Pekin Şehir Kütüphanesi (Beijing City Library), Pekin’in doğu kapısı olarak bilinen Tongzhou bölgesinde Mart ayında kapılarını halka açmıştı. Snøhetta tarafından tasarlanan kütüphane dünyanın en büyük iklimlendirilmiş okuma alanına sahip olma özelliği taşıyor. Bölgeyi, canlı bir sanat ve kültür destinasyonu haline getiren yapı, amaca hizmet eden birçok tesise de sahip.
Mimar Kjetil Trædal Thorsen ve mimar Craig Dykers tarafından 1989’da kurulan Snøhetta, hem mimarlık hem de tasarım alanında uzmanlaşan uluslararası bir firma. Firma ilk kütüphane projesini 35 yıl önce Mısır’da, Bibliotheca Alexandrina ile başlattı. Firma, o günden bugüne ABD’deki Charlotte Mecklenburg Kütüphanesi ve Far Rockaway Kütüphanesi de dahil olmak üzere birçok kütüphane tasarladı.
Snøhetta 2018 yılında kazandığı uluslararası tasarım yarışmasının ardından 2022’de duyurduğu Pekin Şehir Kütüphanesi projesini Çin merkezli ortağı ECADI ile tamamladı.
Doğayla Bütünleşmiş Bir Alan
Kütüphane binası camlarla kaplı dış görünümü, etrafındaki ağaç benzeri sütunlarla ve “tepe” görünümüyle kamufle edilmiş odalarıyla ilgi çekiyor. Doğadan esinlenilmiş görünümüyle ziyaretçileri bir süre de olsa dijital dünyadan kopararak ekranlardan uzaklaştırmak ve doğayla birleştirmek tasarımın en büyük amaçlarından biri. Snøhetta ortağı Robert Greenwood, kütüphaneyi “kitabınızı okurken ağacın altında oturabileceğiniz bir yer” olarak tanımlıyor.
Kütüphanenin kalbi olarak nitelendirilebilecek 16 metre yüksekliğindeki “Vadi” (Valley) ismi gibi bir vadiyi andırırcasına etrafındaki tepeleri ve ortasından geçen kıvrımlı yoluyla göze çarpıyor. Kıvrımlı yolun etrafında şekillenen alan, yolun yanlarında bulunan, tepeyi andırır şekilde tasarlanmış seviyeli oturma kısımları, merdivenler ve kitap raflarından oluşuyor. Kütüphanenin yakınında bulunan Tonghui Nehri’ni anımsatan bu alan, kütüphanenin ana merkezi olarak hizmet verirken kuzey ve güney girişlerini de birbirine bağlıyor.
Tepelerin altında, okuma alanları, konferanslar ve sergiler için özel alanlar bulunuyor. Tepelerin düzleştirilen kısımlarına ise masalar konulmuş. Kütüphane ayrıca çeşitli performanslar ve kitap restorasyonu için de özel alanlar barındırıyor. Bir kütüphaneden çok daha fazlası olması amaçlanan yapı Tongzhou’da yer alan üç yeni ve büyük kültür yapısından biri olma özelliğine sahip.
Kütüphanenin en dikkat çekici detaylarından biri, çatıyı desteklemek için zirve noktasında düz panellere dönüşen uzun, ince sütunlar. Snøhetta, bu sütunları Çin’e özgü ve 290 milyon yıllık bir tür olan gingko ağacının yapraklarından ilham alarak tasarlamış. Sütunlar, malzeme atığını azaltmak, aydınlatma, akustik ve yağmur suyu toplama gibi teknolojileri entegre etmek amacıyla geliştirilmiş modüler bir tasarıma sahip. Doğa ile bağlantıyı daha da artırmak amacıyla binanın dışındaki giriş noktalarına gerçek gingko ağaçları dikilmiş ve cam duvarlar tarafından çerçevelenmiş.
Kütüphane işlevinin yanı sıra kültürel bir toplanma noktasına haline gelmesi planlanan yapı, ağaçlar ve tepelerle çevrili tasarımları ve Tonghui Nehri manzarasıyla yepyeni bir deneyim sunuyor.
“Kütüphaneler Yaşamaya Devam Edecek”
Bilgiye ulaşmanın tek bir tıkla sağlanabileceği günümüzde kütüphane tipolojisinin tarihe karışabileceği düşünülüyor. Snøhetta yaptığı tasarımla bunu engelleyebilecek ve kütüphaneleri tekrar değerli kılacak vizyoner bir anlayışa imza atıyor.
Snøhetta’nın, kütüphaneleri yalnızca “kitapların bir depolama alanı” olarak gören düşünceyi yıkıp bir kültür ve sanat merkezi haline getirmeyi umarak gerçekleştirdiği Pekin Şehir Kütüphanesi projesinde, kütüphanelerin önemini 21.yüzyılda da korumasına yardımcı olmayı umuyor.
Stüdyonun kurucu ortağı Kjetil Trædal Thorsen, “Kütüphanelerin dijital çağı aşmalarını, şehre ve halka daha fazlasını verme potansiyeline sahip olmalarını sağlayan şey, insanların kitaplara duyduğu sevgidir,” diyor ve ekliyor: “Vücut, zihin ve çevre arasındaki ilişkiyi yeniden yorumlamak ve ekransız okumanın keyfini hatırlatmak bizim sorumluluğumuzdadır. Kütüphaneler yaşamaya devam edecek.”