Temelleri “Örselenmiş bir tarih ve kültür şehrine vefa duyar” yaklaşımı ile atılan İBB Miras, mimar, mühendis, sanat tarihçisi, arkeolog, restoratör, restorasyon ustası, restorasyon işçisi, fotoğrafçı ve belgesel yapımcısı gibi alanında uzman kişilerle İstanbul’un birbirinden önemli tarihi yapılarını korumak için canla başla mücadele ediyor. Şehrin 40 farklı noktasında kapsamlı restorasyon uygulamaları gerçekleştiren İBB Miras, 21 ilçede, 42 rotada ve 1200 noktada kültür varlıklarını periyodik olarak denetliyor. İBB Miras’ın son dönemde öne çıkan projeleri arasında Yerebatan Sarnıcı restorasyonu ile kültür-sanat merkezi olarak kullanılacak Botter Apartmanı, St. Pierre Han ve Metro Han yer alıyor. Ayrıca İstanbullular, ‘açık restorasyon ilkesi’ çerçevesinde İBB Miras’ın sosyal medya hesapları üzerinden başvuru yaparak kurumun tüm şantiyelerini gezebiliyor. İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kültür Varlıkları Daire Başkanı Oktay Özel, 2019 yılından bu yana kültürel mirası korumak için çalışmalar yürüten İBB Miras’ı ArtDog İstanbul için anlattı.
-
İBB Miras nasıl kuruldu? Kurum olarak hedeflerinizi öğrenebilir miyiz?
İBB Miras, İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kültür Varlıkları Dairesi Başkanlığı tarafından Aralık 2019’da kurulan, İstanbul’un kültür mirasına yönelik önleyici koruma faaliyetleri gerçekleştiren bir oluşumdur. Mimar, mühendis, sanat tarihçi, arkeolog, restoratör, restorasyon ustası, restorasyon işçisi, fotoğrafçı ve belgesel yapımcısı gibi alanında uzman kişileri kapsayan birimimizin amacı; kültür mirası üzerinde ağır bir yük oluşturan kapsamlı restorasyon uygulamalarından ziyade, eserlerde gerçekleştirilen periyodik bakımlara odaklanmak ve eserlerdeki tahribat geri dönülemez hale gelmeden sürekli bakımlarını mümkün kılmaktır. İBB Miras’ın temelleri “Örselenmiş bir tarih ve kültür şehrine vefa duyar” yaklaşımı ile atılmıştır.
Önleyici korumanın en temel gerekliliği eser izlemedir. İBB Miras ekipleri ile 21 ilçede, 42 rotada, 1200 noktada kültür varlıklarını periyodik olarak takip etmekteyiz. Mobil ekiplerin saha gözlemlerini düzenli olarak paylaştıkları sistemde, eserlerle ilgili verilerin güncelliğinin korunmasını ve ardından acil müdahale sağlıyoruz. Periyodik takiplerin dışında, gelen şikayetler ve talepleri de değerlendirerek ekiplerimizi alana yönlendirip tespitlerini yapıyoruz. Önleyici koruma çalışmaları ile eserlerin periyodik bakımları yapılmakta, böylece kapsamlı restorasyon müdahalelerine ihtiyaç azalmaktadır.
Tüm bu çalışmalarla birlikte yıllarca ihmal edilen Yedikule Gazhanesi, Balat Fener Evleri, Haldun Taner Sahnesi, Ceneviz Surları gibi şehrin önemli kültür mirasında esaslı restorasyon uygulamaları yapıyoruz.
Yapılan tüm uygulamalar, bütün aşamalarını kapsayacak şekilde İBB Miras bünyesindeki medya ekiplerince belgeleniyor. Belgeleme aşaması, eserin onarım süreci öncesinden, bakım onarım aşamasına ve eserin son haline kadar katmanlı bir eylem planını ve sosyal medyada paylaşımını kapsıyor. Sosyal medya paylaşımlarımızla vatandaşları, kültür varlıklarına dair bu sahip çıkma aşamalarına dahil ederek farkındalığı artırıyoruz.
