1. Into the Wild (2007) – IMDb: 8,1
Sean Penn’in yönettiği 2007 yapım film, Jon Krakauer’ın 1996 yılında yayınlanan “Yabana Doğru” kitabından esinleniyor. Gerçek bir hikayeye dayanan filmde oldukça başarılı bir öğrenci olan Christopher McCandless isimli baş karakterin üniversiteden mezun olduktan sonra tüm varlığını bağışlayıp hem fiziksel hem ruhsal bir yolculuğa çıkması anlatılıyor. Alaska’ya ulaşmayı amaçlayan McCandless, yürüyerek ve otostop çekerek tamamlamayı hedeflediği yolculukta kendisi için çizilen geleceğin sınırlarından çıkıp doğanın içinde kendini bulmaya çalışır. Filmde McCandless’a Emile Hirsh hayat veriyor.
2. The King’s Speech / Zoraki Kral (2010) – IMDb: 8,0
2010 yapımı “The King’s Speech” filminin yönetmenliğini Tom Hooper üstlenirken, başrollerinde Colin Firth, Geoffrey Rush ve Helena Bonham Carter yer alıyor. En İyi Film, En İyi Erkek Oyuncu ve En İyi Orijinal Senaryo’nun aralarında olduğu 4 dalda Oscar kazanan film, kardeşinin çekilmesinin ardından 1936’da beklenmedik bir şekilde tahta çıkacak olan Kral 6. George’un; kurtulamadığı kekemeliğine çare bulmak için konuşma terapistine başvurması ve terapistin alışılmadık yöntemleri ile kralın kendi sesini bulma yolculuğunu konu alıyor.
3. Schindler’s List / Schindler’in Listesi (1993) – IMDb: 8,9
Steven Spielberg’in yönettiği ve film senaryosunu Steven Zaillian’ın yazdığı 1993 tarihli film, gelmiş geçmiş en iyi filmlerden biri olarak nitelendiriliyor. Film, Nazi partisi üyesi olan fabrikatör Oskar Schindler’in II. Dünya Savaşı esnasında Nazi şiddetine şahit olmasıyla fabrikasında çalışan Yahudi işçileri kurtarma çabalarını konu alıyor. Öncelikle Avustralyalı yazar Thomas Keneally’nin kitabına konu olan bu olay ise ilhamını gerçek hayattan alıyor. 7 dalda Oscar Ödülü’ne layık görülen filmde başrolleri Liam Neeson, Ralph Fiennes ve Ben Kingsley paylaşıyor. Siyah-beyaz filmdeki tek renkli sahnede görülen küçük kızın kırmızı paltosu da sinema tarihinin akıllara kazınan sahneleri arasında…
4. Catch Me If You Can / Sıkıysa Yakala (2002) – IMDb: 8,1
Frank Abagnale Jr.’ın yaşam öyküsünü konu alan filmin yönetmenliği Steven Spielberg üstlenirken oyuncu kadrosunda Leonardo DiCaprio, Tom Hanks ve Christopher Walken bir araya geliyor. ‘ABD tarihindeki en başarılı dolandırıcılardan biri olarak nitelendirilen Abagnale, gençliğinde ünlü bir hava yolunda pilotluk yaptı. Henüz 19 yaşına gelmeden yaptığı işler arasına avukatlık ve doktorluğu sıralayan Abagnale, ayrıca milyonlarca dolarlık sahte çekleri nakite çevirmeyi başardı. Amacı ise maddi sıkıntılar nedeniyle boşanan ebeveynlerini bir araya getirmekti. Film müzikleriyle John Williams’a En İyi Besteci Ödülü’nü getirdi.
5. The Pianist / Piyanist – IMDb: 8,5
Hayatının bir kısmını Nazi kamplarında geçirmiş olan yönetmen Roman Polanski’nin yönettiği filmin başrolünde Adrien Brody yer alıyor. Brody, Wladyslaw Szpilman rolüyle En İyi Erkek Oyuncu dalında Akademi Ödülü kazanan en genç oyuncu unvanının sahibi oldu. En İyi Yönetmen ve En İyi Uyarlama Senaryo da filmin layık görüldüğü ödüller arasında yer aldı. Film, II. Dünya Savaşı esnasında Almanya’nın Polonya’yı işgaliyle zorla Varşova Gettosuna getirilen, ailesinden ayrı kalan ve saklanarak yaşamaya çalışan yetenekli bir Yahudi müzisyenin hayatta kalma çabasını aktarıyor. Yönetmense savaş esnasında yaşadığı deneyimleri de filme yansıtmış.
