VISION Art Platform, bu bahar çok katmanlı bir kavramı merkezine alan yeni bir sergiye ev sahipliği yapıyor. Küratörlüğünü sanat tarihçisi ve yazar Fırat Arapoğlu’nun üstlendiği Kesişmeler / Intersections başlıklı grup sergisi 29 Nisan’da açılacak.
Sergi, kimliği bireysel, kültürel, toplumsal ve politik boyutlarıyla ele alan disiplinlerarası bir sorgulama alanı açmayı hedefliyor. Çağdaş sanatın sunduğu mecralar üzerinden, kimliğin sabit bir öz değil; sürekli oluş halinde olan, değişen ve müzakere edilen bir yapı olduğunu vurgulayan sergi, izleyiciyi hem bireysel hem de kolektif düzeyde benliğini yeniden düşünmeye davet ediyor.
Sergiye katılan sanatçılar arasında Aida Mahmudova, Fatih Temiz, Semih Zeki, Payidar Şeyma Alışır, Lara Sayılgan, E. S. Kibele Yarman, Mert Acar, Rene Mayer, Sefa Çakır, Berna Dolmacı ve Soyhan Baltacı yer alıyor. Her bir sanatçının işi, kimlik kavramına farklı bir katmandan yaklaşırken; kişisel deneyimler, geçmiş, toplumsal yapılar ve coğrafi bağlamlarla kurulan ilişkiler üzerinden çok sesli bir anlatı ağı örülüyor.
Kesişmeler ve Üç Tema
Kesişmeler, üç temel tematik yapı etrafında şekilleniyor: bireysel kimlik ve kişisel hikâyeler; kültürel miras ve aidiyet; hafıza ve kimlik inşası. Sergi bu temaları yalnızca anlatmakla kalmıyor, aynı zamanda çağdaş sanat aracılığıyla eleştiriyor, dönüştürüyor ve yeniden kuruyor. Judith Butler’ın “kimlik doğuştan gelen değil, performatif bir süreçtir” tezinden hareketle bireysel anlatılar, sanatçıların kendi deneyimleri ve geçmişleriyle kurdukları ilişki çerçevesinde sunuluyor. Bu yaklaşım, izleyiciye yalnızca sanatçının iç dünyasını değil, kendi kimlik kurgusunu da sorgulama alanı açıyor.
Kesişmeler ve Aidiyet
Aidiyet ise sergide özellikle üzerinde durulan bir diğer kavram. Bireylerin bir topluluğa, bir coğrafyaya, bir kültüre ya da tarihe duydukları bağ; zaman zaman bir güven duygusu olarak, bazen ise çatışmalı bir ilişki biçiminde karşımıza çıkıyor. Edward Said’in “aidiyetin sadece bir bağlılık değil, aynı zamanda güç ilişkileri ve toplumsal hiyerarşiler içinde yeniden üretildiği” görüşünden ilhamla, sergideki pek çok iş, baskın kimlik anlatılarına karşı durmayı hedefliyor.
Kesişmeler ve Bellek
Serginin üçüncü odağı olan bellek ise, kimlik inşasında zamanın, hatırlamanın ve anlatının rolünü gündeme taşıyor. Paul Ricoeur’ün “kimlik, kendimiz hakkında anlattığımız hikâyelerde biçimlenir” yaklaşımı, sergideki pek çok eserde görsel anlatı olarak karşılık buluyor. Sanatçılar, belleğin hem bireysel hem kolektif düzeyde kimlikleri nasıl şekillendirdiğini; geçmişin nasıl bugünde yankılandığını ve her yeniden anlatının aslında bir yeniden inşa olduğunu sorguluyor.
Ziyaretçilerini yalnızca bir sanat sergisini görmeye değil, aynı zamanda düşünmeye, yeniden kurmaya ve sorgulamaya çağıran Kesişmeler, sanatın kimlik üzerine sunduğu düşünsel zenginliğe dikkat çekiyor. Çağdaş dünyanın giderek parçalanan, küreselleşen ve çoğullaşan yapısında benliğe, aidiyete ve geçmişe dair soruları yeniden gündeme getiriyor.
Sergi, 26 Temmuz’a kadar VISION Art Platform‘da ziyaret edilebilir.