Yanköşe’de Jeo-Atlas ile Çevresel Farkındalık - ArtDog Istanbul

Yanköşe’de Jeo-Atlas ile Çevresel Farkındalık

Yanköşe, 11. edisyonunda Alper Aydın’ın “Jeo-Atlas" adlı çalışmasını ağırlıyor. Kıymet Altunyurt’un mimari desteğiyle hayata geçirilen ve ekim sonuna kadar sergilenecek proje, Yanköşe duvarını giderek azalan yeşil alanların bir temsiline dönüştürüyor.

Kahve Dünyası’nın kâr amacı gütmeyen kamusal alanda güncel sanat projesi Yanköşe, 11. edisyonunda sanatçı Alper Aydın’ın “Jeo-Atlas” adlı yerleştirmesine ev sahipliği yapıyor. Kıymet Altunyurt’un mimari desteğiyle hayata geçirilen ve 2025 yılının ekim ayına dek sergilenecek olan enstalasyon, insanın doğa üzerindeki geri dönülemez etkisini kamusal alanda sorgulayıcı bir biçimde görünür kılıyor.

İstanbul Kabataş’ta, yoğun bir yaya ve araç trafiğinin tam ortasında yer alan Yanköşe duvarı, bu projeyle birlikte dikey bir yeryüzüne dönüşüyor. 50 adet oyuncak dozerin yer aldığı bu yüzey, yalnızca bir sanatsal imge değil; aynı zamanda doğaya yönelik plansız ve kontrolsüz müdahalelerin eleştirel bir yansıması. Aydın’ın bu çalışması, giderek azalan yeşil alanlara, kentsel dönüşümün agresif yüzüne ve toplumsal kayıtsızlığa dikkat çekiyor.

“Şehirlerin kaybolan özünü aramaya çalıştığım”

Sanatçı Alper Aydın, projeyi şu sözlerle ifade ediyor:

Garanti Caz
Garanti Caz Mobil

“Jeo-Atlas, 2017’de İstanbul Bienali’nde yer alan ‘D8M’ enstalasyonumun devamı niteliğinde. O dönemde Türkiye’nin dört bir yanında inşaatlar yükseliyordu. Her dönüşüm, topografyada iz bırakıyordu. Bu değişimleri gözlemlemek beni hep şaşırttı. Yaklaşık 10 yıldır şehirlerin hâletiruhiyesi üzerine düşünüyor, çalışıyorum. ‘Amorfia’ gibi önceki işlerimde de şehirlerin kaybolan özünü aramıştım. Jeo-Atlas, tüm bu sürecin sonunda geldiğimiz noktayı özetliyor.”

Aydın, çalışmanın estetik etkisinin yanı sıra kamusal alanda gerçek bir maruz bırakma hali sunduğunu vurguluyor. “Toplumu neye maruz bırakıyorsak, biz de ona maruz kalıyoruz. Bu duvar üzerinde yaptığım iş, sadece sanatsal değil; aynı zamanda estetik olarak da bizde bir gerçeklik duygusu uyandırıyor. Bu anlamda bir çarpışma yaşatıyor,” diyor.

Sanatın yalnızca üretim sürecinde değil, sergilenme biçiminde de yaratıcı olması gerektiğini savunan sanatçı “Yanköşe’de düz bir duvarı yeryüzüne dönüştürmek, benim pratiğimin devamıydı. Normalde sanatın temas etmediği insanlarla bir araya gelme fırsatını sunuyor. İnsanlar arabayla geçerken dönüp bakıyor. Belki sadece bir saniyelik bir dikkat ama o da değerli bir temas,” şeklinde konuşuyor.

“Çocuklarla kurduğu bağ çok özel”

Sanatın hesaplanarak, bilimsel ya da akademik olarak değil, aksine duyumsanarak ve sezgilerle
yapıldığını vurgulayan Aydın, “Yanköşe’de şehre dokunan bir proje ile bu yapının bir parçası
olmak gurur verici. Bulunduğu konum itibarıyla çok fazla insana temas eden projede beni en çok
gururlandıran şey ise çocukların tepkisi oldu. Bir anda karşılarında 50 tane dozer oyuncağını
gördükleri için etkilendiler. Jeo-Atlas, her ne kadar şehirlerin şu an içinde olduğu duruma vurgu
yapan bir proje olsa da çocuklar ile yakın ilişki kurmasından dolayı oluşturduğum dilin karşı tarafa
geçtiğini görmek ve bir farkındalık oluşturmak mutluluk verici,” diyor.

“Bir reklam alanından kamusal faydaya geçiş”

Kahve Dünyası Genel Müdürü Kaan Altınkılıç, Yan Köşe’nin doğuş sürecini anlatırken şunları söylüyor:

“Yan Köşe duvarının yer aldığı noktada daha önce bir Türk kahvesi reklamımız vardı. Bir gün trafikte beklerken ‘Bu reklam ne kadar satış sağlıyor?’ diye düşündük. Ardından bu alanı toplumsal fayda için kullanmanın çok daha anlamlı olacağını fark ettik. Böylece Yanköşe fikri ortaya çıktı.”

Marka olarak sadece fikir ve sponsorluk desteği verdiklerini, tüm yaratıcı emeğin sanatçılara ait olduğunu vurgulayan Altınkılıç, “Her edisyonda biz de heyecanlanıyoruz; ‘Bir sonraki acaba ne olacak?’ diye merak ediyoruz. Elbette fikir çok güzel olabilir ama onun hayata geçirilebilmesi, en az fikir kadar önemli. Bu süreçte jüri üyelerimize, uygulamayı yöneten ekiplere ve sanatçılarımıza müteşekkiriz,” ifadelerini kullanıyor.

Alper Aydın

Sanat pratiğini doğayla kurduğu fiziksel ve kavramsal diyalog üzerine inşa eden Alper Aydın; heykel, yerleştirme, performans ve geçici doğal düzenlemelerle çalışıyor. Türkiye’de Yeryüzü Sanatı üzerine hazırladığı akademik çalışmanın yanı sıra, İstanbul Modern, Mardin Bienali, Kochi-Muziris Bienali (Hindistan), Berlin, Paris gibi uluslararası platformlarda eserlerini sergiledi. Aynı zamanda SİS Konuk Sanatçı Programı’nın kurucularından.

Previous Story

Beryl Cook’un Renkli Dünyasına Yolculuk

0 0,00