Left, Blazwick, right Ayas.

İKSV: “Nihai Atama Yönetim Tarafından Yapılır”

18'inci İstanbul Bienali küratörlük seçimi tartışmalarıyla ilgili İKSV’den açıklama geldi. Açıklamada, küratör seçiminde vakfın yönetim kurulunun belirleyici olduğu vurgusu dikkat çekiyor.

Son günlerde sanat dünyasının gündemi İstanbul Kültür Sanat Vakfı (İKSV) tarafından 18’inci İstanbul Bienali‘nin küratörlüğüne atanan Iwona Blazwick’in görevinin aslında Defne Ayas’a verildiği; ancak son anda vazgeçildiği haberiyle çalkalanıyor. İddialara göre geçtiğimiz Ocak ayında Bienal’in küratörünü belirlemek için İKSV Danışma Kurulu çalışmalara başladı. Kurul, dört aday arasından oybirliği ile Defne Ayas’ı seçti. Aralarında Iwona Blazwick, Yuko Hasegawa, Agustín Pérez Rubio, Selen Ansen ve Sarkis’in bulunduğu danışma kurulunun kararı İKSV tarafından reddedildi. İKSV, geçtiğimiz günlerde 18.İstanbul Bienali’nin küratörü olarak Iwona Blazwick’in ismi kamuoyuyla paylaştı.

İstanbul Bienali’nde küratör tartışmasıyla ilgili tüm bu iddiaların ardından İKSV’den resmi açıklama geldi. Açıklamada şu ifadelere yer verildi:

“İstanbul Bienali küratörü, bienali düzenleyen İstanbul Kültür Sanat Vakfı (İKSV) yönetimi tarafından belirlenir. İstanbul Bienali Danışma Kurulu, bienale olan diğer katkılarının yanında küratör seçiminde değerlendirilecek adaylar için önerilerde bulunur. Tüm kurul üyeleri tarafından da bilindiği gibi bu bir seçici kurul değildir ve nihai atama her zaman İKSV tarafından yapılır. Danışma Kurulu’nun 18. İstanbul Bienali için önerdiği çok değerli adaylar da küratör seçimi sırasında titizlikle değerlendirilmiştir. İKSV yönetimi, yaptığı değerlendirmeler sonucunda uluslararası sanat dünyasında bilgi birikimi, tecrübesi ve başarılarıyla bilinen bir sanat insanı olan Iwona Blazwick’i, 2024 bienalinin küratörü olmaya davet etme kararı almıştır.”

Defne Ayas’tan açıklama

Uluslararası uzmanlardan oluşan İKSV Danışma Kurulu’nun Bienal’de küratörlük için oybirliği ile önerdiği ancak İKSV’nin reddettiği Defne Ayas ise konuyla ilgili şu açıklamayı yaptı:

“Bienalin küratörlüğü için değerlendirilmek bir onurdu ve danışma kuruluna atanmamı tavsiye ettiği için minnettarım. Gelecek bienalin küratörlüğünü yapmaktan büyük gurur duyardım. Bu noktada pişmanlık duymuyorum ve bienalin başarılı olmasını diliyorum. Gelecekte, aday gösterme ve seçim süreçlerinin tamamen şeffaf ve sanat dünyasının önde gelen kültürel etkinliklerinden biri olan bienalin mirasına daha uygun olmasını umuyorum.”

Danışma kurulu kararı neden hiçe sayıldı?

Konuyla ilgili politikyol haber sitesinde bir yazı kaleme alan Osman Erden, aralarında Bülent Eczacıbaşı (Başkan), Ahmet Kocabıyık (Başkan Yardımcısı), Oya Eczacıbaşı, Teoman Akünal, Ebru Dildar Edin, Görgün Taner, Zeynep İnanoğlu Özdemir, Mehmet Keteloğlu, Burçin Girit ve Özgür Tanrıkulu’nun bulunduğu İKSV Yönetim Kurulunun; danışma kurulunun hiçe saydığı kararını değerlendirdi. Erden yazısında, yönetim kurulunun kararını şu sorular çerçevesinde tekrar tartışmaya açtı:

“Vakıf Defne Ayas’ın politik duruşundan çekinerek iktidarın keyfini bozmak mı istemiyor? Defne Ayas’ın ailesi üzerinden siyasi bir endişe mi taşıyor?  Yoksa girdiği sponsorluk ilişkilerinin diyetini mi ödüyor? (Vakfın 2022 faaliyet raporunda yer alan bütçede çarpıcı bir ayrıntı söz konusu: Bütçenin yalnızca %4’ü kamu tarafından karşılanırken, %52’si sponsorların desteği ile sağlanmış). İKSV Iwona Blazwick’i neden Defne Ayas’a tercih ettiğini mutlaka açıklamalıdır.”

