Ali Teoman Germaner, namıdiğer ALOŞ, eserlerinde zamanın iç içe geçmiş katmanlarını araştıran, kolektif hafızayı görsel düşüncelerle işleyen bir sanatçı. Sanatçının zamana bakışını merkezine alan ALOŞ: Dün, Bugün, Yarın sergisi, ALOŞNAME desenleriyle şekillenen bir düşünce yolculuğu sunuyor.
CerModern’de 30 Mart 2025 tarihine kadar ziyaretçileri ağırlayacak sergi, Germaner’in 1970’lerden 2000’lere uzanan görsel sözlüğünü, ‘karanlık, aydınlık, umut, korku ve bilinçdışı gibi kavramlarla ele alıyor. ALOŞNAME’de geçmiş, şimdi ve gelecek iç içe geçerken, sanatçının dünyası bir bütün olarak izleyiciyi içine çekiyor. Serginin küratörlüğünü üstlenen Burak Fidan sergi ile ilgili sorularımızı yanıtladı.
ALOŞ: Dün, Bugün, Yarın sergisinin kavramsal konsepti hakkında neler söylersiniz? Serginin ismini taşıyan “dün, bugün ve yarın” ifadesiyle bağlantısını nasıl kuruyorsunuz?
Serginin başlığı, ALOŞ’un şu cümleleri içinden doğdu: “Dün, bugün, yarının kopuntusuz ilişkilerine, iç içeliğine yürekten inanırım.” Sergiyi kurduktan sonra gördüm ki, sergi Zaman’da Bir Yer’de geçiyor. Bu başlık sadece video odasının adıydı. Şimdi rahatlıkla söyleyebilirim, sadece video odasının değil, tüm sergi alanının gizli adı. ALOŞ, görsel sözcüklerim diyor, biz görsel düşünceler diyelim, ALOŞNAME düşünce sahnelerinden oluşmuş, yaşam boyu süren görsel bir anlatı dizisi. 1970’li yılların karanlık toplumsal ortamından 2000’lere uzanan bu düşünce sözlüğünün öne çıkan maddeleri: karanlık/aydınlık, umut/umutsuzluk, ölüm/doğum, korku, devlet, iktidar, otorite, kolektif bilinçdışı…
Zaman, Bu Serginin Ana Ekseni
Germaner’in Türk resminde eşine az rastlanır bir bütüncüllük gösteren bu dizisine bir psikanalist, bir antropolog hatta bir kültür tarihçisi gibi çalıştığınızı görüyoruz. Sokak savaşlarını, darbeleri, devlet korkusunu, baskı altındaki yargıyı, kısıtlanmış toplumla kısıtlanmış insanı, bu insanın ve toplumun sanatçının zihnindeki sahneleri dünden bugüne izleyerek geçirdiği dönüşümü ALOŞNAME’de izleyebilirsiniz. Dolayısıyla zaman, bu serginin ana teması. ALOŞNAME desen dizisinin kendi içinde çalışan bir zaman prensibi var. Demokritos’un bahsettiği, özdeş zamanlarda gerçekleşen özdeş olaylar ve ortak yazgılar var. Kolektif bilincin ortak çalıştığı bir tür paralel evrenler teorisi gibi. Dikkatli gözler, bu desenlerdeki benzer sahnelerin paralel zamanlarda geçen öykülerin sahneleri olduğunu anladığında, artık sadece ALOŞ dünyasının değil, ALOŞ zamanının da içinde bulacaklar kendilerini.
‘Zamanda Bir Yer’ video yerleştirmesi fikri nasıl çıktı ortaya? Bu canlandırmanın sınırlarını nasıl belirlediniz?
Fikir, Ali Teoman Germaner’e ait. ALOŞNAME’nin canlandırılmasını çok istediğini Ahu Antmen’le yaptığı söyleşiden biliyoruz. ALOŞ bu desen dizisi için, ALOŞNAME desenlerinden herhangi birkaçını, herhangi birileri yan yana getirsin, herkes için ayrı bir öykü oluşur, ben de böyle okunmasına özen gösteriyorum, diyor. Video yerleştirmenin yapısal fikri bu öykülemeye açık formlardan doğdu. Desenleri katmanlarına ayırırken fark ettik ki, aynı prensip, yani resimler yan yana geldiğinde oluşan başka başka öyküler prensibi, resimlerdeki mekanlar ve figürler yer değiştirdiğinde de çalışıyor.
Desenler manipülasyona izin vermeyecek kadar kendilerine aittiler. Dolayısıyla nerede ne kadar müdahale edeceğiz sorularıyla çok da cebelleşmedik. Bu ALOŞ’un bir dünya/atmosfer yaratmadaki gücüyle ilgili elbette.
