Sanatın geçmişin özünü geleceğe taşıyan bir dil olduğuna inanan bir yaklaşımla mimar ve tasarımcı Fahrettin Aykut tarafından kurulan FAAR Gallery, sanatın geçmişle gelecek arasında kurduğu sürekliliği odağına alan ilk sergisi Güneş Yanığı / Burnt by the Sun ile İstanbul’daki galeri alanında kapılarını açtı. Küratörlüğünü Mehmet Kahraman’ın üstlendiği sergi, Ahmet Duru, Antonio Cosentino, Ece Erbil, Sibel Kocakaya, İrfan Önürmen, Melike Kuş, Murat Akagündüz, Nilhan Sesalan ve Ozan Türkkan’ın eserlerini bir araya getiriyor.

Güneş Yanığı sergisi, zaman, bellek ve imge arasındaki geçişleri merkeze alıyor. Kırık bir fotoğrafın yansıması, dağınık bir masanın üzerindeki izler ve güneşin bir kapı aralığından sızan ışığı, unutulmuş anıların yeniden belirdiği bir hafıza alanı yaratıyor. Sergi, geçmişin izlerini ve hatırlama eyleminin kırılganlığını görünür kılarak izleyiciyi kendi belleğiyle yüzleştiriyor.

Kişisel ve Kolektif Hafıza
Sergide zaman, doğrusal bir çizgi olmaktan çıkarak bükülüyor, kendi içine katlanıyor ve hatırlamanın kırılgan yapısıyla yeni anlamlar kazanıyor. Her bir eser, izleyiciyi belleğin akışkan doğasına dahil ediyor ve kişisel ile kolektif hafızanın iç içe geçtiği alanlarda yeni okuma olanakları sunuyor.
Güneş Yanığı sergisi, mevsimsel bir metafor üzerinden bedenin ve zihnin yüzeyinde kalan izleri sorguluyor. Güneşin yakıcılığıyla oluşan lekeler, unutulmak istenen ama silinemeyen anıların görsel karşılığına dönüşüyor. Sergi, geçmişin gölgeleri ile bugünün ışığı arasında beliren bu imgeler aracılığıyla hem bireysel hem de toplumsal bir yüzleşme alanı sunuyor.

FAAR Gallery: Sürekliliğin Dili Olarak Sanat
Fahrettin Aykut’un kurduğu FAAR Gallery, mimarlık, sanat ve tasarım arasında bir diyalog alanı yaratmayı hedefliyor. Galeri, kültürel kodları ve insan deneyimini sanat aracılığıyla paylaşırken, İstanbul’daki ilk sergisi bu yaklaşımın başlangıcını temsil ediyor.


