Cezaevini Kültür Sanatla Dönüştüren Savcı…

//

TB.M.M’nin 11.12.2007 tarihli kayıtlarında dönemin Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin şöyle diyor:Bayrampaşa Cezaevi Savcımız Metin Şentürk Bey, geçenlerde bir sohbet esnasında şu cümleyi kullanmıştı onu sizlerle paylaşmak istiyorum, tabii, Bayrampaşa için söylemişti: “Burada, tutuklu ve hükümlüleri eğer bir sanatla meşgul edersek,  sanat konusunda kendilerini yönlendirirsek onlar üzerinde çok olumlu etki yapıyor. Bu şekilde,  sanata ve kültüre yönlendirdiğimiz ve sonra tahliye edilen hiçbir kimse buraya geri dönmedi.” Bu çok önemli bir tespittir. O bakımdan, şimdi, cezaevle­rimiz, tabii ki Genel Müdürlüğümüzün ve ilgili arkadaşlarının da katkılarıyla, vatandaşlarımızı, orada bulunan insanları hayata yeniden kazandırmak için ciddi bir çatışma ve gayret içerisinde…”

Bundan dört gün önce Bakırköy Adalet Sarayında görevli Cumhuriyet savcısı Metin Şentürk’ün vefat haberi düştü basına. Bir süredir kanser tedavisi gören Cumhuriyet Savcısı Şentürk, Türkiye’nin en büyük ve en bilinen ve en sorunlu cezaevlerinden biri olan Bayrampaşa Cezaevinde 2000 yılından cezaevi 2008 yılında kapanana kadar savcılık görevini üstlenmiş ve adeta bir suç yumağı olan mekân onun döneminde bir kültür yuvasına dönüştürülmüştü.

Bayrampaşa Cezaevi

Türkiye’nin en büyük cezaevlerinden biri olan Bayrampaşa Cezaevi ya da eski adıyla Sağmalcılar Cezaevi’nin yapımına 1956 yılında başlanmış ve 1968 yılında hizmete girmişti. 120.000 m² alana kurulan Cezaevi, 2000 yılındaki “Hayata Dönüş Operasyonu’nda” 12 tutuklu ve hükümlünün hayatını kaybetmesiyle anıldı. 2’si asker 30’u tutuklu 32 kişinin öldüğü, yüzlerce kişinin yaralandığı, “Hayata Dönüş Operasyonu” yaklaşık 10.000 güvenlik görevlisi tarafından gerçekleştirilmişti.

Bayrampaşa Cezaevi

Adalet Bakanlığı kötü imaja sahip cezaevlerini kapatmaya kararı alınca meşhur Bayrampaşa Cezaevi ’de 18 Temmuz 2008 tarihinde törenle kapatıldı. Aynı yıl Cezaevi’ndeki hükümlü ve tutuklular ile infaz koruma memurlarının senaryosunu yazıp oynadığı “Bayrampaşa: Ben Fazla Kalmayacağım” adlı film gösterime girdi. Yönetmenliğini Hamdi Alkan’ın üstlendiği, Bayrampaşa Cezaevi’nin gerçeklerine ve gündelik hayatına ışık tutan ‘Bayrampaşa Ben Fazla Kalmayacağım’ filmi gerçekten hapishanede çekildi, gerçek koğuşlar, mahkum ve gardiyanlar rol aldı. Hamdi Alkan’ın bu filmin tanıtımı esnasında babasının da 7 yıl gardiyanlık yaptığını söylediğini not düşelim.

19 Aralık Hayata Dönüş Operasyonu sonrasında Bayrampaşa Cezaevi. Fotoğraf Ali Can Bulut / AA

Metin Şentürk, Bayrampaşa Cezaevi Savcısı olduğu dönem cezaevinin nasıl bir değişim geçirdiği yönünde basında sık sık haberler yer almaya başlamıştı. Bayrampaşa Cezaevi’nin terör gruplarından arındırılıp nasıl  bir kültür yuvasına dönüştürüldüğünü konu alan haberlerden biri Türkiye gazetesinde “İsyan Yok, Güven Var,” başlığıyla yayımlanmıştı.

“Bir zamanlar isyan ve çatışma gibi kanlı olaylarla sürekli gündemde olan Bayrampaşa Cezaevine artık devlet otoritesi hâkim… Mahkumlara verilen haftalık 80 milyon liralık harçlık bile bunun bir göstergesi… Bu sayede koğuşlardaki ağalık sistemi sona erdirilmiş. 2 yıl önce atanan Cumhuriyet Savcısı Metin Şentürk’ün bu huzurdaki payı büyük. Şentürk, 2 bin tutuklu için 4 bin kitaplı kütüphane, 500 kişilik tiyatro ve sinema salonu, klinik, el sanatları atölyesi ve kapalı spor salonu kurmuş.”