“… yıllarca ihmal edilen Yedikule Gazhanesi, Balat Fener Evleri, Haldun Taner Sahnesi, Ceneviz Surları gibi şehrin önemli kültür mirasında esaslı restorasyon uygulamaları yapıyoruz.”
-
Botter Apartmanı, St. Pierre Han ve Metro Han… Tüm bu sivil mimari örnekleri İBB Miras tarafından restore ediliyor. Bu restorasyon çalışmaları hangi aşamada?
Bahsettiğiniz yapılar, İBB Miras’ın aktif 40 şantiyesinden sadece 4’ü. Botter Apartmanı’nda restorasyon çalışmaları başladı. Casa Botter ismi ile İstanbul’a bir sanat ve tasarım merkezi kazandırmış olacağız. Şehrin UNESCO Tasarım Başkenti olarak 2023 yılında uluslararası organizasyonlara ev sahipliği sürecinde önemli merkezlerden biri olacak.
Saint Pierre Han’da da benzer şekilde bilim kurulu eşliğinde restorasyon çalışmalarına devam ediyoruz. Yakında kısmi bir sergiyle meraklıları tekrar 250 yıllık miras ile buluşacak; Han Galata’ya renk katacak.
İlk iki katta restorasyon çalışmaları tamamlanmak üzere olan Tünel Metro Han’da kısmi açılış yapıldı ve tarihi yapı “Fraktal” sergimize ev sahipliği yaptı. Diğer katlarda da yoğun olarak boya kat altından çıkan kalem işlerinde ve bütün kapı pencere doğramalarında, konservasyon çalışmaları yapılıyor. Alanın kullanımına yönelik de mimari tasarım projeleri yürütülüyor.
İBB Miras, İstanbul’un dört bir yanında çoğalmaya devam ediyor. Devam ederken de şantiye gezilerimiz sayesinde İstanbullularla buluşuyor. Sosyal medya hesaplarımız üzerinden başvuru yapabilirsiniz.
-
Restore edilen bu eşsiz sivil mimari örnekleri hangi amaçlarla kullanılacak?
“İstanbul’un eşsiz mirasını koruyarak geleceğe aktarma” gayemizin yanında, bu alanların farklı fonksiyonlarla kamusal kullanıma açık alanlar olması önceliklerimiz arasında. Bu sebeple de yapı fonksiyonlarını belirlerken kent içinde ihtiyaç duyulan hizmet alanlarını göz önünde bulunduruyoruz. Bu yapılar, kütüphane, kültürel etkinlik alanları, müze, geçici sergi alanları, yeme içme mekanları, kısacası kamusal kullanıma hizmet edecek çeşitli fonksiyonlarla kentsel yaşamın parçası haline gelecektir. Örneğin, Galata bölgesi ve İstiklal Caddesi gibi kentin hafızasında yer etmiş bölgelerde özellikle bölgenin kültür hafızasını kuvvetlendirecek kültür sanat odaklı alanlar yaratmak için çalışıyoruz. Bu sebeple Botter Apartmanı’nda “Casa Botter Sanat ve Tasarım Merkezi”, Tünel Metro Han’da “Hafıza Müzesi”, Sen Pierre Han kültür, sanat ve eğitim merkezi, Taksim Maksem müze alanı gibi yerler il ve ilçeye değer kazandıracaktır.
-
Restorasyon sürecinde karşılaştığınız zorluklar nelerdir?
İBB Miras olarak İstanbul genelinde tescilli alanlarda çalışmalar yürütüyoruz. Bu alanlardaki projeler Koruma Kurulları tarafından onaylanmakta, onay süreçlerinin uzaması ve zorlayıcı süreçler işletilmesi uygulama süreçlerini geciktirmektedir. Örneğin Yerebatan Sarnıcı’nın güçlendirme projelerinin uzun süre kurul gündemine alınmaması, statik açıdan tehlikeli durumda olan sarnıcın uygulama sürecini geciktirdi. Bunun dışında 2020 yılında halk oylamasıyla seçilen Taksim Kentsel Tasarım Yarışması’nın projesi halen kurul tarafından onaylanmadı. Birçok projede kurul onay süreci uzadığı için uygulama sürecine geçilemiyor. Bu durum yapıların onarılma süreçlerini geciktirdiği gibi riskleri de artırıyor.
