İstanbul’un Kültür Mekânları Merkezileşme Kıskacında - ArtDog Istanbul
Metrohan

İstanbul’un Kültür Mekânları Merkezileşme Kıskacında

TBMM Genel Kurulu’nda kabul edilen Vakıflar Kanunu değişikliğiyle Müze Gazhane, Artİstanbul Feshane, Yerebatan Sarnıcı, Casa Botter ve iskele kütüphaneleri dahil olmak üzere İBB tarafından restore edilerek kamusal yaşama kazandırılan 100’ü aşkın mekânın yönetimi tartışmalı hâle geldi. Muhalefet, sanatçılar ve sivil toplum örgütleri düzenlemenin kültürel miras, kamusal erişim ve kent hakkı açısından ciddi riskler taşıdığı uyarısında bulunuyor. Olası değişikliğin İstanbul’un kültür ortamını nasıl etkileyeceğini Karşı Sanat’ın kurucusu, küratör Feyyaz Yaman ve gazeteci–yazar Nazım Alpman'a sorduk.

TBMM Genel Kurulu’nda kabul edilen “Vakıflar Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi”, İstanbul’daki kültür varlıkları, tarihi alan yönetimi, vakıf taşınmazları ve kültür–turizm faaliyetlerinde denetim süreçlerini yeniden şekillendiriyor. Düzenleme; Müze Gazhane, Artİstanbul Feshane, Yerebatan Sarnıcı, Casa Botter, Moda İskelesi ile Beşiktaş ve Kadıköy İskele Kütüphaneleri gibi İBB tarafından son yıllarda restore edilerek İstanbul’un kültür yaşamına kazandırılan mekanların geleceğini belirsizliğe sürüklüyor. Risk altındaki  İBB’ye ait 100’den fazla ikonik mekanda kamusal fayda, kültürel erişim ve halkın katılımı ilkesiyle yönetim öne çıkıyor. Kamuoyunda “İBB’nin yenilediği mekânlar yandaş vakıflara mı devredilecek?” sorusu gündemde…

Artİstanbul Feshane

Siyasilerden Tepkiler

CHP Genel Başkan Yardımcısı Gökan Zeybek, geçtiğimiz günlerde sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, iktidarın döneminde “rant ve yandaş vakıf tutkusu”nun sıklıkla halkın önüne geçtiğini belirtiyor ve ekliyor: “Silivri’de hukuksuzca tutulan Cumhurbaşkanı adayımız ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanımız Ekrem İmamoğlu ile ekibi; unuttuğunuz, terk ettiğiniz, ihmal ettiğiniz İstanbul’un hafızalarını binbir emekle onardılar, yeniden yaşama döndürdüler.” Zeybek, açıklamasında özellikle kamusal alanların vakıf adı altında “fırsat projelerine” dönüştürülmesine karşı duracaklarını vurguluyor ve “Kültürel miraslar halkındır” diyor.

Vakıflar Kanunu’ndaki değişiklik Meclis’ten geçirilirken, CHP’li Murat Emir de bu düzenlemenin kültürel miras açısından büyük bir risk oluşturduğuna dikkat çekmişti. Emir, Ortaköy’de İBB’nin restore etmek istediği iki konağın daha önce merkezi idareye devredilip özelleştirildiğini, Galata Kulesi ve Gezi Parkı örneklerini anımsatarak “merkezileşme tehlikesi”nin önemini hatırlattı.

Mekânların geleceğine dair ciddi endişeler sivil toplum örgütlerini de harekete geçirdi. İstanbul Kent Konseyi,  sosyal medya hesaplarından yaptığı açıklamada, Vakıflar Kanunu değişikliğinin kültürel miras alanlarında yaratabileceği risklere dikkat çekti. Konsey, sürecin şeffaf, katılımcı ve kamu yararını gözeten bir şekilde yürütülmesi gerektiğini vurguladı.

Geçtiğimiz günlerde Özgür Sanat Meclisi’nden bir grup sanatçı, Müze Gazhane’nin önünde toplanarak “Rızamız yok” diyerek imza topladı ve destek çağrısında bulundu. Yapılan açıklamada  “Sanatın kalbi olan alanlar yok edilecek ve bu değerli yapılar ranta açılacaktır. Bir yandan sanatın icra edildiği, hafızanın korunduğu mekanları kamuya açık kültür yapıları olmaktan çıkarıp, onları beton yığınlarına dönüştürerek sermayenin hizmetine sunma gayreti kabul edilemez. Rızamız yok, razı değiliz! Kültürümüzü, sanatımızı, mekanlarımızı korumaya kararlıyız; vazgeçmiyoruz,” cümleleri öne çıktı.

Olası değişikliğin İstanbul’un kültür ortamını nasıl etkileyeceğini Karşı Sanat’ın kurucusu, küratör Feyyaz Yaman ve gazeteci–yazar Nazım Alpman‘a sorduk.

Müze Gazhane

Nazım Alpman: “Kırmızı Kuvvetler ve Mavi Kuvvetler”

Bu kanun, şehirdeki sanat ve kültür etkinliklerini nasıl etkiler?

Belediyelerin restore edip halka açtığı kültür varlıklarının merkezi idareye devredilmesi, şehirdeki sanat üretimi ve yerel kültürel katılımı nasıl etkiler?

Previous Story

Beykoz Kundura’da Yerli Malı Haftası

0 0,00
×
GG Popup
GG Popup Mobil