Ankara’nın çağdaş sanatla buluştuğu adres CerModern, 15. yaşını kutluyor. Bu özel yıl, sanat ve sürdürülebilirlik ekseninde hazırlanan zengin bir programla taçlanıyor.
Kurulduğu günden bu yana sanatı hayatın doğal bir parçası haline getirmeyi amaçlayan CerModern, 15 yıldır sanatla herkesin bağ kurabileceği bir alan yaratmaya çalışıyor. Modern sanat sergilerinden eğitim programlarına, etkinliklerden disiplinlerarası projelere kadar uzanan geniş yelpazesiyle ziyaretçilerine estetik, düşünsel ve duygusal bir deneyim sunuyor. Sanatı yalnızca sergileyen değil, yaşatan bir merkez olma vizyonunu ise her geçen gün yeni projelerle daha da ileri taşıyor.
CerModern’in Dönüşüm Yolculuğu
2010 yılında, tarihi bir tren bakım atölyesinden Türkiye’nin ilk ‘Yeşil ve Sürdürülebilir Müzesi’ne dönüşen CerModern’in bu dönüşüm yolculuğunu kurucu ortaklarından Sanat Programı Yönetmeni Zihni Tümer, 2019 yılında Şebnem Kırmacı’ya verdiği söyleşide şöyle anlatıyor:
“CerModern, 2010 yılında uzun sayılabilecek bir restorasyon projesinin ardından faaliyete geçti. Uzun bir kazanım hikayesi var, bunun için 1998’e kadar geri gitmek lazım. Şu anki yapı, benim de hatırladığım şekliyle metruk, yarısı yanmış haldeydi. (…) …şimdiki Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası inşaatının olduğu yerde mezata düşmüş ev eşyaları satılan gündüz ayrı gece ayrı bir yaşam vardı. İşte tam da bu dönemde bir yarışma projesiyle başlayan süreç içine Cer Atölyelerini de alarak devam etti. Yarışmayı kazanan projenin sahipleri Semta ve Özcan Uygur, metruk yapının yüzeyinde müktes donatılar olduğunu fark ederek binanın kimliğini ortaya çıkardılar. Evet, Ankara Garı’nın kuzey aksında yer alan bu yapı, Cumhuriyet yapılarıyla özdeş özellikler içeren bir sanayi yapısıydı ve örtülü kimliği altında belki de sanayi yatırımlarının ilklerinden birini saklıyordu. Cumhuriyetin ilk yıllarında kömürlü, daha sonra dizel lokomotiflerin tamir atölyesi olarak hizmet veren yapının geniş hangarları korunarak bir sanat alanı kazanılması hedeflenmişti. CSO inşaatıyla beraber 1998 yılında başlayan restorasyon projesi, bitmeye yakındı benim yeniden karşılaşmamda. Gele gide gerçek hikayesini anladığım inşaatın bitmesi için yıllar geçmesi gerekiyordu. Dönemin Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay’ın yakın takibi ve CerModern projesine sahip çıkmasıyla hızla inşaatın tamamlanması sağlanarak 6 ay gibi bir sürede hizmete açıldı.”
Zihni Tümer aynı söyleşide Ankara’nın kültür ve sanat merkezinin adının hikâyesini ise, “Cer adı çekmek fiilinden geliyor. Demiryolları idaresinin hala kullandığı bir terim olan Cer, lokomotifleri tanımlıyor. Cer Atölyeleri olarak kurulan yapı, İstanbul – Hicaz hattı üzerindeki birkaç atölye yapısından biriydi. Eskişehir ve Konya’daki vagon bakım atölyeleriyle beraber 1980’li yıllara kadar aktif hizmet verdi,” cümleleri ile anlatıyor.
Modern Bir Sanat Merkezi
Cern Modern’in vurgu yaptığı “Bir modern sanatlar merkezi, okullar ve üniversiteler gibi toplumun eğitim projesinin bir kısmıdır; entelektüel, estetik ve duygusal bütünlükle kalite ve anlayışın ortak uygulama alanıdır,” manifestosunu ise şöyle tanımlıyor:
“…Bir başkentin vazgeçilmez donatıları vardır, opera binası, üniversiteleri ve müzeleri bütünleşik olarak başkent kimliğini oluşturur. Modern sanat merkezi ise çağdaş başkent tanımıyla beraber yürür. Bu kurumların misyonu, kültürel büyük veriyi işletmek ve iletmektir. İletmek için kurguladığı yöntem ise özgür ve ufuk açıcı olmalıdır. Bir imza gibi. CerModer’in eğitim misyonu böyle bir şey…”
CerModer’in “yaşayan bir yer” olmasını amaçladıklarını belirten Tümer, “İnsan odaklı bir işletme biçimini benimsedik. Önce kentin halihazırını içselleştirmesi, sonra kentle beraber üretmesi, vitrin olması hedeflendi CerModer’in. Kente üretilen düşünsel ve pratik faaliyetlerin tümüyle doğrudan ilişki kurmaya çalışıyoruz, takip ediyoruz. Hayatın içindeki gibi eğilip bükülüyoruz zaman zaman, ama bu da bizi gerçek hissettiriyor sanırım,” diyor.