Sanatçının “Tüm gördüğümü, zamanı mekana katmış insanın içinde gördüm” cümlesini nasıl yorumluyorsunuz? Bu yaklaşımı Ali Teoman Germaner’in eserlerinde nasıl görüyoruz?
Bu cümleyi herhangi bir yazar ya da şair söylemiş olsaydı da altını çizerdim. Ama bir heykeltıraşın söylemesi, bu cümleyi tüm zamanlara yayıp başka düşüncelere kapı açıyor. Heykel sanatı, kuşkusuz, heykelin mekânsal mahiyeti üzerine düşüncelerle doludur. Zamansal mahiyet, belki en çok şiirin konusudur. Germaner’in, insanda gördüğü bu zamanı mekansallaştırma, onun gerek 3 boyut gerekse 2 boyutlu tüm çalışmalarında görülür. ALOŞ, insanda gördüğünü, tüm eserinde gösterebilmiştir, bu cümleyi bir sanatçı için kurabilmek, tahmin edersiniz, kolay değildir.
Sergi mekânının dışına taşmasını istediğiniz ‘Konuksever’ konseptiniz var. Farklı disiplinlerden uzmanların evlerinde ALOŞNAME desenlerini ağırlıyorsunuz, bunun bir deney olduğunu söylüyorsunuz. Bu deneye katılanların deneyimlerini nasıl gözlemliyorsunuz?
Konukseverleri hemen tanırsınız, evet, Antik Yunanda, toplumsal ve kültürel yaşamda önemli bir sözcüğü alıntıladık, Philoxenia, bir yabancıyla dostluk demek, ama biliyorsunuz, biz Türkler de konukseverlikte ileriyizdir. Konuğa cömertlik, nezaket esastır. Hatta yiyecek içecek ikram ettiğimizde, ikramımızı kabul ettikleri için ayrı bir “diş kirası” hediyesi bile veririz, verirdik, bir zamanlar…
Konukseverler, deneyimlerini paylaştıkça görüyorum ki, hepimizin bir yabancı sanat eserleriyle dostluğa, onunla paylaşmaya, konuşmaya, dertleşmeye, beraber yemek yemeye, beraber yolculuğa çıkmaya, insana, varlığa, sanat eserine başka türlü bakmaya ihtiyacımız varmış.
Bu serginin verdiği mesaj ve izleyiciye bıraktığı etki hakkında neler söylersiniz?
Sergi, insanı, taşıdığı tüm varoluşsal yüküyle birlikte anlamaya çalışan bir sanatçının görsel düşüncelerinden oluşmuştur. Doğumlar, ölümler, uyuma ve uyanışlar, savaşın vahşeti, teknolojik çapraşıklıklar, bir tür insan kıyametinin öncülüğünü yapar. Gene de bu düşünce sahnelerinin karanlık atmosferine rağmen umudu, coşkun düşünceyi, var olma neşesini de duyumsarız. Germaner, yarattığı bu distopik dünyanın varlıklarıyla, bu dünyanın anıtsal kuşları, yılanları, totemleri, formlarıyla insana kendinin ötesine geçme daveti uzatır gibidir.
Ali Teoman Germaner (Aloş) Kimdir?
1934 yılında İstanbul’da doğan Ali Teoman Germaner, 1949 yılında İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisi Heykel Bölümü’ne girer ve Rudolf Belling, Zühtü Müridoğlu, Ali Hadi Bara gibi isimlerin öğrencisi olur. İlk sergisini 1952 yılında Maya Sanat Galerisi’nde açan sanatçı 1960 yılında Fransız hükümetinin bursuyla Paris’e gider. 1961-1965 yılları arasında Ecole des Beaux Art’ın ustalarından René Collamarini ile heykel, Stanley William Hayter ile gravür çalışır. 1965 yılında İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisi Heykel Bölümü’nde asistan olarak göreve başlayan sanatçı, 1976 yılında aynı kurumda profesör olur. 2001 yılında emekli oluncaya dek heykel bölümünde atölye hocalığı ve bölüm başkanlığını sürdür. Paris, Sao Pãulo ve İskenderiye Bienalleri’ne katılan sanatçının eserleri, aralarında Fransa, Norveç, Romanya ve Amerika Birleşik Devletleri’nin de bulunduğu pek çok ülkede izleyiciyle buluşur.
Ali Teoman Germaner’in Mezopotamya, Mısır, Orta Amerika gibi uygarlıklarının sanat ve mitolojilerinden etkilenerek oluşturduğu fantastik figürlerle dolu görsel dil, güncel siyasal ve sosyal olayları irdeleyen metaforik bir anlatıma sahiptir. Germaner, 2018 yılında aramızdan ayrılmıştır.