Mimar kökenli Fritz Lang eşi ile birlikte 1924’te New York’a gittiğinde gördüğü manzaradan öyle etkilendi ki odağına, o günün New York’unu koyarak, 100 yıl sonrasının dünyasını görsel ve sosyolojik olarak tasavvur ettiği bir film yarattı. Film için önce o dönemki eşi Thea von Harbou bir kitap yazdı. Ardından Harbou ve Lang’in senaryoya dönüştürdüğü kitap üzerinden, bugünün 200 milyon dolarına denk gelecek bir bütçeyle Alman dışavurumcu sinemanın en önemli filmlerinden olacak Metropolis çekildi.
38 bin figüranın yer aldığı çekimleri 17 ay süren dev bütçeli filmin 1927’deki gösteriminin ardından tartışmalar başladı. Filmin bir ütopya mı yoksa bir distopya mı sunduğu, bir kapitalizm eleştirisi mi olduğu yoksa iş sınıfını mı pasifize ettiği, faşist ve elitist olduğu gibi tartışmalar sürerken sansür kararları ortaya çıktı. Yaptığı dinî ve felsefi referanslarla neredeyse her politik görüşten kesimi rahatsız etmeyi başaran Metropolis, orijinal versiyonu 153 dakika olmasına rağmen, Türkiye’nin de aralarında yer aldığı birçok ülkede sadece 90 dakikalık iğdiş edilmiş haliyle vizyonda kendine yer bulabildi.
Metropolis Neden Bu Kadar Önemli?
Lang, Hitler’in iktidara gelmesiyle ayrıldığı eşinin Nazilere katılmasının şaşkınlığı yaşayarak ABD’ye kaçtı. Bu süreçte orijinal kopyası kaybolan yapımın değeri ancak yıllar sonra anlaşıldı. Matrix‘ten Westworld‘e, Terminator‘dan Battlestar Galactica‘ya bilim kurgu ve distopya külliyatının önemli yapımlarına ilham verdi. Özellikle 80 yıl sonra, 2008’de bulunan tam kopyasının 2012’de dijitale aktarılması itibarının iadesini sağladı.
Decollage Art Space‘de 16 Şubat Cuma akşamı gerçekleşecek Decollage’da Sinema Zamanı etkinliğinde Metropolis filmi gösterilecek ve film gösteriminin ardından ArtDog İstanbul’dan Ali Murat Ergül, katılımcılarla bir film okuması gerçekleştirecek. Hem Metropolis‘in ilham kaynakları hem de ilham verdikleri sanat, mimari, sinema ve felsefe bağlamlarında konuşulacak. Metropolis‘in sinema tarihindeki önemini nelere borçlu olduğu değerlendirilecek.