Savaş Ay, dönemin Sabah gazetesinde kaleme aldığı 07 Şubat 2004 tarihli “İlk Adı Sağmacılar’dı” başlıklı yazısında, rüşvet torpil iddialarına yanıt veren Savcı Metin Şentürk’ün sözlerine şöyle yer vermişti: “Son iki yıl içinde tam bin 500 cep telefonu yakaladık. Kapıdan geçiremezler. Dışarıdan nasıl atıldığını anlamak için ben de dahil bir gurup, en yakın binanın terasına çıktık. Cep telefonu ağırlığına eşit, sabun kalıplarını avluya fırlattık. Sadece Jandarma Komutanı’nın attığı sabun içeri düştü. Biz beceremedik. Muhtemelen mancınık sistemi kullanıyorlar…”

2000 yılında Bayrampaşa Savcılığına atanan Şentürk cezaevi 2008 yılında kapanana kadar bu görevi yürütmüştü.

Hayata Dönüş Operasyonu

Zeki Bingöl imzalı 2007 yılında basılan “Bayrampaşa Cezaevi Gerçeği” adlı kitabın son cümleleri Şentürk’ün yarattığı müthiş dönüşümü şu satırlarla ortaya koyuyor:

“Bayrampaşa cezaevi artık geçmişi unutuyordu.

Unutmalıydı da…

Yeni bir sayfa açmalıydı ve açıldı da.

Cezaevi savcısı Metin Şentürk’ün  liderliğinde cezaevi personeli gelenekleşen bahar piknikleri, sanat icraatları, tutukluları meslek edindirme faaliyetleri, kütüphane gibi sayısız faaliyetlerle cezaevini bütün imkansızlıklara rağmen adalet bakanlığının kar yapan bir kurumu haline getirilmesinde çalışmalarına devam etmektedirler.”

Cezaevi kapanmadan bir süre önce Akşam gazetesinden Erdinç Akkoyunlu cezaevinde Şentürk ile konuşmuş ve 9.12.2007 tarihinde özel bir habere imza atmıştı. Kaderin garip bir cilvesi olarak Bayrampaşa kapanıktan sonra yaklaşık 5.500 mahkûmun da bugünün medyatik cezaevi Silivri’ye sevk edildiğini de söylemeden geçmeyelim.

İlginizi çekebilir:  Sonbaharın Kitapları
Metin Şentürk

Akkoyunlu haberinde koğuşlarında volta atan mafya babaları ve çıkan isyanlarla anılan, Türkiye’nin en ünlü cezaevi unvanını elinde bulunduran Bayrampaşa Cezaevi’nin kapanmadan önce kapılarını Akşam gazetesine açtığının altını çizmiş ve 30 kişilik koğuşlarda 200 kişinin kaldığı cezaevinin durumunu Şentürk’ten dinlemişti. Şentürk, “Buradaki mahkûm arkadaşlarla hiçbir sorunumuz yok. Sosyal faaliyetler oldukça etkin durumda. Senaryolarını kendilerinin yazdığı ‘Bayrampaşa: Ben Fazla Kalamayacağım’ sinema filminin çekimleri tamamlandı, film yakında vizyona girecek. Fakat mevcudumuz çok fazla. Üç ranza üst üste duruyor yine de yetmiyor, yere yatak serdiğimiz oluyor’ diye anlatmıştı cezaevi koşullarını.

Uyuşturucunun peynir- ekmek gibi satıldığı, koğuşlarında Dündar Kılıç, Alaattin Çakıcı, Engin Civan, Sedat Peker gibi isimlerin yattığı, bir zamanın “baba”sı Dündar Kılıç’ın arkadaşlarıyla beraber koğuş mahkemesi kurup gardiyanları yargıladığı Bayrampaşa, Şentürk döneminde 30.000 kitaplıklı kütüphanesi, tamamı mahkumlardan oluşan kadrosuyla sahneye konulan tiyatro oyunları, el sanatları atölyeleri ile örnek bir cezaevi olmuştu. Şentürk sık sık mahkumlarla karavanadan yemek yiyordu.

Üniversite yıllarında aynı evi paylaşan Tahir Özyurtseven, Kürşat Yılmaz ve Metin Şentürk .

Abdi İpekçi’de dahil olmak üzere yirmiden fazla genel yayın yönetmeni ile çalışan eski Milliyet gazetesi yazı işleri müdürü ve yayın koordinatörü, Can Dündar dönemi Cumhuriyet’inin Yayın Yönetmeni Yardımcısı usta gazeteci Tahir Özyurtseven, “Metin savcıydı ama işte böyle bir savcıydı, çok özel bir adamdı,” diyor üniversite yıllarında Kürşat Yılmaz ile beraber aynı evi paylaştıkları Şentürk için.