CerModern’in Su Perileri
CerModern de söz etmişken, mekânın önünde duran ve neredeyse CerModern ile bütünleşen Su Perileri heykelinin öyküsünü atlamak olmaz. Yine Zihni Tümer’den dinliyoruz:
“Mitolojide her hikayesinde yerinden edilen, tanrılara yarenlik eden su perileri (Nymphs) maalesef bu dünyada da aynı serüveni yaşadı. Özel birbağım var b u heykelle. İlk bisikletim hediye edildiğinde, mahalle dışında gidebileceğim en uzak mesafede bu heykel vardı. Başında soluklanıp geri dönerdim. Eminim ben yaşta herkesin Tandoğan meydanında duran bu heykelle bir anısı vardır. 1924 yılında Ankara’ya hediye edilir bu heykel. Başkentin ilk ‘mobilya’ sıdır. Milano Belediye Başkanı ‘bizde şehirler heykellerin etrafında kurulur’ diyerek paylaşır. Sanatçı hakkında bir bilgi yoktur, ama nitelikli bir atölyeden çıktığı kesindir. 5 kez yerinden edilen heykel, nihayetinde parçalara ayrılmış bir halde bir belediyenin arka bahçesinde 17 sene bulunmayı bekler. Hikaye burada başlar. Hürriyet Ankara’dan Yaşar Sökmensüer, kendisine aradığımı söyledikten 12 saat sonra yerini bildirir. Ertuğrul Günay’ın özel ilgisiyle yerinden alınır ve heykel atölyesinde tamire alınır. ‘Su Perisi’, üzerinde çift olarak duran döküm başlardan bir tanesi saklandığından kalıp alıp yeniden üretim imkanı olur. Bir ay içinde havuzu ve tamiri sonlanıp CerModern’in bahçesindeki yerini bulur. Yerleştirildiği mekan projede işlenerek belki de uğrağı olur…”
CerModern’de 15. Yıl Sergileri
CerModern, 15. yıl kutlaması vesilesiyle sanatın dönüştürücü gücünü ve sürdürülebilirliğin önemini vurgulayarak yeni bir dönemin kapılarını da aralıyor. Türkiye’nin önde gelen çağdaş sanat merkezi bu kapsamda 15’inci yılında Sevincy’nin Geri Dönüşümüz Muhteşem Olacak ve Büyülü İtalya fotoğraf sergisini izleyiciyle buluşturuyor.
Geri Dönüşümüz Muhteşem Olacak
Sevincy’nin Geri Dönüşümüz Muhteşem Olacak başlıklı sergisi, çağdaş sanatın diliyle sürdürülebilirlik konularına dikkat çekti. Plastik ve dijital atıklardan üretilen çarpıcı eserlerin yer aldığı sergide; yapay zekânın plastik bir krala dönüştüğü “Trashformer” evreninden savaşın duygusal etkilerini yansıtan “Plastik Bomba”ya, kültürel hiciv içeren “Helal Porsche”dan doğaya dair alegorik heykellere kadar birçok etkileyici çalışmayı sunuyor. Sergi, sadece estetik bir deneyim sunmakla kalmayıp aynı zamanda toplumsal farkındalık yaratmayı hedefleyen bir bilinçlendirme platformu olarak tasarlandı. Sergi süresince gerçekleşecek atölye ve söyleşilerle özellikle çocuklar ve gençlerin sürdürülebilirlik bilinciyle buluşturulması planlanıyor.
15. Yıla Özel Büyüleyici İtalya Sergisi
CerModern’in 15. yıl sergilerinden bir diğeri ise Büyülü İtalya adlı fotoğraf sergisi. kutluyor. Sergi, savaş sonrası dönemden 2000’li yılların başına uzanan süreçte İtalya’yı anlatan 130’dan fazla fotoğrafı sanatseverlerle buluşturuyor. Torino Modern Sanat Galerisi GAM’ın seçkin koleksiyonundan derlenen eserler, İtalya’nın mimarisini, insanlarını ve sosyal dönüşümünü gözler önüne seriyor. Alpler’den Sicilya’ya uzanan geniş bir coğrafyada çekilen siyah-beyaz ve renkli fotoğraflar, dönemin estetik ve politik duyarlılıklarını yansıtıyor. 14 usta fotoğrafçının imzasını taşıyan kareler, izleyiciyi hem tarihi hem de sanatsal bir yolculuğa davet ediyor. GAM’ın zengin koleksiyonundan seçilen bu özel yapıtlar, CerModern’in 15. yılına anlamlı bir katkı sunuyor. “Büyülü İtalya”, geçmişe şiirsel bir bakışla yaklaşarak nostaljik ve düşündürücü bir sergi deneyimi sunuyor.
15 yılda CerModern Sergileri
CerModern‘de Sevincy’nin Geri Dönüşümüz Muhteşem Olacak ve Büyülü İtalya fotoğraf sergisininin yanı sıra Mehmet Sinan Kuran: Post Narrative ve Kökler ve İzler: Frida adlı sergiler de bu sezon da izlenebiliyor.
CerModern 2024- 2025 sanat sezonunda ise “ALOŞ: Dün, Bugün, Yarın“, “Kandinsky – Mavi Süvari’nin Yolculuğu Dijital Sergi”, “Ahmet Yiğider: Karınca Yuvası”, “Halis Efe Saral / TOSKA”, “Saygun Dura / ARADA”, “Reduce, Reuse, Rethink”, “Rewind Roma”, “Musto: Aidiyet Katmanları” ve “New:Now, 2nd Edition, Yeni/Şimdi, Sürüm 2.0” sergilerini ağırladı.
Geçmişte öne çıkan bazı sergiler ise şöyle:
“Karanlıktan Aydınlığa Aşık Veysel”, “Zaman ve Mekanın Büyüsünde Bir Ressam Şevket Dağ”, “Tuvalde Yüzyıl”, “Yüzler ve Gizler”, “Steve McCurry / Photographer”,”Selim İleri & Ali Kotan” ve”Bir Şehir Kurmak: Ankara”