Burçak Bingöl Frieze Sculpture 2025'te - ArtDog Istanbul
Burçak Bingöl, Unit Terrenum Rosa, Frieze Sculpture 2025 (detay)

Burçak Bingöl Frieze Sculpture 2025’te

Dünyanın önde gelen sanat fuarlarından Frieze London’ın ilgiyle takip edilen kamusal programı Frieze Sculpture’da, Burçak Bingöl’ün Unit Terrenum Rosa adlı yeni kamusal heykeli 17 Eylül – 2 Kasım tarihleri arasında görülebilecek.

Metropolitan Museum of Art (New York) ve İstanbul Modern gibi prestijli koleksiyonlarda eserleri bulunan Burçak Bingöl’ün Unit Terrenum Rosa adlı yeni kamusal heykeli, 17 Eylül – 2 Kasım tarihleri arasında Frieze Sculpture kapsamında Londra’daki Regent’s Park’ta sergilenecek.  Fatoş Üstek küratörlüğündeki sanat fuarının heykel ayağına Bingöl, Galeri Nev İstanbul bünyesinde katılıyor.

Frieze Sculpture 2025, In the Shadows temasıyla ziyaretçileri çağımızın belirsizliklerine ve derinliklerine davet ediyor. Sergi, melankolik bir güzellik içinde umuda da yer açarken, sanatçılar gölgeyi ekolojik kayıp, kökler, bedensel deneyimler ve heykelsi metaforlar üzerinden keşfediyor.

Burçak Bingöl, Avanos

Pratiğinde seramiğin kültürel çağrışımları kadar kilin yeryüzüyle kurduğu ilişkiye de önem veren Burçak Bingöl’ün, Frieze Sculpture 2025 için ürettiği Unit Terrenum Rosa adlı heykel; doğa, tarih ve coğrafya arasındaki kesişimleri araştıran mekâna özgü bir çalışma. Türkiye’nin geleneksel çömlekçilik merkezi Avanos, Kapadokya bölgesine ait toprakla oluşturulan bir metreküplük sıkıştırılmış toprak kütleden ve sanatçının yüzeyine yerleştirdiği seramik parçalarla meydana gelen heykel, aynı zamanda Londra’daki The Regent’s Park’ın kil açısından zengin toprağını da içeriyor. Heykeli geliştirmek üzere mimar-sanatçı ikilisi Çağlar İşbilir & Can Cumalı (Mono Earth) ile çalışan Bingöl, kilin kültürel ve doğal bağlamlarıyla kurduğu derin ilişkiden ilham aldı.

The Regent’s Park, Londra

Unit Terrenum Rosa, doğal bir park ortamında nadiren görülen geometrik bir form olan küpü, bulunduğu mekânla tezat oluşturacak şekilde yeniden yorumluyor. Bir tohum gibi işleyen bu hacmin içinde, seramiğin ham hali ve kilin yanı sıra ona ait kültürel formlar ile dekoratif öğeler bir araya gelerek sıkışıyor. Sanatçı, yaşadığı Beyoğlu’dan—İngiltere Konsolosluğu bahçesi ve Galata Mevlevihanesi dahil—topladığı gerçek gülleri, The Regent’s Park’taki Queen Mary’s Rose Garden’ın gülleriyle buluşturuyor. Türk süsleme sanatlarının önemli bir motifi olan gül, böylece kültürlerarası bir bağa dönüşüyor. Küplü birimin köşelerine yerleştirilen coğrafi koordinatlar, eserin şekillenmesinde belirleyici olan Avanos ile The Regent’s Park’ı işaret ediyor. Bu geometrik peyzaj, toprak ile kil, doğal olan ile insan yapımı arasındaki içsel bağlantıyı ve malzemelerin coğrafyalar arası yolculuğunu gözler önüne seriyor. Heykel, seramik aracılığıyla kurulan sanatsal ve kültürel bağların sınırları aşan yolculuğuna dikkat çekerek, izleyicileri çevrelerin ve sınırların nasıl yeniden hayal edilip dönüştürülebileceğini düşünmeye davet ediyor.

Previous Story

Ohio’daki Müzayedede Nazi Yağması Tablolar Ortaya Çıktı

0 0,00