Denizden Sofraya, Sofradan Sanata - ArtDog Istanbul
Ali İsmail Türemen

Denizden Sofraya, Sofradan Sanata

Galeri Selvin’in 15 Haziran’a dek görülebilen “Mavi Sofra’dan” sergisi, Berna ve Ali İsmail Türemen ile sanatçı dostlarının sofradan sanata taşan anılarını izleyiciyle buluşturuyor.

İstanbul Boğazı’nın kadim semlerinden Arnavutköy’de konumlanan Galeri Selvin, Mavi Sofra’dan adlı sergiyle geçmişe lezzetli ve sanat dolu bir ışık tutuyor. Galerinin kurucusu Selvin Gafuroğlu “Eskiden sanatçılar, özellikle ressamlar, yalnızca sanatlarını paylaşmakla kalmaz, aynı sofrayı da paylaşarak yaşanmışlıklarını resimlerine taşırdı,” cümlesiyle başlıyor sergiyi anlatmaya. Mavi Sofra’dan sergisinin da tam da bu ruhu yaşatmak için hazırlandığını belirtiyor.

Kimler Yok ki Mavi Sofra’da

Kimler yok ki Mavi Sofra’da Ali İsmail Türemen, Berna Türemen, Cihat Burak, Ergin İnan, İlhan Berk, Mustafa Pilevneli… Serginin ilham kaynağı, Berna Türemen ve Ali İsmail Türemen’in yıllar önce Marmaris Turunç’taki yazlık evlerinde ağırladıkları sanatçı dostlarıyla kurdukları o unutulmaz sofralar. Gafuroğlu “Denizden birlikte çıkardıkları ürünleri pişirerek paylaştıkları, yalnızca yemek değil; sohbet, ilham ve dostluğun da paylaşıldığı sanat dolu anlara sahne oluyordu,” diyor. Şöyle devam ediyor:

“Ben Turunç’a ilk kez 1980’li yılların sonunda gitmiştim. O zamanlar oraya kara yolu yoktu, yalnızca Marmaris’ten deniz yoluyla ulaşılabiliyordu. Ali İsmail Türemen yalnızca ressam değil, aynı zamanda son derece başarılı bir dalgıçtı. Denizle güçlü bir bağı vardı. Berna ve İsmail Abi, bu küçük evlerinde misafir ağırlamayı çok seven bir çiftti. Çünkü dostlukları çok kıymetli ve gerçekti. İsmail Abi’yi kaybettik ama Berna ile birlikte onun anılarını yaşatmaya çalışıyoruz.  Sergi de bu ruhla hazırladık.”

Ali İsmail Türemen

O dönemlere tanıklık eden ruhu günümüze taşıyan serginin adının öyküsüne ise “Onların ‘mavi sofraları’ vardı. Çünkü İsmail Abi maviyi çok severdi; resimlerinde de sıkça kullanırdı. ‘Mavi sofra’ adını almalarının bir diğer nedeni ise o dönem Turunç’ta market ya da bakkal gibi olanakların olmamasıydı. Ne buluyorlarsa denizden çıkarır, onu pişirip dostlarıyla paylaşırlar, hep birlikte yerlerdi. O sofralarda çok özel isimler ağırlanırdı. Mesela Berna Türemen, Cihat Burak, Ergin İnan, İlhan Berk, Mustafa Pilevneli, Ruhi Su… Sanatçı dostları gelir, onlarda konaklarlardı. Denizden ne çıkarsa, onu pişirir, hatta kendi tariflerini uydururlardı,” cümleleriyle paylaşıyor.

Anılarıyla Sanatçı Sofraları

Serginin hemen girişinde Berna Türemen o günlerin izlerini taşıyan bir tarif defteri izleyiciyi karşılıyor. “Berna Türemen, bu sofralarda yapılan yemekleri küçük bir not defterine yazmış. O defteri buldum ve içeriğini eskitilmiş bir kâğıda bastım. Böylece onların “mavi sofralarını” yeniden kurduk. Bu sofralardaki dostluğu, paylaşımı ve yaratıcılığı da sergiye taşıdık,” diyor Selvin Hanım.

Duvara asılı “Anılarıyla Sanatçı Sofraları Mavi Sofra” adlı notlarda ise Berna Türemen şunları kaleme alıyor:

“Dostlarımızı kışın Teşvikiye’deki evimizde, yazın ise Marmaris’in Turunç Köyü’ndeki evimizde ağırlamaya çalıştık, zor şartlarda.. O zamanlar Turunç Köyü’nde elektrik ve yol yokken…  Pek çok yemeği uydurmak zorunda kaldık, o uydurmalardan yeni yemek tarifleri çıktı. . Hâlâ gülerek hatırladığımız anılarımız oldu.”

Yemek Tarifleri

O yemek tariflerinden biri İsmail’in Ballısı... “1973 Mavi yolculuktayız gece herkes tatlı krizinde. İsmail teknedeki mısırları haşlayıp üzerine bal döktü. Bulduğumuz şartlar içinde yaratılan anlık çözümler…” Bir diğer tarif ise Berna’nın Ekşisi.. “Marmaris’teki fırınlarda  çocukların ‘Çıboş’ diye sattığı (beze) yani yumurta akı, yumurta akı, yumurtanın sarısıyla kek yapar satarlardı. Marmaris kekinin üzerine şerbet döküp, köyden gelen sütün kaymağını koyup onun üzerine köy yollarından topladığım böğürtlenleri koyardım.  bir gün şerbetin limonunu fazla kaçırmışım. Tatlının adını ekşi koydu İsmail.”

O akşamlar, gece geç saatlere kadar süren uzun sohbetlerle ilerleyen saatlerde peçetelere, zarflara, küçük kâğıtlara çizilen resimler çıkarmış ortaya. “Mesela Mustafa Pilevneli genellikle sandalda olurmuş. Yanında sulu boya takımıyla denizin ortasında resim yaparmış. Sandalda yaptığı resimlerden bulabildiklerimizi de sergiye dahil ettik,” diye de ekliyor. Yine sergide Ali İsmail Türemen, Berna Türemen, Cihat Burak, Ergin İnan, İlhan Berk, Mustafa Pilevneli gözünden, sofrada çizilmiş ve boyanmış resimleri bu sergide yer alıyor.

“Her bir sanat eseri, o günlerden bugüne uzanan bir anıdır,” diye belirtiyor Selvin Gafuroğlu. Berna Türemen ve Ali İsmail Türemen ile dostlarının fırçalarından sofraya taşan anıları izleyiciyle buluşturan sergi 15 Haziran’a dek Galeri Selvin‘de görülebilir.

Previous Story

Venedik Bienali, Koyo Kouoh’un Vizyonuyla Gerçekleşecek

Next Story

Banksy’nin Yeni Mesajı Nerede Saklı?

0 0,00