Columbia Üniversitesi Profesörü Holger A. Klein, Art Newspaper Gazetesi’nde, Ayasofya ve Kariye’nin ibadete açılması konusunu değerlendirdi.
Araştırmaları Geç Antik, Erken Ortaçağ ve Bizans sanatı ile mimarisine odaklanan Profesör Holger A. Klein, yazısında “Tartışmalı bir dini alanı etkisiz hale getirmeye ve paylaşılan bir kültürel miras duygusu yaratmaya yönelik bu tür girişimler artık takdir edilmiyor ve siyasi olarak zorlayıcı oluyor” dedi.
Klein, Hristiyanların, onlar için önemli olan mozaiklere, erişimlerinin kısıtlı olmasından çekindiklerini dile getirdi.
Klein’a göre Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, Ayasofya ve Kariye kararı, destekçileri gözünden ona “din savaşçısı” görevi yüklüyor; ancak öbür taraftan da Türkiye’nin dünyadaki itibarının zedelenmesine sebep oluyor.
İstanbul’un Mimari Mirasının Korunmasına Yönelik Uluslararası İlgi Arttı
Klein’a göre, İstanbul’un mimari mirasının korunmasına yönelik uluslararası ilgi, son on yılda önemli ölçüde arttı. 19. yüzyılın ortalarından beri bilinen Ayasofya’nın Bizans mozaiklerini ortaya çıkarmak için gerekli olan Bakanlar Kurulu’ndan izni Thomas Whittemore 1931’de almıştı. Amerika Bizans Enstitüsü’ün eski Kariye camisinin bozulan Bizans mozaik ve fresklerinin restorasyonunu üstlendiğini söyleyen Klein, on yıllık özenli koruma çalışmalarının ardından, 1958’de mozaik ve freskleri halka açıldığını da belirtti. Kariye Müzesi, o zamandan beri milyonlarca yerli ve yabancı ziyaretçiyi çekerek, “tüm insanlığın” Bizans sanatının görkemli güzelliğine tanıklık etmesini sağladı.
İznik ve Trabzon’da da Benzer Bir Dönüşüm Var
Bizans anıtlarına, Hıristiyan mozaiklerine ve fresklerine kısıtlı erişim korkusu, Erdoğan’ın son kararlarını eleştirenler için birincil endişe olmadığını söyleyen Klein, turistlerin namaz vakitlerine göre, Ayasofya ve Kariye’yi ziyaret etmesinin mümkün olduğunu da okuyuculara belirtti. Ancak Klein’a göre, endişe verici olan şey, İznik ve Trabzon şehirlerinde de benzer dönüşüm örneklerinin olması.