6. The Wolf of Wall Street / Para Avcısı (2013) – IMDb: 8,2
Oscar Ödüllü ünlü yönetmen Martin Scorsese’nin yönettiği film, Jordan Belfort’un aynı isimli otobiyografik romanından Terence Winter tarafından beyazperdeye uyarlandı. Amerikalı broker Belfort’un hayatını konu alan filmin başrollerinde Leonardo DiCaprio ve Jonah Hill paylaşırken, filmde Jordan Belroft’un kendisi de yer aldı. Özellikle bazı sahneleriyle pek çok sansansyona yol açan ve doğaçlama sahneleri ile ön plana çıkan film, Altın Küre Ödülleri’nde Leonardo DiCaprio’ya da Komedi/Müzikal Dalında En İyi Aktör ödülünü kazandırdı.
7. The Imitation Game / Enigma (2014) – IMDb: 8,0
2014 yapımı Morten Tyldum’ın yönettiği filmin başrollerini Benedict Cumberbatch ve Keira Knightley paylaşıyor. Konusunu II. Dünya Savaşı’nda cephe arkasında yaşananlardan alan film En İyi Uyarlama Senaryo Oscar’ı dahil sekiz dalda ödüle layık görüldü. Almanlar’ın icadı olan “Enigma” adlı makinelerin şifreli mesajlarının ancak farklı bir makineyle çözülebileceği düşüncesi günümüzde kullanılan bilgisayarların da öncüsü. En İyi Erkek Oyuncu Dalında aday gösterilen Cumberbatch’in hayat verdiği matematik dehası Alan Turing’in gençliğinden savaşa hatta sonrasına kadar hep ‘öteki’ olarak konumlandırılmasıyla karşılaştığı güçlükler filmin mercek altına aldığı konulardan…
8. 12 Years a Slave / 12 Yıllık Esaret (2013) – IMDb: 8,1
Steve McQueen’in yönettiği, John Ridley’in senaristliğini üstlendiği filmin oyuncu kadrosunda Chiwetel Ejiofor’un yanı sıra Michael Fassbender, Brad Pitt, Benedict Cumberbatch, Paul Giamatti’nin aralarında yer aldığı iddialı isimler yer alıyor. En İyi Film Oscar’ını kucaklayan “12 Years A Slave”, Amerika’da iç savaştan önce kaçırılarak köle olarak satılan Solomon Northup’un hikayesinden esinleniyor. Aslında özgür olan baş karakterin elinden her şeyinin alındıktan sonra yaşadığı 12 yıllık esareti anlatan film, köleliği tüm gerçekliği ile gözler önüne seriyor. Film, Kenya asıllı oyuncu Lupita Nyong’o’ya En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu Oscar’ı kazandırdı.
9. The Pursuit of Happyness / Umudunu Kaybetme (2006) – IMDb: 8,0
Gabriele Muccino’nun yönetmenliğini üstlendiği ve Will Smith’e Oscar ve Altın Küre Ödülleri’nde En İyi Erkek Oyuncu adaylığı getiren filmin başrollerinde Will Smith, oğlu Jaden Smith ve Thandie Newton yer alıyor. Baba karakterinin evini kaybetmesi, yeni bir kariyerin peşinden koşması ve tüm bu esnada oğluna iyi bir yaşam sunma mücadelesini anlatan film Chris Gardner’ın yaşanmış hikayesine dayanıyor.
10. An American Crime / Bir Amerikan Suçu (2007) – IMDb: 7,3
Yönetmenliğini Tommy O’Haver’ın yaptığı, Elliot Page ve Catherine Keener’ın başrollerinde yer aldığı 2007 yapımı dram/polisiye türündeki filmin arkasındaki hikaye kan dondurucu. Film 1965’te Indiana’da yaşanmış bir olayı ele alıyor: Annesi ve babası gezici bir sirkte çalışan iki kız kardeşin, halihazırda altı çocuğu olan ve sağlık sorunları yaşayan Gertrude Baniszewski’ye emanet edilmesiyle yaşananları aktarıyor. (Bir süre sonra hem Gertrude hem çocukları hem de mahalledeki diğer çocuklar kız kardeşlerden büyük olanına eziyet etmeye başlar.) İzlerken olayların gerçekten yaşanmış olduğu fikri izlemeyi daha da zorlaştırsa da, insanlığı ve suç potansiyelini mercek altına alan film izlenmeye değer.