Joan Miró Arkas'ta - ArtDog Istanbul
Joan Miró, Resim, Karton üzerine kağıt üzerine yağlı boya 76 x 65 cm, 1935

Joan Miró Arkas’ta

Yeni sanat sezonu pek çok galeri ve müzede birbirinden iddialı sergilerle karşılansa da İzmir'deki Arkas Sanat Merkezi, 20. yüzyıl sanatının en ikonik figürlerinden Joan Miró’nun eserlerini ağırlamanın ayrıcalığını taşıyor.

Kasım 2011’de İzmir Alsancak’ta kapılarını açan Arkas Sanat Merkezi, düzenlediği önemli sergilerle İzmir’in kültür ve sanat kimliğine yön vermeye devam ediyor. 2020’de açtığı Picasso: Gösteri Sanatı sergisi ile şehrin tarihinde bir rekora imza atarak 100 bin ziyaretçiye ulaşan Arkas Sanat, şimdilerdeyse doğumlu Katalan ressam ve heykeltıraş Joan Miró’nun yaşamı boyunca çok çeşitli tekniklerle ürettiği 74 eserini Joan Miró: İmge, Metin, Gösterge adlı sergiyle şehre taşıdı. Miro’nun Portekiz Devleti Çağdaş Sanat Koleksiyonu’na ait, Fundação de Serralves – Museu de Arte Contemporânea Porto, Portekiz himayesinde bulunan koleksiyonundan seçilen 74 eser, beş ay boyunca sergilenecek.

Miro’nun ambalaj, kağıt, masonit, pano, duvar halısı, çuval bezi ve gazete gibi çok çeşitli yüzeyler üzerinde ve bronz, drift wood, seramik gibi tekniklerde ürettiği eserlerinden oluşan sergi, Türkiye’de şimdiye dek düzenlenen en kapsamlı Miró sergilerinden biri olarak öne çıkıyor.

Joan Miró, Kadın ve Kuş, Tuval üzerine yağlı boya, 116 x 89 cm, 24 Kasım 1959

Arkas Sanat Merkezi Direktörü Müjde Unustası öncülüğündeki serginin küratörlüğünü Dünyadaki en önemli Miró uzmanlarından sanat tarihçisi ve akademisyen Robert Lubar Messeri üstleniyor. Sergi açılışında küratör Messeri ile ilgili paylaşılan önemli bir bilgi ise anne tarafından büyük ailesinin 1920’lerde İzmir’den göç etmiş olması… Messeri, sergi vesilesiyle şehirle gerçekleşen buluşmasını, “Bu şehir benim için çok büyük bir anlam ifade ediyor. Ben büyürken İzmir bizim ayrıldığımız çok büyük bir tarihi, çok büyük bir yuvayı temsil ediyordu” diyerek anlatıyor.

Arkas Sanat Merkezi ve Serralves Vakfı iş birliğiyle düzenlenen serginin arka planında hiç kuşkusuz özenli ve uzun soluklu bir çalışma var. Serginin basın toplantısında konuşan Arkas Holding Yönetim Kurulu Başkanı Lucien Arkas da arka planda dünya çapındaki müze ve kurumlarla yürütülen bu yoğun çalışma ve işbirliğinin önemine vurgu yaparak “Arkas Sanat Merkezi’nde 2011 yılından bu yana 13 yılda 27.inci sergimiz. Yurtdışındaki prestijli müzeler ve koleksiyonerle ile her zaman güvenli saygın bir ilişkimiz, sergilerimiz kapsamında karşılıklı eser alışverişlerimiz oluyor,” diyor. Lucien Arkas, Miró: İmge, Metin, Gösterge sergisi ile ilgili ise şunları söylüyor:

“İzmir’e ilk defa Joan Miró eserlerini getiriyoruz. Hatta bu sergi ülkemizde düzenlenen en kapsamlı Miró sergilerinden biri diyebiliriz. Sergide Sobreteixims ve Yanık Tuvaller serileri gibi sanatçının daha önce Türkiye’de hiç sergilenmemiş eserleri de yer alıyor. Miro, bana göre sürrealizmi başlatan kişi. Bu nedenle önemli. Öncülerin değeri başka oluyor. Eserlerini ilk gördüğünüzde şaşırıyorsunuz ve ne anlatmak istediğini  anlamaya çalışıyorsunuz. Onun da istediği bu. Başarılı bir sergi olacağına eminim.”

Joan Miró, Manzarada Figür, Kağıt üzerine Hint mürekkebi, guaj ve pastel 35,5 x 28 cm 47,8 x 40,5 x 2,5 cm, 1970

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay ve Porto Belediye Başkanı Rui Moreira’nın da yer aldığı açılışta Lucien Arkas, iki yıl sonra yine İzmir’de açacakları yeni sanat merkezine Paris’in çağdaş müze ve kültür merkezi Georges Pompidou koleksiyonunun taşınacağı müjdesini de verdi.

