasyonellikle, taşkınlıkla, duygusallıkla ilişkilendirilen kadınken; akıl, sağduyu, rasyonellikle ilişkilenen erkek olmuştur. Sizin “süs” kavramını erkek sanatçılarla işlemenizin özel bir sebebi var mı?

İnsanlığın varoluşundan bugüne kadar hayatlarımızda olan, kültürlerimizi inşa eden, mimarimizi, sanatımızı zenginleştiren bir kavramı derinlemesine işledik. O yüzden sadece erkek sanatçılarla bu konuyu işlemiş olduk. Çünkü olumsuz anlamlarıyla kadına atfedilmiş ve hatta süslü bir şey suç olarak görülmüş, efeminelik olarak görülmüş. Olumsuz bütün anlamları kadına yüklenmiş ama “süs” aslında kültürleri inşa eden, insan varoluşunda, doğada, tabiatta, evrende olan temel bir kavram. Bu nedenle bu kavramı erkek sanatçılarla işlemiş olduk.

“Süsün Aidiyetle Müthiş bir Bağı Var”

Peki “süs” kavramını eserlerde doğrudan yakalayabiliyor muyuz, yani eserlerde dolaylı yoldan süsle ilgili nüveler bulunsa da hepsine birlikte baktığımızda eserler süs kavramıyla anlamlı bir bütün oluşturuyorlar mı?

Aslında biz süsü, “Plastik sanatlarda nerede, süs nedir, anlam boyutu nedir, kültürleri inşa eden yeri neresidir?” soruları etrafında işledik. Ya da süs kavramının aidiyetlerle bağı nedir? Aslına bakarsanız süsün aidiyetlerde müthiş bir bağı vardır. Kendi yaşam alanlarımızı süsleme ihtiyacı duyarız. Kültürlerde de böyle olmuş, biz göçebe toplum olmamıza rağmen geçmişe baktığımızda süsleme kültürümüz vardır. Desenlerimizde bunlar mevcuttur. O yüzden kültürde ve insanlığın varoluşundan bugüne kadar olan süsü, genel anlamıyla işlemek istedik o yüzden böyle bir kavramsal arka plan kurduk. Sergideki çoğu eser de bu sergiye özel yapıldı ve serginin manifestosu çerçevesinde oluşturuldu.

AKM Sanat Yönetmeni Remzi Buharalı

 

Süs Sergisinin Açılışından Notlar

Süs sergisinin açılışı 8 Mart Cuma günü saat 14.00’te gerçekleşti. AKM Sanat Yönetmeni Remzi Buharalı, serginin açılış konuşmasında şu ifadelere yer vermişti:

“Süs başlığına baktığımız zaman, süsü kadının makyaj malzemeleri giyim kuşamı olarak değerlendirdiğimizde bunlar kadına başka yönlerde özellik katan unsurlar. Ancak şunu ben Remzi Buharalı olarak ifade etmek isterim ki, kadın toplum içerisinde çok ayrıcalıklı bir yere sahip. Onları bizler, erkekler olarak gönüllerimizde ne kadar süslersek süsleyelim, baş tacı etmekle sorumlu kişiler olduğumuzu düşünüyorum.

Ve tabii ki artık medeniyetin uygarlığın ulaştığı 21. yüzyıldan baktığımızda, 2.500 yıl önceki filozofların bilim insanlarının ortaya koymuş olduğu iyiye doğruya ve güzele doğru yolculuğun en ana mimarıdır kadın. Bu nedenle yaşam içerisinde her türlü unsuru birlikte paylaşırken, Dünya Kadınlar Günü’nde kadınların dünyaya, hayata, yaşama, insanlara katmış olduğu emekler, hizmetler hiçbir zaman küçümsenemez. Özellikle anne olan kadın çok özeldir. Özellikle yaşamın içerisinde emekçi olan kadın çok özeldir. Sevgili olan kadın çok özeldir. Bir erkeğin eşi olan, karısı olan kadın çok özeldir.”

Sanatçı Süleyman Saim Tekcan

Serginin sanatçılarından Süleyman Saim Tekcan ise konuşmasında annesini odağına almıştı:

“Bugün burada gerçekten şimdiye kadar hissettiğim en anlamlı serginin içinde olmaktan gurur duyuyorum. Bu merkeze adını veren Atatürk’ün annesi Zübeyde Hanım’ın, annem Seher hanımın, babamın bana çok anlattığı babaannem Nâresümbül hanımın ve şu an yaşamayan ama bizim varoluşumuzu sağlayan bütün annelerin ışıklar içinde uyumasını diliyorum. Küçükken anneme ‘Senin oğlun ne iş yapıyor?’ diye sorulduğunda hiç unutmam annem beni şöyle tanımlardı: ‘Tam da bilmiyorum ama boyacı badanacı gibi bir şey.’

Babaannem at üzerinde doğup büyüyen bir Çerkez kadınıydı, o yüzden atlarla ilişkim babaanneme dayanır ve çizdiğim atların çoğu da dişidir. Ne güzeldir ki at ve insan dünyada bütün sanat dalları içinde altın ölçülere sahip olan en güzel yaratıklardır. Bütün rönesans sanatçıları, insan dediğimiz yaratığın da kadın olanının yani dişisinin altın orana sahip olduğunu söyler. Sözlerimi tekrar bizi bugünlere getiren annelere sevgi ve saygılarımı sunarak bitirmek istiyorum.”

Mahmut Karatoprak, Haydar Akdağ, Mahmut Aydın, Süleyman Saim Tekcan, Taner Yılmaz, İskender Giray, Celaleddin Çelik, Bahadır Çolak, Devabil Kara, Egemen Kemal Vuruşan, Bilal Hakan Karakaya, Kadir Akyol ve Mahir Güven’in eserlerinin yer aldığı “Süs” sergisi, 31 Mart’a kadar AKM Galeri’de ücretsiz ziyaret edilebilir.

Previous Story

Cappadox Yıllar Sonra Geri Dönüyor

Next Story

Ara Güler İçin Anma Pulu Ve İlkgün Zarfı

0 0,00
02_ArtDog_CD_Logo_RGB_Black

BÜLTEN

Türkiye ve dünyadan haftalık kültür-sanat haberleri, inceleme yazıları, sergiler ve etkinlikleri takip et.

Bülten aboneliğinde ArtDog Istanbul’un gizlilik sözleşmesini kabul etmiş olursunuz.