Restorasyon sürecinde karşılaşılan diğer zorlukların başında şehrin ve eserlerin maruz kaldığı vandalizm geliyor. Yüzyıllara, hatta doğal afetlere bile göğüs germeyi başaran kültür varlıkları, maalesef bu vandalizm karşısında savunmasız kalıyor. Dolayısıyla İstanbul’u korumak, sadece birilerinin sorumluluğuyla sınırlandırılamayacak kadar hayati bir önem taşıyor.
Üç imparatorluğa başkentlik yapan İstanbul’un, tarihi yapıları şehrin merkezinde yoğunluk gösteriyor. İBB Miras olarak kent genelinde ve eser çokluğu sebebiyle tarihi yarımada içinde restorasyon uygulama çalışmalarımız, eserlerin görünürlüğünü artırma hedefi ile yoğunluk kazanıyor. Burada yaşadığımız en büyük sıkıntı ise kent merkezi olan bu alanlarda ticari faaliyetlerin, yaya ve araç sirkülasyonunun fazla olmasının gündüz çalışma saatlerini kısıtlaması ve uygulama sürecini uzatmasıdır.
-
Yerebatan Sarnıcı İBB Miras’ın gerçekleştirdiği restorasyon uygulamasının ardından temmuz ayında yeniden ziyarete açıldı. Restorasyon süreci nasıldı, nelere dikkat edildi? Ziyaretçileri neler bekliyor?
Yerebatan Sarnıcı Müzesi’nde İBB Miras ekipleri tarafından tarihinin en kapsamlı restorasyonu tamamlandı ve özgünlüğünü bozan yüklerinden kurtarıldı. Uygulanan restorasyon çalışmaları, aydınlatma tasarımları, şehrin en büyük kapalı sarnıcını olası İstanbul depremine karşı güçlendirirken yeni nesil müzecilik anlayışını da eşsiz yapıda hayata geçirdi. Yük oluşturarak olumsuz bir etki yaratan betonarme yürüyüş yolu kaldırılarak sarnıcın derinlik algısını deneyimlemek için yürüme platformu yerden 40 cm yüksekliğinde, hafif, modüler bir şekilde kurgulandı. Müze genelinde yapının özgün dokusuna zarar veren 1500 ton çimentolu harç da yine titiz bir çalışmayla sarnıçtan uzaklaştırıldı.
Geçici sergiler, çağdaş sanat gösterileri, kültür sanat etkinlikleri ve dinletilere ev sahipliği yapacak olan Yerebatan Sarnıcı Müzesi, kapılarını “Daha Derin” sergisiyle açtı ve sergiyle paralel olarak sarnıcın geçmişten bugüne uzanan hikayesini canlandıran dijital-video haritalandırma çalışmasıyla ziyaretçilerle buluştu.
-
İBB Miras, kültürel mirasın korunmasında nasıl bir göreve sahip? Bu konu üzerinde çalışan diğer resmî kurumlardan farkı nedir?
İBB Miras ekibimizle yürüttüğümüz önleyici koruma yaklaşımında temel amaç yüksek maliyetli restorasyon uygulamalarına gerek kalmayacak şekilde uzman restoratörler, konservatörler, mimarlar ile eserlerin bakımlarını kamu eliyle ihalesiz şekilde gerçekleştirmek, gelecek kuşaklara aktarmaktır. Kamu kaynaklarından tasarrufun en iyi örneklerinden olması nedeniyle diğer kurumlar için örnek teşkil eden bir yapıya sahiptir.
