Elif Şafak, İngiltere’nin en köklü ve etkili edebi kurumlarından Royal Society of Literature’ın başkanlığına seçildi. 1820’de Londra’da kurulan RSL, yalnızca Birleşik Krallık’ın değil, dünya edebiyatının da en eski ve en itibarlı kuruluşları arasında gösteriliyor. Kurumun tarihteki üyeleri arasında Virginia Woolf, T. S. Eliot, Doris Lessing, Salman Rushdie ve Zadie Smith gibi edebiyatın yönünü değiştiren pek çok isim bulunuyor. RSL, iki yüzyıla yaklaşan geçmişi boyunca edebi üretimi destekleyen ödüller, burslar ve programlar aracılığıyla uluslararası kültür dünyasının şekillenmesinde önemli bir rol oynadı.
Genel kurulda yapılan oylamanın ardından Şafak, dört yıllık görev süresini tamamlayan Bernardine Evaristo’dan başkanlığı devraldı. Böylece RSL tarihinde başkanlık görevini üstlenen ilk Türk yazar oldu.
Dayanışmanın ve Topluluk Hissinin Altını Çizen Bir Konuşma
Göreve seçilmesinin ardından Guardian’a konuşan Elif Şafak, kararın kendisini duygulandırdığını belirtti ve şöyle dedi: “Benim için ‘dayanışma’ kelimesi, sadece köklü ve değerli bir kuruma katılmak demek değil. Aynı zamanda birlikte yürümeyi, ortak bir topluluk hissini ve birbirini destekleyen bir çevrede bulunmayı ifade ediyor. Dünyanın giderek daha çalkantılı ve sert bir hale geldiği bu dönemde, sanat alanında çalışan pek çok kişi kendini yalnız hissediyor. Bu nedenle bir arada durmanın ve birbirimize destek olmanın büyük bir önem taşıdığını düşünüyorum” dedi.
Evaristo da Şafak’ın seçilmesini son derece yerinde ve ilham verici bir karar olarak değerlendirdi. Şafak’ın uluslararası başarıları, kültürlerarası anlatı gücü ve edebiyatın birleştirici etkisine dair duruşuyla RSL için yeni ve heyecan verici bir dönemin kapısını araladığını vurguladı.






