İsrail ve ABD Saldırıları İran’ın Kültürel Mirasını Tehdit Ediyor - ArtDog Istanbul
13 Haziran 2025’te İsrail’in Tahran’a düzenlediği hava saldırısı sonrasında yükselen dumanlar. (AP/Vahid Salemi)

İsrail ve ABD Saldırıları İran’ın Kültürel Mirasını Tehdit Ediyor

İran ve İsrail arasında ilan edilen geçici ateşkes, kültürel mirasa yönelik tahribatın gölgesinde gündeme geldi. Özellikle Tahran’daki modern mimari örnekleri ve İsfahan yakınlarındaki askeri bombardımanlar, İran’ın tarihî ve kültürel zenginliğini geri dönülmez biçimde riske atıyor.

İran ile İsrail arasında duyurulan kırılgan ateşkes, haftalar süren çatışmaların ardından bir nebze umut doğururken, bu süreçte ülkenin kültürel mirası ciddi zarar görmeye başladı. 13 Haziran’dan bu yana devam eden İsrail saldırıları, başkent Tahran’da 1960’lar ve 70’lerin önemli modern mimarlık örneklerini hedef alırken, geçtiğimiz hafta sonu ABD tarafından düzenlenen hava saldırıları İsfahan yakınlarındaki nükleer tesisleri vurdu.

Tahran’da bombalanan yapılar arasında, ünlü İranlı mimar Abdol Aziz Farmanfarmaian’ın 1970’lerde tasarladığı İran devlet televizyonu binası da yer alıyor. Rice Üniversitesi’nde sanat tarihçisi olan Farshid Emami, bu binanın yalnızca bir devlet yapısı değil, aynı zamanda mimari bir değer taşıdığını vurguluyor. Emami ayrıca, Kamran Diba’nın 1977 yılında açtığı Tahran Modern Sanat Müzesi’nin (TMoCA), Batı dışındaki en büyük modern sanat koleksiyonlarından birine ev sahipliği yaptığını hatırlatarak bu yapılar için duyulan endişeyi dile getiriyor.

Tahran Modern Sanat Müzesi. Fotoğraf: TMoCA.

ABD’nin hedef aldığı bir diğer bölge ise İsfahan’ın doğusunda yer alan nükleer kompleks oldu. Her ne kadar UNESCO Dünya Mirası statüsündeki İsfahan şehri şimdilik zarar görmemiş olsa da, şehrin kültürel dokusu savaşın kıyısında. Selçuklu ve Safevi dönemlerinde başkent olan İsfahan, “İsfahan yarı dünyanın kendisidir” deyimini doğuracak kadar zengin bir kültürel geçmişe sahip. Naqsh-e Jahan Meydanı, Masjed-e Jāmé (Cuma Camii), Şah Camii, Ali Kapu Sarayı ve Şeyh Lütfullah Camii gibi yapılar bu mirasın sadece birkaçı.

Aşkı Hatırla
Aşkı Hatırla Mobil

Natanz’da yer alan İran’ın en büyük nükleer zenginleştirme merkezi de bombalanan bölgeler arasındaydı. Aynı zamanda 13. yüzyıla tarihlenen Sufi şeyhi Abd as-Samad’ın türbesi de bu küçük şehirde yer alıyor.

Bu gelişmelerin ardından İran, UNESCO’ya resmî bir başvuruda bulunarak, kültürel mirasının korunması için acil ve somut önlemler alınmasını talep etti. İran Kültürel Miras Bakanlığı tarafından UNESCO Genel Direktörü Audrey Azoulay’a gönderilen mektupta, 1954 Lahey Sözleşmesi ve 1972 Dünya Kültürel ve Doğal Mirasının Korunması Sözleşmesi’ne atıfta bulunuldu.

İsfahan, İran.

İran, 40 binden fazla tescilli miras alanı ve 28 UNESCO Dünya Mirası dosyasıyla, insanlık tarihine katkı sunan önemli bir ülke. Bu alanların yok edilmesinin yalnızca İran’a değil, tüm insanlığa geri dönülemez zararlar vereceği uyarısında bulunuluyor.

Tahrip riski altındaki bu anıtların ve doğa miraslarının korunması için UNESCO’nun şu adımları atması talep edildi:

  • İran’ın kültürel mirasının korunması çağrısını içeren resmî bir açıklama,

  • İsrail’e, 1954 Lahey Sözleşmesi’nin 4. maddesi uyarınca resmî uyarı,

  • BM Güvenlik Konseyi’nin 2347 sayılı kararı uyarınca koruyucu önlemler,

  • İran’daki mirasın durumunu değerlendirmek için acil bir hükümetlerarası komite kurulması,

  • Küresel kamuoyunun, olası saldırılara karşı bilgilendirilmesi.

İran’ın çağrısı, UNESCO’nun görevi gereği, insanlığın ortak mirasını koruma sorumluluğunu bir kez daha hatırlatıyor.

Previous Story

Zeytin Ağacı: Yasa Değil Vicdan Korur

0 0,00