Cristina Ruiz, küratör tartışmasını yazdı

Geçtiğimiz günlerde The Art Newspaper gazetesi, “İstanbul Bienali, danışma kurulu tarafından önerilen küratörü reddederek Iwona Blazwick’i seçti” başlıklı yazısında İstanbul Bienali’nin küratör seçiminin arka planını ayrıntılı bir şekilde kaleme almıştı. Cristina Ruiz imzali yazının birebir çevirisini aşağıda yayımlıyoruz:

“İstanbul Bienalini yürüten Istanbul Kültür ve Sanat Vakfı (İKSV), Türkiye doğumlu ve Berlin’de yaşayan bir küratör olan ve serginin bir sonraki edisyonunu düzenleyecek en iyi aday olarak uluslararası bir uzman heyeti tarafından oybirliğiyle seçilen Defne Ayas’ı atama tavsiyesini reddetti.

“Bunun yerine, İKSV, seçildiği sırada bienal için bir küratör seçme görevi verilen danışma kurulunun aktif bir üyesi olan Blazwick’i Eylül 2024’te açılacak olan sergiyi düzenlemek üzere görevlendirdi ve bu görevlendirme vakfın en üst seviyelerinde çıkar çatışması olduğuna dair soruları gündeme getirdi. Bu olay, Recep Tayyip Erdoğan Türkiye’sinde kültürel kurumları işletmenin zorluklarını ve otosansür tehlikelerini de gündeme getirmektedir. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Mayıs ayında yapılan Cumhurbaşkanlığı seçimini kazanarak 20 yıllık iktidarını uzatmıştır. Onun kazandığı bu zafer, yönetimi altında sindirme ve ifade hürriyeti kısıtlamaları ile yüz yüze kalan Türk yaratıcı sanat toplumu tarafından kaygı ile karşılandı. Blazwick Londra merkezli Whitechapel Galeri’nin eski yöneticisidir ve halen Suudi Arabistan’daki Royal Commission for AIUIa’s Public Art Expert Panel’in başkanıdır. Blazwick’in bienal küratörlüğüne atanması bildirildikten sonra, bienal danışma kurulunun 3 üyesi istifa etti. İKSV”nin bildirdiğine göre, Blazwick de hali hazırda panelden istifa etmiş durumdadır. Brazwick, bu konuda yorum yapmaktan kaçınmıştır.”

“Şeffaf Olmayan Seçim Süreci”

Küratörü seçim sürecini şeffaf olmamakla suçlayan The Art Newspaper’ın muhabiri Cristina Ruiz yazıya şu şekilde devam ediyor: “Ocak ayı sonunda, İstanbul Bienali danışma kurulu, içlerinde Defne Ayas’ın da olduğu ve bir sonraki bienal için fikirlerini sunmaları istenen kısa aday listesine kalmış 4 küratörün tekliflerini görüşmek üzere toplandı. Ayas, daha önce siyasi olarak hassas bağlamlarda sergiler düzenlemiş deneyimli bir küratördür ve 2021’de Natasha Ginwala ile Güney Kore’de Gwangju Bienali, 2015’te Rusya’da Moskova Bienali ve 2012’de Litvanya’da Baltık Trienali küratörlüklerini yapmıştır. Görüşmelerin ardından, kurul üyeleri – Iwona Blazwick, Japonya Kanazawa’da 21. Yüzyıl Çağdaş Sanat Müzesi müdürü Yuko Hasegawa, eski bir müze müdürü ve halen İspanya’da yerleşik bağımsız bir küratör olan Augustin Pérez Rubio, İstanbul’da yaşayan bir küratör ve sanat tarihçisi olan Selen Ansen ve Paris’te yaşayan Türk-Ermeni sanatçı Sarkis – oy birliğiyle Ayas’ı seçtiler. Bu seçime rağmen, Venedik Bienali’nde Türk Pavyonu’ nu da yöneten İKSV, kurulun tavsiyesini reddetti.

Eleştirmenler Ayas’ın vakıf tarafından çok riskli bulunduğunu düşünüyorlar. 2015 Venedik Bienali’nde Türk Pavyonunda Sarkis’in bir sergisinde yaptığı küratörlüğe atıfta bulunuyorlar. Sergi kataloğu, 2007 yılında İstanbul’da suikast sonucu öldürülen Türk-Ermeni gazeteci Hrant Dink’in dul eşi Rakel Dink tarafımdan yazılmış bir makaleyi de içermekteydi. Bu makalede, Dink, halkının acısını tarif etmek için “Ermeni soykırımı”na kısaca bir değiniyordu. Böyle bir soykırımın varlığını kabul etmeyen Türk hükümetinin itirazı üzerine katalog geri çekildi. Bunun üzerine, Ayas ve Sarkis kalan kopyaları bir tabuta doldurdular ve Sarkis bu tabutu renkli camlarla kaplayarak onu bir heykele dönüştürdü (Respiro, 2015). İKSV, Ayas’ı neden reddettiğini açıklamaktan kaçındı ve daha önceki sergilerde yaptığının aksine, Internet sayfasında danışma kurulu üye listesini yayınlamadı.”