Şehir içinde yaptığı bütün çalışmaları İstanbulluları dahil ederek yapmamız da İBB Miras’ın diğer tüm resmî kurumlardan farkı sayılabilecek en önemli özelliklerinden biridir. Açık restorasyon ilkesi altında yapılan şantiye gezileri, sosyal medya paylaşımları ve İstanbulluların adeta miras elçisi olarak sürece dahil olması, miras alanlarındaki tahribatlar ile ilgili bilgi aktaran ve talep eden bir yaklaşım sergilemesi yapılan işin değerini artırıyor. Bu alanlarda yapılan çalışmaların insanların taleplerine cevap verdiğinin görülmesi bu katılımdan aldıkları verimin çoğalmasına ve daha fazla katkı sağlanmasına olanak veriyor. Bütün bu alanlar restore edilirken şantiye gezileri devam ettiği için bilim kurulu danışmanlığında restorasyon çalışmaları kentin gündelik hayatının bir parçası oluyor. Aynı zamanda açık restorasyon uygulamaları verilen yoğun emeğin ne kadar büyük ve yapılan müdahalelerin ne kadar zorlu süreçler olduğunu da gösteriyor.
Uzman kişiler tarafından oluşan mobil ekiplerin anında gidip tespit ve geri dönüş yapması da bir diğer fark. Bu hızla gerek sosyal medya kanallarından gerekse Beyaz Masa üzerinden direkt cevap verip bu dinamizm sağlanmış oluyor aslında. Çünkü bütün bürokratik süreçler, bütün izinler, oradaki eserin yok olmasına neden olan şeylerdir. İBB Miras, bu bürokrasiyi hızlandırarak, hem İstanbullunun karşılık bulabileceği, iletişime geçebileceği bir platform yaratmış oluyor hem de eserin ömrünü uzatma yardımcı oluyor.
“Örneğin, Galata bölgesi ve İstiklal Caddesi gibi kentin hafızasında yer etmiş bölgelerde özellikle bölgenin kültür hafızasını kuvvetlendirecek kültür sanat odaklı alanlar yaratmak için çalışıyoruz.”
İBB Miras’ın yetki ve sorumluluğunda olan bölgelerde restorasyon uygulama ve yeniden kullanıma yönelik mimari tasarım süreçleri birlikte yürütülüyor. Yani bir eser restore ediliyor ve nasıl kullanılacağı alanın tarihi kimliği, kullanıcıları ve alanın planları göz önüne alınarak belirleniyor. Yani bir yandan yapı ayakta tutulmaya çalışılırken bir yandan da nasıl kullanılacağıyla ilgili projeler şekillendiriliyor. Böylece restorasyon süreci devam ederken kullanım belleği çeşitli etkinlikler, sergiler ile sağlanıyor. İBB Miras için tasarım sürecini restorasyon sürecine dahil etmek de en özgün iş yapma şekillerinden biri olarak düşünülebilir.
-
İstanbul’da ihmal edilen sivil mimari örnekleri hakkında ne düşünüyorsunuz? Sizce bu yapıları korumak ve geleceğe taşımak için nasıl önlemler alınmalı, neler yapılmalı?
İstanbul’da güncel envanter verilerine göre yaklaşık 40 bin kültür varlığı bulunuyor. İstanbul genelindeki tescilli eserlerin yüzde 68’i sivil mimarlık örneğidir. Bu sivil mimarlık örneklerinden yüzde 83’ü özel mülkiyette yer alıyor. Özel mülkiyette yer alan bu yapılar genellikle yüksek restorasyon maliyetlerin karşılanamaması ve kent merkezlerinin kısmi şekilde boşalması sebebiyle terk edilmektedir. Bu durum yapıların atıl duruma düşmesine, farklı amaçlarla kullanımı adına tahrip edilmesine veya yıkılmasına neden olmaktadır. Aslında tescilli kültür varlığına sahip olup onun yok olmasını sebebiyet vermek 2863 sayılı Kültür Varlıklarını Koruma Kanunu gereği suçtur. Biz bu konuda eski eseri ihmal eden, onarmayan kurum ya da mülk sahibi varsa onlarla İBB Miras denetim birimimiz (KUDEB) aracılığıyla resmi yazışmalar yaparak uyarıyoruz. Eğer bu eserin yok olmasına sebep verirlerse haklarında cezai işlem başlayabileceğini bildiriyoruz. Bu yazışmalarla en azından süreci resmi bir tabana taşımakta ve ihmal edilmiş sivil mimarlık örneklerini tekrar gündeme getirmektedir.
