İtalyan modasının en güçlü isimlerinden Giorgio Armani, 91 yaşında hayatını kaybetti. Modaevinden yapılan açıklamaya göre Armani, evinde hayata gözlerini yumdu. Haziran 2025’te Milano Moda Haftası’nı sağlık sorunları nedeniyle ilk kez kaçıran tasarımcı, bu ay modaevinin 50. yılını kutlamaya hazırlanıyordu.
Armani, 1970’lerin sonunda geliştirdiği astarsız ceket ve sade pantolon kombinleriyle İtalyan hazır giyim stilini uluslararası moda haritasına taşıdı. “Gündelik şıklık” anlayışını yansıtan tasarımları; yumuşak kumaşlar, nötr tonlar ve rahat silüetlerle birleşerek yarım yüzyılı aşkın bir moda imparatorluğunun temelini attı. Hollywood kırmızı halılarından iş dünyasının toplantı odalarına kadar, Armani’nin klasikleşmiş takımları ve ışıltılı gece elbiseleri akıllara yer edindi.

Hollywood’un ve Moda Dünyasının “Kralı”
1980 yapımı American Gigolo filmiyle Richard Gere üzerinden uluslararası şöhrete kavuşan Armani, o tarihten itibaren hem beyazperdede hem de Oscar gecelerinde vazgeçilmez bir isim oldu. Sean Penn, Anne Hathaway, Sophia Loren, George Clooney gibi birçok ünlü yıldız, kırmızı halıda Armani imzalı kıyafetlerle boy gösterdi.
Sadece moda değil, yaşam tarzı da Armani’nin imzasını taşıdı. 20’den fazla restoran, dünya çapında iki otel ve Milano’daki basketbol takımı EA7 Emporio Armani Milano onun girişimlerinden yalnızca birkaçıydı. Mülklerinden kişisel tarzına kadar her detayda sadelik ve zarafet öne çıkıyordu. Forbes’a göre 10 milyar doları aşan servetiyle dünyanın en zengin isimlerinden biri olan Armani, aynı zamanda AIDS ile mücadele ve mültecilere destek projeleriyle sosyal sorumluluk alanında da etkiliydi.

1934 yılında Piacenza’da doğan Armani, doktor olmayı hayal ederken bir vitrin düzenleyici olarak başladığı moda yolculuğunu küresel bir başarıya dönüştürdü. İtalyanların “Re Giorgio” yani “Kral George” lakabıyla andığı Armani, hayatı boyunca bağımsızlığından ödün vermedi; markasını hiçbir zaman satmadı ya da başka bir şirketle birleştirmedi. Yarım asrı aşan kariyerinde modaya kazandırdığı yalın şıklık anlayışı, onu yalnızca bir tasarımcı değil, çağdaş estetiğin kurucularından biri haline getirdi. Bugün ardında bıraktığı miras, zamansız tasarımları kadar, şıklığı herkesin gündelik yaşamına dahil etme cesaretiyle de hatırlanıyor.