İlginizi çekebilir:  İranlı LGBTİ+ Aktivistlerine İdam Cezası

Yorum Yapmayı Reddettiler

Ruiz, konuyla ilgili olarak İKSV ile iletişime geçti. Gazeteci habere şöyle devam etti: “The Art Newspaper tarafından temas kurulana dek vakıf Blazwick’in bir sonraki sergiye atandığı sırada bienal danışma kurulunun aktif bir üyesi olduğunu teyit etmeyi reddetti ve serginin son dört edisyonunda kurul üyeliği yapmış Blazwick’in diğer kısa listeye kalmış dört küratör gibi bienale küratörlük teklifi sunup sunmadığını açıklamayı reddetti. Bienal direktörü Bige Örer, Blazwick’in seçildiğini danışma kuruluna açıklayınca, Agustin Pérez Rubio, Selen Ansen ve Sarkis kurul üyeliğinden istifa ettiler. The Art Newspaper her üçü ile temas kurdu, ancak üçü de yorum yapmayı reddetti.”

Defne Ayas The Art Newspaper’a verdiği bir beyanatta şunları söyledi: “Bu görev için değerlendirilmek benim için bir onurdur ve danışma kuruluna benim görevlendirilmemi önerdikleri için müteşekkirim. Gelecek edisyonun küratörlüğünü yapmaktan büyük onur duyardım. Geldiğimiz noktada, hiçbir pişmanlık duymuyorum ve Bienale başarılar diliyorum. Umarım gelecekte aday gösterilme ve seçim süreçleri tamamen şeffaf olur ve sanat dünyasındaki önemli kültürel olaylardan birisi olarak bienalin mirası ile uyumlu olur.”

“Türk Sanatçılar Eleştirdi”

Gazete, Iwona Blazwick’in atanması kararını Türk küratörler, sanatçılar ve yazarlar tarafından şiddetli bir eleştiri ile karşılandığını yazdı. Karara tepki gösteren kişilerden biri olan sanat tarihçisi ve bağımsız küratör Duygu Demir, İKSV’nin Ayas’ı reddetmesini “otosansür” olarak tanımladı. The Art Newspaper’a konuşan Demir, 2007’den beri bienalin ana destekçisi olan Koç Holding’in vakfa bu kararı alması için baskı uygulamış olmasının mümkün olmadığını belirtti. “Tam aksine, Koç Holding, Erdoğan hükümeti ile aynı görüşte olmadığını kamuya beyan etti ve İstanbul’da kurulu ve Koç Holding tarafından finanse edilen çağdaş sanat müzesi Arter’de hiç böyle bir müdahaleye tanık olmadık” diye ekledi. Demir, mevcut iklimde sergiler düzenlemenin zorluklarını kabul ederken, önemli işlerin hala yapılabileceğine inanıyor. Sanat tarihçisi, “Hepimiz sesimizi kullanmanın farklı yollarını bulduk. Yakın bir geçmişte bir Kürt sanatçıyla çalıştım; belirli imgeleri ve metinleri tartıştık, birkaçını reddettik ve ilerleyebilmek adına bir yol bulduk. Esas olan, bu hassas kararları yöneticilere bırakmamanızdır; bunlar küratörlerin ve sanatçıların alması gereken kararlardır. Iwona Blazwick’e veya uygulamalarına karşı değilim; Whitechapel ve Tate’te harika bir sicili var ve bir sonraki bienali bir kadının düzenleyeceğini görmekten mutluyum. Birçoğumuzun karşı çıktığı şey, İKSV’deki şeffaflık eksikliği” diye devam etti.