Bizim gibi sisteme ve düzene saygı gösterilmeyen bir memlekette, olağandır, halk arasında “Nasıl batmadık bugüne kadar,” “Hayret hala ayaktayız,” gibi mizah yollu göndermeler yapılır. Böyle durumlarda hep bu ülkenin gerçekten kendi alanında işini iyi yapan birkaç kahraman sayesinde ayakta kaldığını düşünürüm. Kuşkusuz Cumhuriyet Savcısı Metin Şentürk’de bunlardan biriydi ve iz bırakarak gitti…

*Uzun süredir tedavi gören Metin Şentürk, daha önce Adalet Bakanlığı Personel Genel Müdürlüğü Tetkik Hakimliği, İstanbul Cumhuriyet Başsavcı Vekilliği ve Bayrampaşa Cezaevi Savcılığı yapmıştı.
Bayrampaşa Cezaevi

Bayrampaşa Cezaevinde Kültür Sanat Faaliyetleri

*Cezaevi, 29 Mayıs 2004 tarihinde ”1. Bağımsız Bayrampaşa Cezaevi Film Festivali”ne ev sahipliği yaptı. Bir hafta süren festivalde, tutuklu ve hükümlüler izledikleri 7 yerli vizyon filmine çeşitli ödüller verdi.

*Ferhan Şensoy’un yazdığı Türkiye’de ”boş yere hapis yatanlar” konusunu gerçek olaylardan yola çıkarak ele alan ”Pardon” filminin galası, 28 Şubat 2005’te Bayrampaşa Cezaevinde gerçekleştirildi.

*Bayrampaşa Cezaevi, zamanla sinema filmlerine kapılarını açmaya başladı. İlk olarak yönetmenliğini Abdullah Oğuz’un yaptığı ”O Şimdi Mahkum” filmine çekim izni verildi. Filmin İstanbul galası da Bayrampaşa Cezaevinde yapıldı. Senaryosunu Levent Kazak’ın yazdığı filmde, Zafer Algöz, Fadik Sevin Atasoy, Ali Atay, Erkan Can, Abdülkadir Fıçıcı rol aldı.

Hamdi Alkan’ın “Bayrampaşa Ben Fazla Kalmayacağım” film afişi

*2007 yılında yönetmenliğini Hamdi Alkan’ın yaptığı, senaryosunu mahkumların yazdığı ”Bayrampaşa Ben Fazla Kalmayacağım” filminin çekim mekanı oldu.

*Filmde, aralarında Volkan Çelik, Tamer Karadağlı, Halil Ergün, Hakan Yılmaz, Ali Sunal, Yeşim Salkım, Hatice Arslan, Doğa Rutkay, Aliye Uzunatağan ve Turgay Tanülkü gibi tiyatro ve sinema sanatçısının yanı sıra 24’ü koğuş sakini 100’den fazla mahkum ve 26 infaz koruma memuru rol aldı.

*Senaryo Yazarları Derneğinin Bayrampaşa ve Paşakapısı cezaevlerinde başlattığı ”Hayal Kurmak Serbest Film Atölyesi” projesi kapsamında, Adalet, Kültür ve Turizm bakanlıklarının desteğiyle çekilen filmin galası da cezaevinde yapıldı.

*Sinema filmlerine mekan olan, vizyon filmlerinin izlenebildiği Bayrampaşa Cezaevinde tiyatroya da önem verildi.

*Cezaevinde kalan mahkumların kurduğu tiyatro grubunun, cezaevinin tiyatro salonunda sergilediği ”Misafir” ve ”Batakhane Güzeli” adlı oyunlar büyük alkış aldı.

* Levent Kırca-Oya Başar Tiyatrosu ekibi, Aziz Nesin’in ”Yaşar Ne Yaşar Ne Yaşamaz” adlı oyununu, dans gösterileri eşliğinde ilk kez Bayrampaşa Cezaevinde sahneledi.

*Bakırköylü Sanatçılar Derneği ”Bugün Git Yarın Gel”, Çanakkale Açık Cezaevi Tiyatro Kolu ”Bekçi Murtaza” adlı oyunu Bayrampaşa Cezaevinde kalan tutuklu ve hükümlüler için sahnelendi.

*Bayrampaşa Cezaevi Tiyatro Salonunda, Anadolu Grubu sanatçıları da şair Ahmet Selçuk İlkan’ın katılımı ile konser verdi.

Previous Story

Kalyon Kültür’den Mart Ayı Atölyeleri

Next Story

Kısa Film Yarışması: “Büyüt Hayallerini”

0 0,00
02_ArtDog_CD_Logo_RGB_Black

BÜLTEN

Türkiye ve dünyadan haftalık kültür-sanat haberleri, inceleme yazıları, sergiler ve etkinlikleri takip et.

Bülten aboneliğinde ArtDog Istanbul’un gizlilik sözleşmesini kabul etmiş olursunuz.