Biz kendi mülkiyetimizde olanlar için iş planımız doğrultusunda hızlıca restorasyon çalışmaları başlatıyoruz. Dolayısıyla kendi yetki ve sorumluluk alanımızda olan tescilli kültür varlıklarında restorasyon yapıp kendi mülkiyetimizde olmayanları da ilgililerine sorumluluklarının ne olduğunu hatırlatıyoruz. İstanbul ve bu kentin bize bıraktığı eşsiz mirası korumak, yaşatmak ve geleceğe aktarmak yetkisi olan tüm kurumların ve vatandaşın asli görevidir.
-
Türkiye’de dönem dönem çeşitli restorasyon faciaları gündeme geliyor. Restorasyon ve kültürel hazineyi korumak bizde ne kadar anlaşılıyor? Sizin bu konudaki yol haritanız nasıl şekilleniyor?
Restorasyon facialarının gündeme geldiği kadar doğru örneklerin de gündeme gelmesini istediğimiz için sürekli olarak yaptığımız bütün çalışmaları belgeleyerek sosyal medya hesaplarımızdan paylaşıyoruz. Yalnızca kendi uygulamalarımız değil restorasyon uygulamalarının iyi örneklerinin görünürlüğünün artmasını istiyoruz. Görünürlüğün artmasının vatandaşlar üzerinde de farkındalık yaratmak gibi önemli bir etkisi var.
Bahsettiğimiz gibi bizim yol haritamız şöyle şekilleniyor: İlk andan fonksiyon verdiğimiz son noktaya kadar, restorasyon yaptığımız işlerin bütün aşamalarını belgeliyoruz. Hatta vatandaşları davet ederek, onların da restorasyonu canlı olarak görmelerini sağlıyoruz. Bu sayede insanların doğru restorasyon yaklaşımı konusunda bilgi sahibi olmasını ve bu işin bir parçası olmalarını hedefliyoruz.
-
İBB Miras tarafından yenilenecek projeler kim tarafından seçiliyor? Restore edilecek yapıları hangi kriterlere göre seçiyorsunuz?
Değerlendirmelerimizi başkanımız Ekrem İmamoğlu’nun “Eşsiz Miras” İstanbul vizyonuyla, İstanbul’un unutulmuş alanlarından başlamak üzere 39 ilçeyi kapsayacak şekilde öncelikleyerek belirliyoruz.
Kültürel Miras Koruma Müdürlüğü, İstanbul’da yaklaşık 40 bin tarihi eseri belgeledi, envanter fişlerini çıkarttı. İBB Miras ilk olarak İBB mülkiyetindeki alanlara öncelik veriyor; İBB yetkisinde olup yıllardır ihmal edilmiş, artık yok olmak üzere olan alanları seçiyoruz. Bununla birlikte farklı mülkiyet durumundaki tarihi eserlere aynı hassasiyetle yaklaşıyoruz.
Örneğin Kara Surları, 7,2 kilometre boyunca devam eden bir hat ve çok ciddi bir yapı bütünlüğü içeriyor. Bu hat boyunca müdahale edilecek öncelikli alanları belirlemek üzere bir bilim kurulu oluşturuldu. Prof. Dr. Baha Tanman, Prof. Dr. Zeynep Ahunbay, Prof. Dr. Feridun Çılı, Prof. Dr. Engin Akyürek gibi alanında uzman hocalarımızdan oluşan bu bilim kurulu tarafından Kara Surları’ndaki riskli 10 burç belirlendi. Müdahale yöntemleri geliştirildi ve hızla uygulamaya geçildi.
