Finlandiya Neden Dünyanın En Mutlu Ülkesi

/

Finlandiya geçtiğimiz hafta dünyanın en mutlu ülkesi ilan edildi. Birleşmiş Milletlerin her yıl yayımladığı Türkçeye “Dünya Mutluluk Raporu” olarak çevrilebilecek “United Nations World Happiness Report” adlı rapor Helsinki’nin de dünyanın en mutlu şehri olduğunu ortaya koyuyor. Finlandiya, Birleşmiş Milletlerin araştırmalarına göre üçüncü kez dünyanın en mutlu ülkesi ilan edildi.

Finlandiya halkının neden bu kadar mutlu olduğunu ortaya koymak için toplumun bazı alışkanlıklarının yanısıra parametlerine bakılmış. Bunlardan biri Finlilerin çok kitap okuduğu gerçeği. Finlandiya’da çok sayıda kütüphane yer alıyor.

2019 yılında açılan Oodi adlı kütüphane aynı yıl “Dünyanın En İyi Halk Kütüphanesi ödülünü” almış.

2016 Yılında Birleşmiş Milletler yayımladığı bir raporda Finlandiya halkının dünyanın en okur yazar ve halk kütüphanelerini en çok ziyaret eden toplum olduğunu açıklamıştı.

Rakamlara göre 5.5 milyon nüfuslu Finlandiya’da yılda kütüphanelerden yaklaşık 68 milyon kitap ödünç alınıyor.

Moomin’ler Finlandiyanın en çok tanınan ve sevilen edebi ikonlarının başında geliyor. 1940’lı yıllarda Fin yazar Tove Jansson tarafından yaratılan Moomin’ler yazarın genellikle İsveççe yayınlatmış olduğu seri kitaplarındaki hayâli karakterlerin tümüne verilen ad. Bu olağanüstü güçleri olan ve mağaralarda yaşayan İskandinav ailenin cilt rengi beyaz, tombul ve tüylü, hipopotamların burunlarına benzeyen büyük burunları var.

Bugün Moomin’ler hem yetişkinler hem çocuklar tarafından sevilen ve nesilden nesile aktarılarak her anlamda canlılığını koruyan ikonlar ve Fin kimliğinin birer parçası olarak kabul edilirler. Moomin kitapları Finlandiya’da bütün kitapçılarda ve kütüphanelerde yer almaktadır.

Finlandiya toplumunun kendine özgü edebiyatı ve halkının okuma alışkanlıkları br yana ülkenin sanatla olan ilişkisi de birebir olarak vatandaşlarının mutluluğuna katkıda bulunuyor.

Ülkenin çağdaş sanat sahnesi deneysel sanatçı inisiyatiflerinden ticari galerilere ve uluslararası anlamda bilinirliliği olan sanat kurumlarına kadar geniş bir yelpazeye yayılıyor.

Finlandiya’da 55 adet sanat müzesi ve şehirlere dağılmış pek çok sanat galerisi bulunuyor.

Finlandiya aşırı uçlar ve çelişkilerden oluşan bir ülke, bu kendine özgü durumun yanısıra Fin toplumunun doğayla kurduğu yakın ilişki Fin sanatı için en önemli ilham kaynakları.

Fin toplumunun en önemli özellikleri arasında sanatı dinginleşmek için kullanmaları var.

Bu yılın Mart ayının ilk günlerinde koronavirus tüm gezegeni ele geçirmemişken Helsinki’de bulunan Amox Rex Müzesi LCD diye bilinen Leading Culture Destination Ödülüne layık görülmüştü. Her yıl verilen, global ve kültür ve sanat dünyasının en önemli ödüllerinden biri kabul edilen hatta “Müzelerin Oscar”ı olarak bilinen LCD bu yıl Berlin’de Amox Rex Müzesi’ne layık görüldü. Ödülün Avrupa’nın en önde gelen sanat kurumları arasından belirlendiğini not düşelim.

İlginizi çekebilir:  Koronavirüs: Sahnede Sosyal Mesafe Kuralı Mümkün Mü?

JKMM mimarlık firması tarafından tasarlanan, yaklaşık 60 milyon dolarlık bir bütçe ile tamamlanan Amox Rex Müzesi Finlandiya’nın başkenti Helsinki’de bulunuyor.   Müze, Helsinki’nin merkezindeki 1930’ların ikonik işlevsel başyapıtı Lasipalatsi’nin bir kısmında yer alan, oldukça fütüristtik görünümlü kubbesiyle, 2.200 metrekarelik geniş alana sahip ve bol miktarda güneş ışığı alan bir dizi yeraltı galerisinden oluşuyor.

1965’ten beri varlığını sürdürerek Helsinki’deki Amos Anderson Sanat Müzesi’nin merkezini oluşturan yapı, aslında tarihi Lasipalatsi Meydanı için yapılan restorasyonun bir parçası. Yerin altı kazılarak oluşturulan mekân, Amos Anderson Sanat Müzesi’nin kararıyla müzenin varlığını sürdüren basın – yayın ofisleri yerine sanat alanlarına ayrılmasıyla bugünkü hâlini almış. 13 bin metre küplük bir alana yayılan Amos Rex’in küratörü yer altı müzesinin geçmiş, gelecek ve günümüzü bir araya getirdiğini vurgularken yapı aynı zamanda 21. yy çağdaş sanat mimarisinin bir örneği olarak görülüyor.

Kurumun sergi alanları, yer üstünde bulunan açık meydanını perçinleyen iki dalgalı kubbeli çatının altında yer alıyor. Sanat sığınağının en üst düzeyini süsleyen soğan görünümlü çatı pencereleri, ziyaretçiler için ferah bir açık hava müzesi yaratılmış.  Müzenin içerisinden  izlenebilen kiremit kaplı tepeler ve heykel manzaraları mekanın Helsinki meydanına açılan yüzü. Oldukça yeni olmasına rağmen geçtiğimiz birkaç hafta içerisinde müzenin Helsinki meydanındaki cephesi bir yaşam alanına dönüşmüş. Mekanın dalgalı yüzeyi, üzerinde oturan, yürüyen, kayan insanlar tarafından ele geçirilmiş.

Bilet ofisi ve müze dükkanı, üç genç mimarlık öğrencisi  Viljo Revell, Heimo Riihimäki ve Niilo Kokko tarafından tasarlanan tarihi binada, bir restoran, dükkan, sinema ve karma kullanımlı bir çardak yer alıyor.

Tüm sanat dünyasının sanal bir kanalda varolmaya başladığı şu günlerde Fin halkının ziyaret etmeyi çok sevdiği Amox Rex Müzesini Instagram ve web sayfasından sanal olarak gezinerek Fin halkının sanatını ve sanatı nasıl mutlu olmak için kullandıklarını anlamanın tam zamanı.

Aynı şekilde Fin toplumunun mutluluğuna direk katkısı olduğu ispatlanan okuma alışkanlıklarımızı gözden geçirmenin de tam zamanı.

Görsel: Amox Rex Müzesi, Helsinki

Fotoğraf: Tuomas Uusheimo.

Previous Story

Güle Güle, Plastik Poşet! Ama Tasarımın Bize Kalsın

Next Story

Ev Objelerinden Natürmort Fotoğraflara

0 0,00
02_ArtDog_CD_Logo_RGB_Black

BÜLTEN

Türkiye ve dünyadan haftalık kültür-sanat haberleri, inceleme yazıları, sergiler ve etkinlikleri takip et.

Bülten aboneliğinde ArtDog Istanbul’un gizlilik sözleşmesini kabul etmiş olursunuz.