‘Aidiyet’ Yolculuğunda, Huzursuz Kadınlar

//
Seda Hepsev’in X-ist’teki 7. kişisel sergisi “Cennetten de Garip” 15 Ekim-21 Kasım tarihleri arasında izleyiciyle buluşacak. İsmini Jim Jamush’un 1984 yapımı “Stranger Than Paradise” filminden alan sergi kusursuz mekanı arama yolculuğu, sıkıntı hissi, hayal kırıklıkları ve yolculuk anındaki hikayelere odaklanıyor. Eserlerinde farklı toplumsal deneyim ve kurgulardan sıyrılarak kendine mekan, zaman ve dil oluşturan kadınsal varoluşa odaklanan sanatçı, bu sergide de kadın bedenlerinin kendi mekanlarını yaratma ve eril tahakküme karşı koyma gücünden besleniyor. Hepsev’le “Cennetten de Garip”i, yer verdiği temaları ve yeni projelerini konuştuk.

Dört Bölümden Oluşuyor

  • Sergi, “Stranger Than Paradise” filminden ilhamla ortaya çıkmış. Öncelikle bu filmde sizi
    etkileyerek sanat üretimine teşvik eden, yaratıcılığınızı harekete geçirenler neler oldu?

Sergi filmden ilhamla ortaya çıkmadı ama atölyede yoğun şekilde çalıştığım bir dönem Jim Jarmush’un bu filmini ikinci defa seyretmiş bulundum ve işlerimle örtüşen hisler, görüntüler, kavramlar olduğunu fark ettim. Filmde ikisi göçmen üç karakterin üç ayrı şehre ziyareti, Yeni Dünya, Bir Yıl Sonra ve Cennet olarak üç bölümde anlatılıyor. Ben de sergiyi benzer şekilde dört bölüme ayırmak istedim: Hazırlık, Yolculuk, Cennet, Bir Sene Sonra. Resim ve desenlerdeki karakterler, mekan ve zaman çok tanımlı olmasa da, yer değiştiren, farklı bedensel hareketlere
sahip, hayali bir coğrafyada gezinen figürler var. Sadece tuval ve kağıdın sınırları içinde bir imge yaratmaktan çok birbirleri arasında akışı, geçirgenliği, yer değiştirme ve yolculuğu temsil ediyorlar.

Sonsuz Bir Tekrar Sarmalında Gibi…

  • Sıkıntı hissi ve hayal kırıklıklarını ele alıyorsunuz. Bu evrensel duygular, işlerinizde nasıl hayat buldu; nasıl tezahür etti? 

Resim ve desenlerimdeki mekanlarda ve figürler arasında garip şeyler oluyor. Coğrafi öğeler tanıdık ama yan yana gelmeleri gerçekte zor. Figürler huzursuz ve tanımsız hareketler içindeler. Sanki sonu gelmeyecek bir tekrara takılıp kalmışlar. Kusursuz bir mekanı arayan, olmadığını bile bile bu yolculuğu yapan, sonuçta bulundukları mekana aidiyet geliştirmeyen figürler kafamda Edward Said’in “Kış Ruhu” kitabında sorduğu soruyla benzeştiler: “Bir yerde doğup orada az çok sonsuza kadar yaşamak, oraya ait olduğunu bilmek nasıl bir şey?”

İlginizi çekebilir:  "Dokunuşlar Arasında"

Kadın Bedeninin Temsili

  • Kadınsal varoluş da bir diğer öne çıkan tema olarak yer almış sergi yazısında. “Kadın” işlerinizde nasıl yer alıyor? Bedeni, toplumdaki ‘algısı’ gibi başlıklar, eserlere ne şekillerde yansıyor?

Kadın bedeninin temsili her zaman ilgilendiğim, sorguladığım, işlediğim bir konu. Üstelik kadın cinayetlerinin, kadına yönelik şiddetin durdurulamadığı, kadın bedeninin farklı kavramlar tartışılırken bile siper edildiği dünyada kadınının kendi mekanını, alışkanlıklarını, hafızasını yaratabilmesini önemli buluyorum. Kadınların sahip olduğu bu güce çok saygı duyuyorum. Resim ve desenlerimdeki kadın bedenleri –ki sadece kadın figürler var- bunların mücadelesini veren ve birbirinin yanında olan kadınlar.

  • Sergide hangi medyumlarda, kaç işiniz sanatseverlerle buluşacak?

Sergide ağırlıklı olarak desen ve resimlerim yer alıyor. “Bir Sene Sonra” isimli bölümde projeksiyonla yansıtılan desenler de var. İşleri üretirken yaptığım temsili mekan maketleri de sergide yerleştirmenin bir parçası olacaklar.

  • “Cennetten de Garip”in yanı sıra, şu sıralar üzerinde çalıştığınız ya da yakın zamanda hayata geçecek başka projeleriniz var mı?

Ekim ayı sonunda Zürih’in merkezindeki büyük vitrinlerde gerçekleşecek olan “Bonus Track 05” isimli sergiye iki kadın sanatçı arkadaşımla birlikte hazırladığımız işle katılacağız. Kasım’da ise Basel’de Raum Klingenthal’de gerçekleşecek olan bir grup sergisinde yer alıyorum.

edf
Previous Story

Londra’da Canlı Sanat Enstalasyonu, Çıplak ve Maskeli

Next Story

Bir Fuar Daha Ertelendi: Tefaf Maastricht 31 Mayıs’ta

0 0,00
02_ArtDog_CD_Logo_RGB_Black

BÜLTEN

Türkiye ve dünyadan haftalık kültür-sanat haberleri, inceleme yazıları, sergiler ve etkinlikleri takip et.

Bülten aboneliğinde ArtDog Istanbul’un gizlilik sözleşmesini kabul etmiş olursunuz.

Verified by MonsterInsights