Barok Ustası Diana de Rosa Rekorla Geri Döndü - ArtDog Istanbul
Diana De Rosa, Saint Cecilia (yaklaşık 1635–40). Fotoğraf: Dorotheum.

Barok Ustası Diana de Rosa Rekorla Geri Döndü

Londra’daki Sotheby’s müzayedesinde 317.500 sterline alıcı bulan "Salome with the Head of Saint John the Baptist", Barok ressam Diana de Rosa’yı sanat tarihinin unutulmuş kadın figürleri arasından gün yüzüne çıkarıyor.

17. yüzyılda Napoli’de Caravaggio etkisiyle resim yapan sayılı kadın sanatçılardan biri olan Diana de Rosa, uzun yıllar görmezden gelinen mirasıyla bugün yeniden hatırlanıyor. Sotheby’s’te satılan etkileyici bir tablosu, sanat tarihinin eksik halkalarına ışık tutuyor.

Geçmişin sessiz kadın sanatçılarından biri daha sesini duyurdu: Diana de Rosa. Yüzyıllardır yanlış atıflarla gölgede kalmış Barok ressam, geçtiğimiz günlerde Londra’daki Sotheby’s müzayedesinde gerçekleştirilen Eski Ustalar ve 19. Yüzyıl Resimleri satışında rekor kırdı. Uzun zamandır özel bir koleksiyonda saklanan ve daha önce hiç yayımlanmamış olan Salome with the Head of Saint John the Baptist (Vaftizci Yahya’nın Başıyla Salome), 317.500 sterline (yaklaşık 436.000 dolar) alıcı bularak beklentilerin dört katı üzerinde bir fiyata satıldı.

Bu dramatik tablo yalnızca bir fiyat rekoru değil; aynı zamanda sanat tarihinin cinsiyet körlüğüne atılmış bir ışık gibi okunmalı.

Caravaggio’nun İzinde, Kendi Yolunu Çizen Bir Kadın

1602’de Napoli’de doğan Diana de Rosa (diğer adıyla Annella di Massimo), sanatçı bir ailede büyüdü. Annesinin ikinci evliliğiyle birlikte üvey babası Filippo Vitale’den ve daha sonra Gaspare Del Popolo ile Massimo Stanzione’den eğitim aldı. Caravaggio’nun ışık-gölge oyunlarını benimseyen bu ekolden beslenerek kendi estetik dilini geliştiren De Rosa, dönemin kilise fresklerinde ve özel siparişlerde yeteneğini ortaya koydu.

Ne var ki çoğu kadın sanatçı gibi onun da imzası silindi; birçok eseri erkek akrabalarına ya da atölye ustalarına atfedildi. Kadınların yalnızca üretim sürecine katkı sağladığı, fakat sanatsal deha ile ilişkilendirilmediği bir çağda, De Rosa’nın varlığı bile başlı başına bir meydan okumaydı.

Kamusal Alanlarda Var Olmak İçin Resmetti

18. yüzyıl sanat tarihçisi Bernardo de Dominici’ye göre De Rosa, özel evlerde kalacak eserler üretmekten sıkılmış, kamusal alana seslenmek istemişti. Bunun yalnızca kişisel bir arzu değil, kadınların da sanatta “ustalık” gösterebileceğini kanıtlama çabası olduğunu söylüyordu de Dominici. Yedi çocuk doğurmasına rağmen resim yapmayı bırakmayan ve kilise duvarlarında yer edinmeyi başaran De Rosa, aynı zamanda genç kadın sanatçılara da yol açmıştı.

Ne yazık ki Napoli’deki Pietà dei Turchini Kilisesi’ne yaptığı tavan freskleri 1638’deki çökme sonucu yok oldu. San Giovanni Maggiore Kilisesi için yaptığı iki sahne ise bugün Napoli Piskoposluk Müzesi’nde korunuyor.

Diana de Rosa, Salome with the Head of Saint John the Baptist. Fotoğraf: Sotheby’s.

Mit mi, Gerçek mi? Ölümüne Dair Efsaneler

De Rosa’nın yaşam öyküsünü gizemli kılan bir diğer unsur da ölümüne dair anlatılar. De Dominici’nin aktardığına göre, sanatçı kocası Agostino Beltrano tarafından kıskançlık krizine kapılarak öldürülmüştü. Olayın sebebi ise bir hizmetçinin yaydığı, De Rosa ile hocası Stanzione arasında ilişki olduğu yönündeki asılsız bir söylentiydi. Ancak bu iddia ölüm belgesine yansımamış; günümüz tarihçileri sanatçının büyük ihtimalle bir hastalık sonucu hayatını kaybettiğini savunuyor.

Romantik dönem yazarları bu trajik hikâyeye kayıtsız kalmamış, 1841 tarihli Anna de Rosa ossia una folle gelosia gibi dramatik eserlerle efsaneyi yeniden canlandırmıştı.

Yeniden Keşif ve Yükselen Değer

De Rosa’nın eserleri 20. yüzyıl boyunca sanat tarihi yazımında nadiren yer bulabildi. Bugün ona atfedilen yaklaşık 28 eser olduğu tahmin ediliyor. Bu eserlerde Caravaggio’dan ilham alan güçlü kompozisyonlar kadar, kendine has zarafet ve incelikli duygular da dikkat çekiyor.

Salome with the Head of Saint John the Baptist, 1950’den beri aynı İtalyan koleksiyonda bulunuyordu ve bugüne dek akademik literatürde yer almamıştı. Satışta dört farklı koleksiyoncunun ilgisini çeken tablo, sonunda salondaki bir alıcıya gitti. Bu tablo aynı zamanda De Rosa’nın 2021’de Viyana’da 134.000 dolara satılan Samson and Delilah adlı tablosunun rekorunu da ikiye katlamış oldu.

De Rosa’ya olan ilgi yalnızca müzayede salonlarıyla sınırlı değil. Geçtiğimiz yıl Boston’daki Güzel Sanatlar Müzesi (Museum of Fine Arts), De Rosa’ya atfedilen bir diğer eser olan Saint Cecilia with an Angelı koleksiyonuna kattı. Bu eser de 2023’te TEFAF Maastricht’te sergilenmeden önce “anonim” olarak tanımlanıyordu.

Kadın Ustaların Gecikmiş Yükselişi

Kadın Eski Ustaların (Women Old Masters) eserleri hâlâ sanat piyasasında oldukça nadir. Bu durum yalnızca üretim fırsatlarının sınırlılığı değil, aynı zamanda eserlerin yüzyıllar boyunca erkeklere atfedilmesiyle de açıklanabilir. Diana de Rosa, tıpkı Artemisia Gentileschi, Lavinia Fontana ya da Rosalba Carriera gibi, zamanında ün kazanmış ama sonradan unutulmuş kadın sanatçıların kaderini paylaşmıştı.

Sotheby’s uzmanı Elisabeth Lobkowicz’in sözleriyle, “Bu eser yalnızca etkileyici bir keşif değil, aynı zamanda sanat tarihinin merkezine kadın sanatçıları yerleştirme çabasına katkı sağlayan sembolik bir an.

Previous Story

Picasso’nun Gizli Kalmış Seramikleri Açık Artırmada

0 0,00