Selim Cebeci, 1972 yılında mimarlık eğitimini tamamladı. Resme 1980 yılında başladı. 1983’ten sonra mimarlığı bırakarak sahne ve kostüm tasarımları yaptı; reklam filmlerinde sanat yönetmeni olarak görev aldı. 1990’da bütünüyle resme yöneldi. Çalışmaları kitap kapaklarında yer aldı; Murathan Mungan, 2002 yılında onbirinci baskısını
Mehtap Baydu, 2000 yılında Hacettepe Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Heykel Bölümü’nden mezun oldu. Yüksek lisans öğrenimine Kassel Güzel Sanatlar Üniversitesi’nde devam etti; Profesör Dorothee von Windheim atölyesinden mezun oldu. Bu okulda ustaöğrenci (Meisterschülerin) ünvanını kazanan Baydu, 2010 yılında UPK – Kunstpreis Kassel
Fatih Aydoğdu, 1989 yılında Viyana Güzel Sanatlar Akademisinin resim bölümünden mezun oldu. Çalışmalarında, kitle iletişim araçlarının dili, medya estetiği, kültürel politikalar gibi konularla uğraşan Aydoğdu’nun eserleri 1990 yılından bu yana Viyana, New York ve İstanbul başta olmak pek çok kentte düzelnenen sergilerde
Erol Akyavaş, resim çalışmalarına Güzel Sanatlar Akademisi, Bedri Rahmi atölyesinde misafir öğrenci olarak başladı. 1950 – 1953 yılları arasında, Floransa Güzel Sanatlar Akademisi’nin yaz çalışmalarına katıldı. Paris’te André Lhote ve Fernand Léger ile çalıştı. “Cercle et Carré” ve Salon des Réalités Nouvelles
Sanatçı ve müzisyen olan Tarık Töre hızlı görsel veri akışına maruz kalırken zamanın ruhunu anlamaya çalışan bir kuşağa aittir. Eserleri, grubu Palmiyeler’in müziğiyle aynı atmosferi paylaşmaktadır; ‘İstanbul’a özgü kaosun kasvetinden etkilenen şarkı sözleri ve eğlenceli bir-psych-surf-pop atmosferi.’ Son dönem yer aldığı grup
Halil Altındere farklı medyumlardaki üretimlerinin yanı sıra balerinler, sokak satıcıları, opera sanatçıları, hip hop sanatçıları, rehberler, polisler, mimarlar gibi birçok kişiyle ortaklıklar yapar. Çoklukla, politik, sosyal ve kültürel kodları araştırdığı, baskıcı sistemlere karşı direnişi konu ettiği çalışmalarıyla tanınan sanatçı, ilgilendiği meseleleri, ilk
Hacer Kıroğlu üretirken “akış” haline girer. Seyirci önünde olsun ya da olmasın, Kıroğlu’nun performatif sanat pratiğine damgasını vuran “akış” hali, mutluluk ve yaratıcılık üzerine uzmanlaşan psikolog Mihaly Csikszentmihalyi’nin geliştirdiği biçimiyle, kişinin kendisini bütünüyle bir aktiviteye adadığı ve bu esnadaki odaklanmadan dolayı kendini
Mübin Orhon, 1947’de Ankara Siyasal Bilgiler Fakültesi’nden mezun oldu. İktisat doktorası yapmak üzere 1948 yılında Paris’e giden sanatçı bu şehrin canlı sanat ortamının etkisiyle resme yöneldi. Bir süre Academie de la grand Chaumiere’de desen dersleri alan Mübin Orhon, yaptığı geometrik soyut resimlerle
Murat German fotoğrafı bir ifade / araştırma aracı olarak kullanan, İstanbul ile Londra’da yaşayan ve çalışan, 1965 doğumlu bir sanatçı, eğitimci ve arşivci. Fullbright burslusu olarak gittiği Massachusetts Institute of Technology’den (MIT) mimarlık yüksek lisans derecesini Amerikan Mimarlar Birliği (AIA) Altın Madalyası
Azade Köker’in eski dönem çalışmaları genel olarak kimlik ve aidiyet konularına değinir. Sanatçı ‘melezleme’yi kaçınılmaz bir hayatta kalma mekanizması olarak gösterir. Bu melezlemeye, farklılık, şeffaflık ve hassasiyet aracılığıyla ulaşılır. Daha ileri dönem çalışmalarında ise doğa, kültürel bir yapı olarak müzakere edilir. Köker,
Yakın çevresinden, biriktirdiği hikayelerden ve dikiş parçaları, eskizler, müzik besteleri gibi parçalardan ilham alan Terkol’un çalışmalarında ele aldığı kahramanları, genellikle günümüz Türkiye’sindeki kültürel ve sosyal değişikliklere adapte olan ya da adapte olmayı reddeden kadınlardır. Terkol’un işlerinde dikiş yapma eylemi ve geri dönüşüm
İstanbul Erkek Lisesi’ne devam ederken, suluboya, guaş ve pastel karışımı resimleriyle dikkat çekti. İstanbul Üniversitesi’ndeki Sanat Tarihi öğrenimini resim çalışmalarına yönelerek yarım bıraktı ve ilk sergisini 1955’te açtı. 1959 senesinde, Phallisme Serisi’ni tamamladı. 1961 yılında Paris’e Andre Breton ve Raymond Cordier’in davetlisi