Kalıpların Dışında Biri: Sırrı Süreyya Önder - ArtDog Istanbul
Sırrı Süreyya Önder

Kalıpların Dışında Biri: Sırrı Süreyya Önder

Sırrı Süreyya Önder, geçirdiği kalp ameliyatının ardından tedavi gördüğü hastanede, 62 yaşında hayatını kaybetti. Önder, yalnızca bir siyasetçi değil; sanatla, direnişle örülü bir yaşamın taşıyıcısıydı.

Kalp rahatsızlığının ardından kaldırıldığı hastanede geçirdiği ameliyatın ardından yoğun bakıma kaldırılan TBMM Başkanvekili, DEM Parti İstanbul Milletvekili,  Sırrı Süreyya Önder (62) tedavisinin 18. gününde çoklu organ yetmezliği nedeniyle hayatını kaybetti. Önder, yalnızca bir siyasetçi olarak değil, her şeyden önce sözü, hafızayı ve yarayı estetikle birleştirmeyi bilen bir sanatçı olarak Türkiye’nin yakın tarihine damgasını vurdu. Sinemayla yazıya, mizahla mücadeleye iç içe geçmiş bu çok katmanlı yaşam, bugünün ötesine uzanan bir belleğe dönüştü.

1962 yılında Adıyaman’da dünyaya gelen Sırrı Süreyya Önder, yaşamı boyunca tanımların ve kalıpların dışına taşan bir sanat ve düşünce insanı oldu. Türkiye İşçi Partisi’nin Adıyaman kurucusu olan babasının erken kaybıyla çocukluk yılları yön değiştirdi; genç yaşta işçiliğe başladı. Lise öğrencisiyken Maraş Katliamı’nı protesto ettiği için ilk kez cezaeviyle tanıştı. 12 Eylül darbesinin ardından siyasi faaliyetleri nedeniyle gözaltına alındı ve Mamak’tan Ulucanlar’a uzanan yedi yıllık bir mahkûmiyet süreci yaşadı. O yıllar boyunca yazdı, açlık grevlerine katıldı, susmadı.

Tahliye edildikten sonra uzun bir süre hayatını inşaatlarda, şantiyelerde ve yurt dışında sürdürdü. Sanatla kurduğu bağ ise geç ama güçlü oldu. 2003’te Yılmaz Güney’in Duvar filmini izledikten sonra, Barış Pirhasan’ın senaryo atölyesine katıldı. Bu adım, onu sinemaya yönelten dönüm noktasıydı. 2006 yılında senaryosunu yazdığı ve Muharrem Gülmez’le birlikte yönettiği Beynelmilel filmiyle ilk kez yönetmen koltuğuna oturdu. 12 Eylül sonrası sıkıyönetim yıllarını mizahla örülü, eleştirel bir dille anlattığı film, Adana Altın Koza Film Festivali’nde En İyi Film seçildi ve geniş bir izleyici kitlesiyle buluştu.

Sanat ve Siyasetle İç İçe Bir Hayat

Sinema onun için yalnızca bir ifade alanı değil, aynı zamanda hafızayla hesaplaşmanın, geçmişle yüzleşmenin ve kolektif travmalarla estetik bir bağ kurmanın yoluydu. O… Çocukları, F Tipi Film ve İtirazım Var gibi yapımlarda senarist, yönetmen ya da oyuncu olarak yer aldı. Sis ve Gece, Yeraltı gibi filmlerdeki oyunculuğuyla da sinemaya çok yönlü katkı sundu.

Sanatla olduğu kadar siyasetle de iç içe bir hayat sürdü. 2011 seçimlerinde bağımsız milletvekili olarak meclise girdi. Kısa sürede HDP’nin kurucu isimlerinden biri hâline geldi. 2013-2015 yılları arasında yürütülen çözüm sürecinde Abdullah Öcalan ile yapılan İmralı görüşmelerinde yer aldı. Aynı yıl Gezi Parkı protestolarında biber gazı fişeğiyle yaralandı.

2018’de Newroz’daki konuşması nedeniyle yargılandı ve hapis cezasına çarptırıldı. 2019 yılında Anayasa Mahkemesi’nin ifade özgürlüğü ihlali kararıyla tahliye edildi. Yazdığı ama henüz filme alınmayan senaryolarında Maraş Katliamı’ndan Berlin Duvarı’na, Keban Barajı’na istimlâk edilen köylerden devlet destekli bir Kürt filmi hicvine kadar geniş bir yelpazeye yayılan anlatılar kurdu. Her anlatısında ezilenin, görmezden gelinenin ve unutulmak istenenin yanında durdu. Önder, yalnızca bir siyasetçi değil; sanatla, direnişle ve bellekle örülü bir yaşamın taşıyıcısıydı. Mizahı bir direnme biçimine, sinemayı hafızayla yüzleşmenin aracına dönüştürdü.

Previous Story

“Geri Dönüşümüz Muhteşem Olacak” CerModern’de

0 0,00