Anıtsal yapıların yanında sivil mimarlık örnekleri için de mücadele ediyoruz. Buna verilebilecek en iyi örnek 1985 yılında UNESCO Dünya Miras Listesi’ne giren dört miras alanından biri olan Süleymaniye. Geleneksel Osmanlı ahşap konut dokusuyla listeye girmiş olan alan, 2006 yılında yenileme alanı ilan edilmesinin ardından yoğun bir tahribat süreci yaşamıştır. Alanın günümüzdeki yıkıntı hali kabul edilebilir değildir. İBB Miras ekipleri tarafından alan için plan ve projelendirme süreci başlatılarak, çeşitli kişi ve kurumlarla iletişime geçilerek çok ciddi bir belgeleme süreci yürütülmüştür. Bu sürecin akabinde mevcut durumda kurul onayı olan tüm ada-avan projeler ve restorasyon projeleri alanında uzman danışman hocalarımız tarafından incelenmiş, uygulamaya geçebilecek restorasyon projeleri için mülk sahiplerine yazı yazılmıştır. Doku bütünlüğü ve eldeki belgelemelerden gelen veriler ile kimlik kaybına neden olabilecek ada-avan projeler durdurulmuş ve yeniden projelendirme süreci başlamıştır. Alanın bütüncül şekilde ele alınması, sosyal ve ekonomik stratejilerin geliştirilmesi için de planlama süreci eş zamanlı başlatılmıştır. Tüm bu sürecin sonunda yok olan mirasına sahip çıkan, yine alanında uzman kişilerden ve İstanbullulardan beslenen bir süreci yaşayacağımıza eminiz.
“Hasarın tüm esere yayılmasını beklemeden müdahale ediyor böylece kentin tüm kültür mirasını korumaya yönelik sürdürülebilir bir yöntemle hareket etmiş oluyoruz.”
-
Bugüne kadar yapılan en başarılı projelerinizden örnekler verir misiniz?
Müze Gazhane’nin başarısına ve kullanıcıları tarafından bu kadar sevilmesine hepimiz şahit oluyoruz.
Kütüphane Troleybüs’ten söz edebiliriz. İstanbul Üniversitesi’nin yakınında konumlanması sebebiyle kütüphane fonksiyonuyla kullanımını öngördüğümüz için tefrişatını, bütün düzenlemelerini de buna göre yaptık. Restorasyon uygulamasından en sondaki kurumsal kimliğine kadar tasarladığımız bir iş oldu ve şu anda İstanbullular tarafından da çok yoğun olarak kullanılıyor.
Yıllardır atıl durumdaki 1600 yıllık Bukoleon Sarayı’nı kamusal kullanıma açmak adına bilim kurulumuzla birlikte uygulama çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Alanın arkeolojik potansiyelini ortaya çıkarmak adına Arkeoloji ve Müzeler Müdürlüğü denetiminde arkeolojik kazı çalışmalarını tamamladık. Toprağa gömülü sarayı açığa çıkardık. Ziyaretçi merkezi projesi hazırladık ve bu alanın açık hava müzesine dönüşmesini sağlayarak, meraklılarıyla buluşturacağız.
Feshane restorasyonu tamamlanarak İstanbul’a yeni bir kültür alanı kazandırılacak. Haliç kıyısında geniş bir alanda kamusal nitelikte özel bir proje kazandırıyoruz.
Rumeli ve Anadolu Hisarı karşılıklı Boğaz’ın kıyısında yer alan, fakat yıllardır kullanılmayan, ziyaret edilmeyen bir alandı. Çok yakında restorasyon çalışmalarımızı tamamlayarak İstanbul’a Boğaz’ın iki yakasında Hisarlar Müzesi kazandırmış olacağız. Aynı şekilde, Yerebatan Sarnıcı’nda restorasyon çalışmalarını tamamladık. Mekân algısı derinleşmiş şekilde temmuz ayında ziyarete açıldı ve yoğun bir ilgiyle karşılaştı.
