Avustralya’daki Cami ve Müzeye Ödül

Avustralya’dan iki mimari proje, The Royal Institute of British Architect (RIBA) tarafından uluslararası mükemmellik ödüllerine layık görüldü. Bundanon Sanat Müzesi ve Köprüsü ile Punchbowl Camisi, 14 ülkeden ödül kazanan 22 proje arasında yer aldı ve mimarinin sınırlarını zorlayarak mükemmellik standardına ulaştıkları için takdir edilerek ödüllendirildi. Her iki Avustralyalı proje de RIBA’nın iki yılda bir verdiği büyük ödülün finalistleri olarak dünyanın en dönüştürücü yeni binası unvanı için yarışıyor. Kazanan Kasım ayında açıklanacak.

Finalist projelerden ilki olan ve 2019’da tamamlanan Punchbowl Camisi daha önce Sulman madalyasını kazanmıştı. Sidneyli mimar Angelo Candalepas tarafından tasarlanan, Sidney’in güneybatısındaki çok kubbeli ve brüt betondan yapılmış İslami ibadet mekânının Canterbury Bankstown Belediyesi Konseyi’nden onay alması 17 yıl sürdü.

RIBA jürisi camiyi, “Sidney’in bir banliyösünün gündelik ortamında sihirli bir şekilde yaratılmış, son derece dokunaklı bir kutsal alan” olarak övdü. Jüri üyeleri, tamamen modern malzeme kullanılmasına ve biçimsel ve mekânsal manipülasyonlarına rağmen, “Punchbowl Cami yine de İslam mimarisi geleneği içinde kendine güvenen bir yer ediniyor gibi görünüyor” dedi.

Proje tamamlanmadan önce ABC‘ye konuşan caminin mimarı Candalepas, bir Rum Ortodoks mezhebi mensubu olarak, görevi kabul etmeden önce bir işaret için Tanrı’ya dua ettiğini ve bir rahibe danıştığını itiraf etti. Rum Ortodoks rahibin Candalepas’a şunları söylediği belirtiliyor: “Hepimiz Tanrı’nın çocuklarıyız ve bu projelerin her birini yapmalısın ve bunlar hayatının en önemli projeleri olmalı.”

Candalepas, Guardian Australia’ya yaptığı açıklamada, rahibin tavsiyesine kulak verdikten sonraki birkaç hafta içinde kendisine bir Protestan kilisesi, bir Kıpti Ortodoks projesi ve bir sinagog için teklif geldiğini söyledi. Candalepas, “Bana din temelli bir çalışma imkânı verildi ve bu da beni, öze indiğimizde hepimiz insanlar arasında gerçekten hiçbir fark olmadığına, temelde spiritüel hayvanlar olduğumuza inandırdı” diyor ve ekliyor:

“Bu artık geçmişte düşündüğüm gibi bir sorun değil. Büyüyorsunuz, bu süreçlerde bir nevi yetişkin oluyorsunuz ve hepimizin birbirimizle barış içinde iyi bir şekilde yaşamasının öneminin daha fazla farkına varıyorsunuz ve aslında önemli olanın farklılıklar değil benzerlikler olduğunu anlıyorsunuz.”

Finalist projelerden bir diğeri, sanatçı Arthur Boyd ve ailesinin 1990’ların başında kamuya bağışladığı Shoalhaven Nehri kıyısındaki 1.000 hektarlık arazinin üzerinde yükselen Bundanon Sanat Müzesi ve Köprüsü. Melbourne merkezli mimarlık şirketi Kerstin Thompson Architects, Boyd’ların hediye ettiği geniş sanat koleksiyonuna ev sahipliği yapmak üzere 2022 yılında Bundanon Sanat Müzesi’ni hayata geçirdi. Müzeye, Köprü adı verilen bir konaklama ve yaratıcı öğrenme merkezi eşlik ediyor.

İlginizi çekebilir:  Dijital Yayıncılık, Basılı Yayıncılık İçin Tehdit Değil Yeni Bir Pazar Fırsatıdır

RIBA jürisi, her ikisi de sel ve orman yangınlarına meyilli koşullara dayanacak şekilde tasarlanan yeraltı müzesini ve köprüyü, sahayı önceki kültürel miras binalarıyla zarif bir şekilde bütünleştiren önemli mimari eserler olarak övdü. Jüri, açıklamasında, “Ana plan, peyzaj hakkındaki düşüncelerimizde salt pitoresk olandan ekolojik olana doğru bir paradigma değişimi sunuyor” dedi.

Mimar Kerstin Thompson, iklim değişikliğine yönelik tasarım düşüncesini sorundan fırsata dönüştürmenin zor olduğunu söyledi.

Thompson, yaptığı açıklamada, “Yangın ve sel sınır tanımaz, bu nedenle burada mimari, bölgenin doğal sistemleri ve ekolojisinin akışıyla birlikte ilerliyor” dedi ve ekledi:

“Bu proje, bölgenin yerel mülk sahiplerinin binlerce yıldır bu dinamik güçleri yönetme yöntemlerinden dersler çıkarıyor. İklimi ve iklimin değişimlerini hissetmek, ziyaretçilerin ‘en plein air’ (açık havada) olma, bu olağanüstü yerden keyif alma ve onunla bağlantı kurma deneyiminin temelini oluşturuyor.”

Proje hâlihazırda iki büyük Avustralya mimarlık ödülünün, kamu mimarisi için Sulman madalyası ve Sir Zelman Cowen ödülünün, her ikisine de 2022’de layık görüldü.