31 Aralık 2007 günü, İstanbul’da hayata gözlerini yuman Alptekin Türk çağdaş sanatçılarının en önemlilerinden biriydi. Hüseyin Bahri Alptekin, Ankara ve Paris’te estetik, sanat felsefesi ve sosyoloji öğrenimi aldı.
SIPA Press için basın fotoğrafçısı olarak çalıştı ve birçok yayın için sanat ve tasarım eleştirmeni olarak yazılar yazdı. Ankara Bilkent Üniversitesi ve İstanbul Bilgi Üniversitesi’nde ders verdi, Türkiye’de ve yurtdışında güncel sanat üzerine birçok konferans ve sempozyuma katıldı. 1990’ların başından itibaren sanat üretimine yoğunlaşan Alptekin, eserlerinde küreselleşmenin etkileri, göç ve sürgün, kültürlerarası imge dolaşımı, imzasız üretimler gibi temaları zaman, yer, seyahat, kişisel tarih ve arşivler üzerinden inceledi. Fotoğraf yerleştirmeleri, kolajlar, videolar, objeler – hatta kasası plastik futbol toplarıyla dolu bir kamyon gibi – eserlerinde birçok farklı malzeme ve yöntemler kullanarak, birbirine referans veren çok katmanlı görsel bir dil yarattı. Hüseyin Bahri Alptekin, 2007’de 52. Uluslararası Venedik Bienali’nde “Şikayet Etme” isimli yerleştirmesiyle Türkiye’yi temsil etti. Aynı sene Londra’da Tate Modern’de düzenlenen “Global Cities” adlı sergide yer aldı. 2000-2004 yılları arasında kâr amacı gütmeyen, misafir sanatçı programları ve konferanslar düzenleyen “Sea Elephant Travel Agency” (SETA) adlı bir sanatçı kolektifini yürüttü. Kendisi beraber çalışma ve kolektif üretimlerin insanıydı, Michael Morris ile yaptığı erken dönem işleri, Bilkent yıllarında öğrencileriyle beraber kurduğu Grup Grip-in, LOFT’ta düzenlediği toplantılar, Bunker Research Group ve Barn Research Group (BRG) bunlardan bazılarıdır. Katıldığı birçok sergi arasında ayrıca São Paolo Bienali (1998), UNESCO Ödülü’nü kazandığı (Karadağ) Çetince Bienali (2002), Walker Art Center’da gerçekleştirilen “How Latitudes Become Forms” (2003), Manifesta 5 (2004), 2. ve 3. Tirana Bienali (2005) ve üç kere katıldığı İstanbul Bienali (1995, 2005, 2009) bulunmaktadır. Sanatçının kişisel sergileri ise şunlardır: “Festival Istambul Agora – Hüseyin Bahri Alptekin”, SESC Pompeia, Sao Paolo (2013),“Ben Bir Stüdyo Sanatçısı Değilim”, Salt (2011), “Global Mockery”, Maison de Folie de Wazemmes, Lille (2009) ve “Kriz: Viva Vaia”, Dulcinea – Çağdaş Sanatlar İçin Özgür Mekan (1999).
Küresel çapta aktif ve ulusal boyutta etkili olan Türk sanatçıların ilk kuşağına ait Alptekin, vaatler ve bunların sıradan gerçeklikleri arasındaki farka hayrandı. Bu vaatler, uzak bir yer deneyimi sunan ucuz bir otelin adında veya pek de inandırıcı olmaksızın, lüks ya da egzotikmiş gibi sunulan seri üretim ürünlerinin markalaştırılma biçiminde bulunabilirdi. Alptekin, küresel kapitalizmin Sovyet Birliği sonrası dönemde gündelik hayat üzerindeki derin etkilerini fark eden, insanlar ve nesnelerin coğrafyalar arasındaki hareketliliğini gözlemleyen bir sanatçı; Batı modernizmini çevreleyen sınırlarda katı kapitalizmin farklı biçimlerde varoluşunu inceleyen bir gezgin.
Alptekin’in en sevdiği sözcüklerden biri “önemli” sözcüğüydü, önemsizin önemli olduğunu hissederdi. İşlerinde kullandığı objeleri eski eşya pazarlarında, büyük bir zevkle arayıp bulurdu. Global çerçevede atılmış eşyalar ve anılar, ikinci el satışlar, onun malzeme deposu ve ucuza alışveriş yaptığı kozmik bir pazardı. Kitsch olan her şeyi severdi. Günlük etno-kitsch’te sürgündeki insanın sıla özlemini görür; kentsel anıtlarda ise temsil etmenin kitsch’liğini keşfederdi.
Avrupa’daki retrospektif sergisi “Democratic Luxury”, M HKA, 2015; sergilenen eserlere dair sanatçı arşivinden çalışmalar, desenler ve notlar da dahil edilerek Alptekin’in düşünce süreci ve bilinç akışına dair derinlemesine bir yaklaşım sundu.
HÜSEYİN BAHRİ ALPTEKİN Arşivi SALT ARAŞTIRMA’DA ERİŞİME AÇIK