-
Dünya gündeminde iklim krizinin sonucu olarak özellikle mimaride uygulanan ve sürdürülebilir bir geleceği odağına alan yaklaşım var. İBB Miras bu konuda neler yapıyor?
Günümüzde iklim krizi gün geçtikçe daha önemli bir boyut kazandı. Bunun en temel nedeni kapitalist sistemin sürekli artması yönünde desteklediği tüketim, kentlerin yeni yerleşim alanlarıyla büyümesi, plansız gelişmedir. Tarihi kent merkezlerinin bu süreç sonunda kullanım değerinde değişiklik olmakta ve turizm odaklı bir ekonomik sistemin parçası haline gelmektedir. İBB Miras yaptığı işlerle kent merkezine etki etmekte ve kullanım değerini yeniden kazanmasına çalışmaktadır. Bunun metropolün çepere yayılma politikası ile birlikte çalışan bir hale gelmesini ve kent merkezlerinin yalnızca turizm, kültür, sanat için değil konaklama, üretim, çalışma alanı olarak da kullanılmasını tetikleyeceğini umuyoruz. Böylece doğal alanların yok olması noktasında daha üst ölçek stratejilere katkı sağlayan bir yapıya sahip.
Öncelikle, önleyici koruma, kültürel mirası korumanın sürekliliğini sağlayan bir yöntemdir. Biz İBB Miras olarak, önleyici koruma prensipleri gereği, kültürel mirası koruma süreçlerini sürdürülebilir bir çerçeveye oturtmaya çalışıyoruz. Hasarın tüm esere yayılmasını beklemeden müdahale ediyor böylece kentin tüm kültür mirasını korumaya yönelik sürdürülebilir bir yöntemle hareket etmiş oluyoruz.
İklim krizi açısından sürdürülebilir olan tarafta ise önleyici koruma ile konservasyonu tamamlanan yapının, büyük müdahalelere gerek duymayacak olmasıdır. Bu yöntem ile uygulamasına artık gerek kalmayan büyük restorasyon şantiyelerinin olası karbon ayak izleri önlenmiş ve büyük müdahaleler yapılmadan sürdürülebilir bir yaklaşımla koruma süreci tamamlanmış oluyor.
Tüm bunlarla birlikte çimentolu müdahalelerden yapıları arındırmayı hedefliyoruz ve kireç harcını yoğun kullanıyoruz. Malzemedeki geri dönüşümü çok önemsiyoruz. Eski yapılardan elde ettiğimiz malzemeleri kullanılmayacak halde olanları harç malzemesi olarak kullandığımız zamanlar oluyor.
-
Türkiye’de kültürel mirası koruma bilinci nasıl gelişir? İBB Miras olarak bunun için herhangi bir proje yürütüyor musunuz?
İBB Miras’ın kendisi aslında böyle bir proje. Koruma yüksek paravanlar arkasında insanlardan bir şey gizleyerek eski esere neler yapıldığını insanlara göstermeyerek gelişmez. Biz bunu bildiğimiz için bütün şantiyelerimizi göz önünde yapıyor ve insanların ziyaretine açıyoruz. İBB Miras’ın kendisi bizzat insanların koruma bilincini geliştirmek için hayata geçirilmiş bir proje. İnsanların şehrin içinde gördükleri sarı brandalar İBB Miras’ın şehirdeki kurumsal yansımaları aslında. Bunu gördüklerinde bir merak uyanıyor. Sosyal medya paylaşımlarımız ve açık restorasyon ilkesi ile yürüttüğümüz şantiye ziyaretleri ile bu merakı gideriyor ve halkı bu sürece dahil ediyoruz.
İstanbul tescilli kültür varlıkları envanterini Şehir Haritası üzerinde erişime açtık, eserlerin türlerini, nerede olduklarını ve isimlerini görmek mümkün. Ayrıca daha ayrıntılı bir bilgi ve erişim imkânı sunacak bir dijital platform hazırlığımız da sürmekte.