/

Şu Eşitlik Meselesi

Abbey Lincoln’un Upper West Side’daki evinde bir pazar günüydü. Hava soğuk, keskin, güneşli; sohbet sıcaktı. Sohbet derken, hayranı olduğunuz biriyle sohbetin dinamikleri nasılsa öyleydi; kartların eşit dağıtılmadığı bir sohbetti. Philippa ve ben Abbey’nin ağzının içine bakıyor, anlattıklarını kavramaya çalışıyorduk. Birkaç ay sonra

/

Kıyamet, Hemen Şimdi…

1980’lerin ilk yıllarıydı. Philadelphia’nın bana yabancı sokaklarında aylak aylak dolanıyordum. Bir sokak sanatçısı-ki o yıllarda onlara da yabancıydım-Afrika ritimleri eşliğinde hem dans ediyor, hem de dünyanın yaklaşmakta olan sonuyla ilgili bir diskur çekiyordu. Bedenini kullanma biçiminden klasik eğitimli, kullandığı dilden de entelektüel

Müzikten Kurtuluş Var mı?

Dinginlik, kendine dönüş, huzur sessizlikle tasvir edilir genellikle. Zihnin mutlak sessizliği. Düşüncelerin, hatıraların gürültü yapmadığı bir yer, bir zaman. Bu kendine dönebilme hâli, tabiatta sadece insanoğluna mahsus. Diğer hayvanlar devamlı tehlikelere karşı tetikte olmak zorunda olduklarından, insanın sahip olduğu kendine dönebilme lüksüne

/

Müzik ve Ölüm

Dün gibi hatırlarım; Roscoe Mitchell, bir konser öncesinde, sahne arkasında bir arkadaşımızın kendisine hediye etmek istediği sesli bir oyuncağı etraflıca inceledikten sonra “sesini tamamen kontrol altına alamadığım hiçbir alete dokunamam sahnede” diye zarifçe anlatmaya çalışmıştı sahnedeki olayın ve sesin kendisi için ne