Küratörlüğünü Beste İleri’nin üstlendiği, Büyük Valide Han ev sahipliğinde yapılan “Sakin Ol ve Tüyler” sergisinde, Ekin Tümer, Gülin Ören, Caglamak, Mert Yıkılmaz, Orhun Güler, Samet Sert, Selver Yıldırım, Simay Başık, ruveyda kaki ve Zeynep Yılmaz’ın işleri yer alıyor.
12 Aralık’a kadar açık kalacak sergi, Derrida’nın şiir üzerine okumalarından yola çıkıyor ve şiirselliğin farklı sanat formlarında nasıl temsiliyet bulduğunu araştırıyor.
Sergi analog ve dijital medyumların birlikteliğiyle, güncelde şiire atfedilen atıllığın aşılabilme biçimlerini keşfetmeye çalışıyor. Derrida’nın şiir-kirpisi üzerinden yola çıkan üretimler, metaforun doğasına uygun biçimde içe dönerek bireysel arayışlara dönüşmüş, nihayetinde bir dışa dönüşle dialog başlatmaya hazırlanıyor.
“Sakin ol ve Tüyler” sergisinin metninde şöyle deniyor:
“İki kirpi varmış… Mevsimlerden kışmış… Kirpiler üşümüş… Birbirlerine sokulmuşlar, dikenleri birbirlerine batmış…Uzaklaşmışlar üşümüşler… Yaklaşmışlar dikenleri batmış, uzaklaşmışlar üşümüşler, aradıkları mesafeyi (distanz) bulamadıklarından donup gitmişler…
“Şiir nedir sorusuna cevap bir ölüye uygun olsa da, sorunun yaşayan birine sorulduğunu, yaşayan yazdığı için ölünün cevabını bilemediğini, cevabın ise bir çalışma sonucunda verileceğini söyleyen Derrida, bu cevabın yerini kirpi metaforuyla işaret eder. Şiir-kirpisi, yürek-kirpisi, kendi içine kapanmış, dikenlerle dolu, yaralayıcı, bencil ve uyumsuzdur; gözden kaybolabilir, tehlikeye girebilir, mutlak yalnızlık içinde kendi kaderiyle baş başadır. ‘Sakin ol ve Tüyler’, onun kendinden mahrum bırakılmış gibi kendini korumasından esinlenerek mahrumiyeti dindirmek üzere, dışarıyı içeriye davet ederek özel bir kuytulukta kendini göstermeye karar vermiştir. Kabuğuna çekilmiş cinsin popüler okumalarında ona atfedilen atıllığı reddeder, analog ve ötesi araçların oyuncu birlikteliğiyle onun aktüalitesini göz önüne serer. Onun durağan bir artefakt olmadığını, sınırlarını aşan, etkileşim, işbirliği ve diyalog için yeni olanaklar sunan bir sanat formu olduğunu tekrar hatırlatır. Kendini gösterdiği kuytuluk, Büyük Valide Han, ise şiir-kirpisine benzer biçimde içten ve dıştan sorumluluktan düşülmüş, gözden uzak ve kendi içine kapanmıştır. ‘Sakin ol ve Tüyler‘ korunaklı esansının aylaklık değil, haylazlık barındırdığını kanıtlamak üzere dikenler arasına bir davettir.
“Derrida şiiri, yüreğin öğrendiğine ve öğrettiğine, yüreğin bulduğuna, nitekim yürek kelimesinin ne ifade ettiğine göre tanımlar. Ona göre kazası olmayan, bir yara gibi açılmayan, yaralamayan hiçbir şiir yoktur. Yerini sağlamlaştırmış ‘cringe’ filtresi ve kültürü içinde ise bu kirpinin sağ kalabilmesi güç bulunur. Post-kapitalist yapılarda duygunun verimsiz, samimiyetin zorunsuz olması; yaralanan ve yaralayan bu türün pahasını düşürür. Özür dilemeden içini açmak, mahcup olmadan duygulanmaya geri dönmek üzere bir buluşma anı burada aranandır.”
*”Sakin Ol ve Tüyler”, 12 Aralık’a kadar Büyük Valide Han’da ücretsiz görülebilecek.