István Zsíros, Borderless Love, fotoğraf, 2015.

“Hayat, Ölüm, Aşk ve Adalet”

//

Yapı Kredi Kültür Sanat, 15 Eylül’den itibaren “Hayat, Ölüm, Aşk ve Adalet” başlıklı sergiye ev sahipliği yapacak. İsmini sanatçı Hale Tenger’in aynı adlı ses yerleştirmesinden alan sergi, farklı coğrafyalarda yaşanan adaletsizliklere aşk, umut ve direnişle bakmayı öneriyor.

Küratörlüğünü Didem Yazıcı ve Peter Sit’in üstlendiği sergide Forensic Architecture, Larissa Araz, Adalet Atlası, Sevgi Aka, Babi Badalov, Savaş Boyraz, Mustafa Emin Büyükcoşkun, Marianne Fahmy, Dana Kavelina, Jasper Kettner & İbrahim Arslan, Şafak Şule Kemancı, Rojda Tuğrul, Hale Tenger, Aslı Uludağ, Viron Erol Vert, Cansu Yıldıran ve István Zsíros’ın eserleri bir araya geliyor. Serginin yardımcı küratörlüğünü ise Burcu Çimen üstleniyor.

Hale Tenger, Hayat Ölüm, Aşk ve Adalet, ses yerleştirmesi, yönlü ses hoparlörü, 1’02’’, 2018.

Seçkide, sergi için üretilen yeni işlerin yanı sıra güncel sanatçıların son dönem fotoğraf, yerleştirme, video ve duvar resimleri de yer alıyor. Dünya çapında devlet şiddeti ve insan hakları ihlallerini araştıran çok disiplinli bir araştırma ve sanatçı grubu olan Forensic Architecture’ın “Triple Chaser” videosu da ilk defa İstanbul’da sergileniyor.

Cansu Yıldıran, Hatıralar Ormanına Çağrılan Gelir mi?, Fathom serisi, 2020.

Sanatçı Cansu Yıldıran’ın doğayı, bedeni ve bağımsızlığı kutladığı fotoğraf, kuir bedenlerin varoluşunu ön plana çıkararak alışılagelmişin dışında bir tür Onur Anıtı oluşturmayı hedefliyor. Berlin’de yaşayan sanatçı Jasper Kettner’in aktivist İbrahim Arslan ile birlikte ürettiği Die Angehörigen / Akrabalar (2019) adlı fotoğraf serisi her birinin bireysel öyküsünü vurgulayan bir bakış açısı öneriyor. İstanbullu sanatçı Mustafa Emin Büyükcoşkun’un Galatasaray Meydanı ile konuşan Tekerrür (2015 – devam eden proje) isimli fotoğraf yerleştirmesi kendi içinde mütevazı bir anma alanı yaratıyor. Sanatçı Aslı Uludağ, Ege Bölgesi’nde yer alan Büyük Menderes, Denizli ve Gediz Grabenleri’ndeki jeotermal enerji yapılaşmasının yol açtığı yavaş
şiddetin tezahürlerini, bölge halkının direnişine de tanıklık ederek titizlikle çalışıyor.

İlginizi çekebilir:  Çalıntı Da Vinci Kopyası Olayın Farkında Olmayan Müzeye Geri Verildi
Mustafa Emin Büyükcoşkun, Tekerrür, video ve aydınger üzeri fotoğraf baskı, 2015.

Viron Erol Vert’in otobiyografik ve performatif olan video çalışması, sergiye hem kaybedilenleri bulma umudu hem de ev ve iç dünyaya ait bir boyut ekliyor. Paris’te yaşayan Azerbaycan doğumlu sanatçı Babi Badalov, duvara uyguladığı mekâna özgü görsel şiirlerinin yanı sıra kumaş çalışmalarında de farklı alfabeler ile dilin sınırlarını araştırıyor. Macar fotoğrafçı István Zsiros’un Suriye’deki savaştan kaçan ve Budapeşte tren istasyonunda sabahlayan insanları fotoğrafladığı çalışması aşk ve umut dolu bir anı yakalıyor.

Sevgi Aka, Aradığın Seni Arıyor, 2020, Mekan ve zamana özgü müdahale, fotoğraf.

Sanatçı Larissa Araz’ın aslen ses çalışması olarak üretilen Umut Arşivi: Mektuplar’ı (2015, 2022), sergi için yeniden soyutlanıp görselleşerek duvarda bir form buluyor. Sergide Viyana’da yaşayan sanatçı Rojda Tuğrul’un nesli tükenmekte olan Fırat kaplumbağalarının bozulan ekosistemlerini ve doğanın silah olarak kullanılmasını tartıştığı yerleştirmesi de yer alıyor. Savaş Boyraz’ın sakin doğa manzarasının önünde duran kırık üç objenin kumaşa basılan fotoğrafları, ‘insan yıkımı nasıl belgeler?’ sorusunu soruyor.

Savaş Boyraz, Kapı, (İçinde Bulunduğumuz Vaziyet/Devlet serisinden), 2016 – 2019.

Serginin üst katında sanatçı Dana Kavelina’nın Ukrayna’daki çatışmayı incelemek ve alternatif bir bakış açısı geliştirmek amacıyla ürettiği film-şiir çalışması bulunuyor. Şafak Şule Kemancı’nın sergi için mekâna özgü yeni ürettiği eser de suyun akışkanlığından yola çıkarak aşk ve tutkunun durdurulamaz oluşuna atıfta bulunuyor.

Fransız Kültür Merkezi, Goethe-Institut Istanbul ve Tarabya Kültür Akademisi’nin desteğiyle hazırlanan sergi 2 Ocak 2023’e kadar ziyaret edilebilecek.

Sergiye eşlik edecek aynı isimde bir yayın ise Ekim ayında Yapı Kredi Yayınları tarafından yayımlanacak. Türkçe ve İngilizce olarak basılacak kitapta Banu Karaca ve Didem Yazıcı’nın metinleri, sergide yer alan sanatçıların eserlerine dair detaylı bilgiler olacak.

Previous Story

Xbox Oyununa Sanat Tarihi Dokunuşu

Next Story

Orhan Pamuk: “Mütemadiyen çalışan ve sonunda mesafe kat edeceğini bilen, sabırlı, iyimser bir karıncayım”

0 0,00
02_ArtDog_CD_Logo_RGB_Black

BÜLTEN

Türkiye ve dünyadan haftalık kültür-sanat haberleri, inceleme yazıları, sergiler ve etkinlikleri takip et.

Bülten aboneliğinde ArtDog Istanbul’un gizlilik sözleşmesini kabul etmiş olursunuz.