Tam 1468 gündür tutuklu olan Osman Kavala’nın yarınki duruşması öncesinde Batı basını davaya geniş yer verdi.
BBC’deki Orla Guerin imzalı haberin başlığı, “Türkiye ile Batı’yı çarpıştıran dava” oldu. BBC’ye konuşan, Kavala’nın 33 yıllık eşi Prof Dr. Ayşe Buğra, sürecin zorluğunu anlattı. Ayda iki kez eşini hapishanede ziyaret edebilen Buğra, “Aynı anda aynı kitapları okumaya çalışıyoruz. Birbirimize yazıyoruz, düşüncelerimizi paylaşıyoruz, okuduklarımızı paylaşıyoruz. Her şeye rağmen yaşamaya çalışıyoruz” dedi. “Onun yokluğu her yerde” diyen Buğra, “İyi dinler ve anlamaya çalışırdı. Her zaman herkesle konuşabileceğini hissederdi. İnsanlar arasında köprüler kurmak üzere diyalog onun için önemliydi. Eşim ülkede yükselen kutuplaşmanın ortasında bile bunu yapmaya devam etti” diye ekledi.
Serbest Kalınca da Özgür Hissetmeyecek
Kavala da BBC’nin sorularına yazılı olarak cevap verdi. “Yargı, hükümetin öncelikleri doğrultusunda bir intikam aracı olarak kullanılıyor. 2016 yılındaki başarısız darbe girişiminden sonra somut deliller olmadan tutuklanmak ve kamudan ihraç edilmek standart bir uygulama haline geldi. Türkiye’nin şu andaki yönetilme şekli gerçek bir demokrasiye benzemiyor” diyen Kavala, serbest bırakılsa bile kendini tam olarak özgür hissedemeyeceğini söyledi. Kavala, “Serbest bırakıldığımda düşüncelerimi ifade etmek için uygun kelimeleri bulma konusunda daha dikkatli düşünmek zorunda hissedeceğim. Muhtemelen bir süre bazı konularda sessiz kalmayı seçeceğim” diye ekledi.
AİHM’e Karşı İnce Manevralar
Fransız edebiyat dergisi Esprit de Kavala davasına yer verdi. Alain Bockel ve Ariane Bonzon imzalı yazının başlığı, “Osman Kavala davasında Türk stratejisi” oldu. Yazıda, “Recep Tayyip Erdoğan rejimi, muhalif sesleri bitmeyen yargı süreçlerinde tutarak susturmaya çalışıyor. Sonuç: Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kontrolünü dayatmak için mücadele ediyor” cümlesi öne çıktı. Türkiye’nin Avrupa hukukuna direnmekte Rusya ve Polonya’dan daha farklı bir strateji benimsediği belirtilen yazıda, Polonya ve Rusya’nın AİHM’e doğrudan karşı geldiğine dikkat çekildi. Ancak Türkiye’nin “ince prosedürel manevralar” yaparak AİHM’e dolaylı yollardan karşı geldiği ifade edildi.
Ahmet Altan’ı Hatırlattı
Bockel ve Bonzon, “Osman Kavala’nın yanı sıra, ortak noktaları Erdoğan liderliğindeki yetkililerin izledikleri politikaya alenen karşı çıkmak olan diğer kişiler de (gazeteciler, politikacılar, sivil toplum kuruluşları mensupları) baskıcı önlemlerin mağduru oldu” diyerek Ahmet Altan ve Selahattin Demirtaş’ın tutukluluğunu hatırlattı. “Türkiye, yetkisini suç işleyen bir kişinin adil mahkumiyetini sağlamak için değil, rejim karşıtlarını susturmak için kullanıyor” diyen yazarlar, Kavala davasının ise bir süre daha devam edeceğini öngörüyor.
17 Örgütten “Serbest Bırakın” Çağrısı
Öte yandan İnsan Hakları Ortak Platformu ve İnsan Hakları Savunucuları Dayanışma Ağı üyesi 17 insan hakları örgütü, yarınki dava öncesinde ortak açıklama yayınladı. Örgütler, Kavala’nın serbest bırakılması çağrısında bulundu. Ayrıca, “Davada tüm yargılananlar hakkındaki mesnetsiz ve hukuksuz tüm suçlamalar düşürülsün” denildi. “Hükümeti devirmek veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs” ve “cebir ve şiddet kullanarak anayasal düzeni devirmeye teşebbüs” suçlamalarıyla tutuklanan Anadolu Kültür A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı ve iş insanı Kavala’nın duruşması yarın Gezi davası kapsamında yapılacak. Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi, Türkiye’ye, Kavala’nın tahliyesine yönelik AİHM kararının uygulanması için 30 Kasım’da yapacağı toplantı öncesine kadar süre vermişti. Kavala yarın tahliye edilmezse Avrupa Konseyi Türkiye’ye yaptırım uygulayabilir. Gezi davası kapsamında Kavala ile birlikte toplam 52 kişi yargılanıyor.