Konuşmasında Miró Koleksiyonu’nun İtalya’da başlayan uluslarasın hikâyesini olduğunu vurgulayan  Serralves Müzesi Direktörü Philippe Vergne, “İzmir’deki bu sergi, Barselona doğumlu Katalan ressam ve heykeltıraşın eserlerinin Türkiye’de ilk kez sergileniyor olması nedeniyle Serralves Vakfı Çağdaş Sanat Müzesi için büyük anlam ve önem arz ediyor,” dedi.  Önümüzdeki beş ay boyunca Miró Koleksiyonu’nun yepyeni bir ziyaretçi kitlesiyle buluşmasından duyduğu heyecanı anlatan Vergne, “Miró Koleksiyonu’nun Türkiye’de yeni sanatseverlerle buluşması için iş birliğiniz ve desteğiniz çok önemliydi. Bu sayede Serralves Vakfı, bu olağanüstü koleksiyonu tanıtma ve erişilebilir kılma misyonunun bir bölümünü gerçekleştirmiş oldu,” ifadelerini kullandı.

Hazırlık sürecinin yaklaşık iki yıl önce başladığının altını çizen Arkas Sanat Direktörü Müjde Unustası, ise sergiyi şöyle detaylandırdı:

“Koleksiyon iki açıdan çok önemli ve alışılmışın dışında. Öncelikle Miró’nun belli bir dönemine odaklanmaksızın 60 yıllık kariyerini kapsıyor. Koleksiyondaki en eski eser 1924 yılına ait ve çok önemli bir eser. Nitekim bu yıl itibarıyla Miró, işaretler dilini kullanmaya başlıyor. En yeni eserlerse 1981 yılına ait. Bunlar, sanatçının ölümünden iki yıl önce yaptığı eserler. Koleksiyonun bir diğer özelliği de Miró’nun kullandığı teknik ve malzeme zenginliğini ortaya koyması. Miró, çok farklı teknik ve malzeme ile çalışan bir sanatçı. Sanatsal teknikleri farklı medyumlara taşıyarak izleyiciyi şaşırtmayı seviyor. Bu koleksiyon onun kullandığı bu çeşitliliği görebilmek, farklı teknikleri bir medyumdan diğerine nasıl aktardığını keşfetmek adına da çok kıymetli.”

74 Seçki

Serginin Küratörü Robert Lubar Messeri, “Miró kendini ressam-şair olarak tanımlıyordu. Onun için şiirin kelimelerden oluşması gerekmiyordu. Her zaman şiire derin bir ilgi duydu: Yazdı, okudu, şairlerle iç içe bir hayatı oldu. Tablolara bıraktığı işaretler bir tür el yazısına dönüştü. Bu etkileşim, 1924’ten sonra Miró’nun tüm sanatsal pratiğini etkiledi. Dolayısıyla biz de bu sergide Miró’nun imge, metin, gösterge üçgeninde sanatsal pratiğine bakmak istedik” diyerek Miró’yu ve serginin içeriğini şöyle anlattı:

İlginizi çekebilir:  Ferda Art Platform’da İki Sergi

“Bu sergi Miró Koleksiyonu’ndaki 85 eser içerisinden 74’ünün bir seçkisi. Miró’dan sürrealist olarak bahsediyoruz ama duvardaki açıklamalara baktığınızda sürrealizm kelimesinin bir kere bile geçtiğini görebileceğinizi sanmıyorum. Picasso’nun bir kübistten çok daha fazlası olduğu gibi  Miró  da bir sürrealistten çok daha fazlası…  O nedenle sergiyi dolaşırken  Miró’nun 80 yıllık çok boyutlu  kariyerinin içinde çeşit çeşit eserlerini göreceğiz. (…) Resimlerini göreceğiz ve Miró’nun eserlerinin bir ortamdan bir başka bir ortama sürekli atladığını, sürekli farklı yöntemler ve farklı teknikler denediğini göreceksiniz.  Miró, resim ortamında ürettiği bir çalışmayı başka bir çalışmaya çeviren bir sanatçı, aynı zaman da çevirmen olarak da zamanında çalışmış bir sanatçı… O nedenle eserlerini bir çizim, bir heykel, bir resim olarak görmüyor. Bunun daha ötesinde bir kavram olarak görüyor. Yine sergide Asya geleneğine uygun bir şekilde kağıdın üzerinde yazılıp çizilen semboller, bir yazıdan çok daha öte anlama geldiğini ifade ediyor… Yepyeni görsel bir dil geliştirdiğini görüyoruz…”

Avrupa, Japonya ve Amerika’da çok sayıda sanatçı kuşağını etkileyen Miró’nun koleksiyonunun Porto kenti ile Serralves Vakfı’na kazandırılmasının ise ilginç bir öyküsü var; geçirdiği ekonomik kriz nedeniyle Portekiz bankası sahip olduğu Miró Koleksiyonu’nu dünyaca ünlü müzayede evinde satışa çıkmasına ve eserlerin ülke dışına çıkarak dağılmasına Portekiz kamuoyu büyük tepki gösterir. Daha sonra koleksiyon halkın ve hükümetin çabalarıyla vakfa kazandırılır.

