Londra’da bulunan Somerset House’da 31 Ekim 2019 tarihinde açılan ”24/7: A wake up call for non-stop world” sergisi, denetim ve gözetim teknolojileri ile çevrili günlük hayatlarımızda sürekli uyanıkta ve tetikte olma hallerimize dikkat çeken, 50’den fazla sanatçı ve tasarımcının multidisipliner çalışmasına yer veriyor. Küratörlüğünü Sarah Cook’un üstlendiği sergi, görsel kültür kuramcısı Jonathan Crary’in ”7/24: Late Capitalism and the Ends of Sleep” isimli kitabından esinlenerek hazırlandı.
Crary kitabında, geç kapitalizm çağında yeni medya teknolojilerinin özgürlük alanları sunmadığını, aksine, çok daha sıkı bir denetim ağıyla bizi çevrelediğini anlatıyor. 7 gün 24 saat, gece ve gündüz ”tetikte ve hazırda olma” zorunluluğu olarak da ifade edilebilecek bu durumla birlikte, kapitalist sistemin uykumuzu nasıl sömürüp, işgal ettiği örneklerle birlikte açıklanıyor.
Sergideki işler; ”gün ve gece”, ”aktivite ve dinlenme”, ”insan ve makine”, ”iş ve hobi” ve ”birey ve kolektif” başlıklarında beş ana bölüm halinde sunuluyor. Somerset House’un direktörü Jonathan Reekie, serginin ziyaretçilere akıllı telefonlarını bıraktırmayı amaçlayan bir kişisel gelişim tavsiyesi şeklinde tasarlanmadığını ifade ediyor. Reekie ayrıca, serginin hayatımızda süregelen uykusuzluk, dikkat dağınıklığı ve bitmeyen işlerin etkisini bize göstermeyi ve bu döngüde nasıl yaşadığımıza dair bir sorgulamaya davet ettiğini aktarıyor.
24/7’deki ön plana çıkan işler arasında; Hasan Elahi’nin ”Scorpio W2” isimli, sanatçının günlük aktivitelerini gerçekleştirirken kayda alınan kişisel bir veri tabanının görüntülerinden oluşan video enstalasyonu yer alıyor. Sanatçı bu işi, Amerika’da 9/11’den sonra yanlışlıkla ”uçuşa izin verilmeyen” kişilerin listesine alındığında gerçekleştirmeye başlamış.
Benjamin Grosser’ın ”Order of Magnitude” isimli çalışması ise, Facebook’un kurucusu Mark Zuckerberg’in ”büyümek”, ”daha fazla” ve ”milyonlarca” gibi kelimeler etrafında dönen söylemlerini gözler önüne seren 14 yıllık kliplerinden oluşan bir film kesitini sunuyor. Küratörler, bu tarz bir sergide Facebook ve benzeri sosyal medya platformlarıyla işbirlikleri geliştirmekten ziyade, bu platformların arkasında yatan bağımlılık modellerinin bir hatırlatıcısı olan işlere sergi seçkisinde yer vermişler.
Alexandra Daisy Ginsberg’in ”Machine Auguries” isimli ses enstalasyonunda 7/24 bir ritimle akan modern kent yaşantısının insan haricinde diğer türler üzerinde nasıl bir etkisi olabileceği sorusunu soruyor. Yapay zekanın yarattığı bir kuş korusundan oluşan enstalasyon; kent yaşantısındaki ışık ve ses kirliliğinin kuşların çıkardıkları sesleri ve birbirleriyle iletişim kurmak için oluşturdukları dili nasıl değiştirdiğini sorguluyor.
Sergideki dikkat çekici diğer işler arasında; Nastja Säde Rönkkö’nün 6 ay boyunca internet olmadan Somerset House Studios’ta geçirdiği rezidans sürecini belgeleyen ”6 Months Without” isimli projesi; sanatçının başının üstünde uçan bir drone helikopteriyle uyumaya çalıştığı Roman Signer’in ”Bett”, Tega Brain ve Surya Mattu’nun, sanatçıların fitness izleme araçlarını egzersiz yaptıklarını düşündürtmek için kandırdığı ”Unfit Bits” yer alıyor.
Sergi, 23 Şubat tarihine kadar Somerset House The Embankment Galleries’de ziyaret edilebilir.