“Kültürel Kurumlar, Eylemlerinin Netliği ile Tanımlanır”

İstanbul’daki bir başka bağımsız küratör olan Sarp Özer de konuyla ilgili olarak The Art Newspaper’a açıklamalarda bulundu. Özer, “İKSV gibi kurumlar, bir gecede değişemeyecek ilke ve protokollere bağlı olmalıdır. Sorumlu profesyonellerin, danışma kurulunun ilan edilmemesinin uygun bir kamu açıklaması gerektirmeyeceğini nasıl düşündüklerini anlamakta güçlük çekiyorum. Blazwick’in atanması açıklandığında, İKSV genel müdürü Görgün Taner şunları söyledi: ‘Iwona Blazwick’in 18. İstanbul Bienali’nin küratörlüğünü yapma davetimizi kabul etmesinden memnunuz.’ İKSV’nin farklı teklifleri değerlendirmek yerine kişiye özel davetiyeler düzenlemeye karar verdiğini varsaymalı mıyız? Önümüzdeki yıllarda da böyle yapmaya devam edecek mi? Kültürel kurumlar, eylemlerinin netliği, tutarlılığı ve hesap verebilirliği ile tanımlanır” diye konuştu. Küratör açıklamasına, “Şimdiye kadar gündeme getirilen tüm endişeler, bienalin adını [onu yöneten] vakıftan değil, İstanbul şehrinden aldığı için İKSV’nin kamu görevine işaret ediyor. Bu tartışmanın kurumu daha adil, şeffaf, açık ve dürüst bir çalışma biçimine doğru yöneltmeye yardımcı olacağını umuyoruz” diye devam etti.

“Tüm Bunlar Şok Edici”

Gazete küratör ve yazar Vasıf Kortun ile de iletişime geçti. İstanbul bienali danışma kurulunda görev yapmış olan Kortun, 1992 ‘de ve 2005′ te Hollanda’daki Van Abbemuseum’un müdürü Charles Esche ile serginin iki edisyonunun küratörlüğünü yaptı. Kortun The Art Newspaper’a yaptığı açıklamada otosansürün tehlikeleri konusunda uyardı ve Ayas’ın hassas siyasi ortamda yön bulma konusunda fazlasıyla yetenekli olduğunu ifade etti. Kortun gazeteye şunları söyledi: “Bunun sonu yok. Bu yola çıktığınız anda nasıl duracağınızı asla bilemezsiniz. Zorlu bir siyasi ortamla başa çıkmak bir müzakere niteliğinde olmalıdır. Küratörler ve sanatçılar kendilerine şunu sormalıdır: ‘Ne kadar ileri gidebilirim?’; ‘Bu hikâyeyi nasıl anlatabilirim?’ Defne Ayas, Türkiye’deki karmaşık bağlamı anlayan zeki bir kadın. İnsanları anlamsızca kışkırtmak yerine bienali mümkün olan en iyi şekilde yapmanın daha iyi olduğunu biliyor. Bienal hangi coğrafyada olduğunu bilmiyor. Ne Balkanlar’dan ne de güney Akdeniz’den tek bir küratör bile gelmedi. Bunun yerine, bir dizi ardı ardına beyaz Avrupalılar gördük. Tüm bunları şok edici buluyorum.”

İKSV’den Açıklama

İKSV ise konuyla ilgili olarak şu açıklamaları yaptı: “[İstanbul Bienali için] küratör seçimine ilişkin karar İKSV tarafından veriliyor ve İKSV Yönetim Kurulu tarafından onaylanıyor. Uluslararası üne sahip bir küratör olan Iwona Blazwick’in adaylığıyla ilgili olarak, Blazwick hanımefendinin de üyesi olduğu danışma kurulunun Blazwick hanımefendiyi atamadığını belirtmek isteriz. Blazwick hanımefendiyi atama kararı, İKSV tarafından danışma kurulunun tavsiyesinin kabul edilmemesine ek olarak İKSV tarafından alınmıştır. Danışma kurulunun, ancak bağlayıcı olmayan tavsiyelerde bulunduğunu ve İKSV’nin bu tavsiyelerden bağımsız olarak hareket edebileceğini belirtmek isteriz. Blazwick hanımefendi, istifa ettiği danışma kurulundaki deneyimi sayesinde çağdaş sanat hakkında geniş bilgiye ve Türkiye’deki bağlam hakkında derin bilgiye sahip uluslararası üne sahip bir küratördür ve İKSV tarafından çalışmalarına büyük saygı duyulmaktadır. Mevcut durumda, İKSV, bir sonraki edisyona sanatsal olarak liderlik etmesi için uluslararası bir küratörün aday gösterilmesi gereken bir dönemde olduğumuzu düşünmektedir.”

*Çeviri: Şilan Çete (ArtDog İstanbul)

Previous Story

Festival Yasak!

Next Story

Esra Sarıgedik’ten Açıklama

0 0,00
02_ArtDog_CD_Logo_RGB_Black

BÜLTEN

Türkiye ve dünyadan haftalık kültür-sanat haberleri, inceleme yazıları, sergiler ve etkinlikleri takip et.

Bülten aboneliğinde ArtDog Istanbul’un gizlilik sözleşmesini kabul etmiş olursunuz.