İspanyol Dansçı ve Yanık Tuvaller

1924 tarihli İspanyol Dansçı sergide Miró’nun ürettiği çığır açıcı imgelerden. Küratör Robert Lubar Messeri eserin son derece tutumlu üslubuyla dikkat çekerken bu yapıtta, dansçının bedeni çeşitli imgelerle dansçının anatomisini kökten uca yeniden yapılandırdığına dikkat çekiyor. Miró, yapıtın her yerinde görsel kafiyeler oluşturarak yeni bir anlatım kurgular. Böylece mekandaki nesnelere dair beklentileri kökten sarsar.

 

Soreteixims serisinde ise yer alan dokumalar ise geleneksel anlamda duvar halısı değildir. Miró, burada da diğer mecralarda ürettiği yapıtlar gibi estetik kalıpları kırmaya çalışır. Burada zanaatı nasıl da yüksek bir sanata dönüştürdüğünü de gösterir. Miró bu seriye Josep Royo adlı genç bir dokumacıyla birlikte, 1972 ve 1973 yılları arasında otuz üç Sobreteixim ve Sobreteixim Sac üretir. Yine Royo ile Sobreteixim ve Sobreteixim Sac birlikte serilerini ürettikleri Tarragona’daki terk edilmiş un değirmeninde Yanık Tuvaller üzerine çalışmaya başladı. Çarpıcı bir simyasal dönüştürme eylemiyle, aynı anda hem göstermeyi imha eden hem de ona yeni bir hayat veren Miró’nun bu eseri kariyerinde bir dönüm noktasını da temsil eder.

Sergi kapsamında sanatçının ününü kazandığı tabloların yanı sıra, resimler ile kumaşlar arasındaki ayrımı köprülemeyi amaçlayan Sobreteixims serisi ve sanatın estetik bir ifade olmanın ötesinde güçlü bir eleştiri aracı olarak kullanabileceğini vurgulayan Yanık Tuvalleri’nden bir örnek de Türkiye’de ilk defa sergileniyor.

Joan Miró

20 Nisan 1893’te Barselona’da doğan Miró, anayurdu Katalonya’da büyük toplumsal dönüşümlerin yaşandığı bir dönemde büyüdü. Daha sonra döneminin sanatçıları gibi yaratıcı faaliyetlerini sürdürmek için Paris’e yerleşti. Empresyonizm’den Fovizm’e, Primitizm’den Kübizm’e birçok sanat akımından etkilenerek kendine has tarzını yarattı.

İmzası olan resim-şiirleri, biyomorfik formları, geometrik şekilleri, soyutlanmış ve yarı soyut nesneleri; tuvallerden seramiklere, heykellerden goblenlere kadar birçok medya aracılığıyla sürdürülen orjinal bir sanat anlayışını şekillendirmeye vesile oldu. Miró bilinçli bir düşünce olmaksızın, otomatik bir şekilde resim yapıp bilinçaltını ifade etmeye yönelerek, bilincinin derinliklerinde bastırılan duyguları renkli fırça darbeleriyle dışa vurdu. Bu tarz ile de Otomatizm akımının önemli figürlerinden biri olarak tanındı.

Radikal ve yenilikçi tarzı, 20. yüzyıl avangardının giderek daha fazla soyutlamaya yönelmesinde kritik bir rol oynadı. Miró, erken Sürrealizm ile ilişkilendirilmiş, Soyut Dışavurumcular ve Renk Alanı ressamları üzerinde etkili olsa da modern sanatta kategorilere sığdırılamayan, kendine özgü bir görsel kelime dağarcığı yarattı.

Miró’nun kategorilere indirgenemeyen sanatsal kişiliğini ve 60 yıllık bir üretim servüvenini ele alan Joan Miró: İmge, Metin, Gösterge sergisi, 9  Şubat’a dek Arkas Sanat Merkezi’nde görülebilir.

Previous Story

Turner Prize 2024: Kültür, Kimlik ve Hafıza

Next Story

Şişli Belediyesi’nden “Birlikte” Sergisi

0 0,00
02_ArtDog_CD_Logo_RGB_Black

BÜLTEN

Türkiye ve dünyadan haftalık kültür-sanat haberleri, inceleme yazıları, sergiler ve etkinlikleri takip et.

Bülten aboneliğinde ArtDog Istanbul’un gizlilik sözleşmesini kabul etmiş olursunuz.