OG Galeri, Bülent Özgören’in Aydınlanmalar başlıklı sergisine ev sahipliği yapıyor. Illuminations / Aydınlanmalar, yalnızca bir fotoğraf sergisi değil; aynı zamanda ışık, zaman ve varoluş üzerine düşünsel bir keşif alanı sunuyor. Sanatçının karanlık odada bastığı siyah-beyaz fotoğraflar, doğayla insan arasındaki kırılgan ilişkileri görünür kılarken, izleyiciyi zamanın soyut ve maddi katmanlarında bir yolculuğa davet ediyor.
Sergideki çalışmalar, Hannah Arendt’in düşüncenin gerçekliğin gizli yapılarını görünür kıldığına dair fikirleriyle yankı buluyor. Arendt’in ışık ve kavrayış arasındaki ilişkiyi irdelediği gibi, Özgören de insan varlığı ile doğa arasındaki hassas dengeyi, anın geçiciliğiyle mimari sürekliliğin karşıtlığı içinde gözler önüne seriyor.
Bülent Özgören’in Kadrajında Zamanın Katmanları
Özgören’in gümüş jelatin vintage baskıları, yalnızca birer fotoğraf değil; ışığın, zamanın ve algının iç içe geçtiği derinlikli meditatif alanlar sunuyor. Sokaklarda, organik formlarda ve yapılı çevrede yakalanan sessiz diyaloglar, görünenin ötesine geçen anlam katmanlarını ortaya çıkarıyor.
Eren Aksu’nun sergiye dair kaleme aldığı metinde de vurgulandığı üzere, sanatçının çalışmaları zamanın soyut ve maddi katmanlarını keşfeden bir anlatı sunuyor. Aksu’nun ifadesiyle, “sisler, ormanlarda yayılarak ağaçların hatlarını bulanıklaştırırken, diğer karelerde kıyılardan yükselen dağlar zamansız bir varlık olarak kendini gösteriyor.” Bu şiirsel anlatı, doğanın sürekli değişen ama aynı zamanda sabit kalan doğasına dikkat çekiyor. Kuruyan ve yeniden yeşeren dalların döngüselliği, suyun akışkanlığı ile buzun katılığı arasındaki zıtlık, Özgören’in karelerinde hem anın kırılganlığını hem de doğanın sonsuz döngüsünü vurguluyor.
Sergi, Roland Barthes’ın Camera Lucida adlı eserinde tanımladığı “punctum” kavramını da çağrıştırıyor. Her fotoğraf, izleyicide ani bir duyusal ve zihinsel uyanış yaratarak, zamanın izlerini algımızda derin anlam katmanlarına dönüştüren anlara dönüşüyor. Eren Aksu’nun metninde geçen “çekilen ve yükselen deniz, uçsuz bucaksız manzaralar ve doğanın yarattığı formlar, insanın doğa karşısındaki varoluşsal konumuna dair görsel bir düşünme alanı yaratıyor” cümlesi, serginin felsefi yönünü öne çıkarıyor.
Bülent Özgören’in Siyah Beyaz Evreni
Susan Sontag’ın, fotoğrafın hem kaybı belgeleyen hem de ona karşı koyan ikili doğasına dikkat çeken düşüncesi, Özgören’in fotoğraflarında görsel bir karşılık buluyor. Eren Aksu da bu noktada, Özgören’in siyah-beyaz evreninde doğanın yalnızca bir motif değil, zamanın akışını kaydeden bir anlatıcı olarak belirdiğini vurguluyor.
Aydınlanmalar izleyiciye yalnızca estetik bir deneyim değil; zamanın ve algının kırılganlığına dair düşünsel bir alan da sunuyor. Fotoğraflar, anlamlı olanla belirsizlik arasında gidip gelirken, doğa ile insan arasındaki görünmeyen bağları gözler önüne seriyor. Bülent Özgören’in ışıkla kurduğu ilişki, her karede zamanın içinden geçen bir bilinç hâline dönüşüyor.
Bülent Özgören Hakkında
Bülent Özgören’in fotoğrafla yolculuğu, ortaokul ve lise yıllarında başladı; 1975 yılında Amerika Birleşik Devletleri’nde öğrenim gördüğü dönemde ise bu pratiği daha akademik bir temele oturdu. Miami Üniversitesi’nde, fotoğraf bölümü başkanı Edward Ghannam’ın öğrencisi oldu ve burada Arnold Newman, Jerry Uelsmann, Ansel Adams ve Jean Loup Sieff gibi önemli fotoğrafçılarla tanıştı. Özellikle Ansel Adams’ın siyah-beyaz fotoğrafçılıkta uyguladığı Zon Sistemi yaklaşımı, Özgören üzerinde derin bir etki bıraktı. Fotoğraf eğitimini bu teknikler etrafında yapılandıran sanatçı, daha sonra Phil Davis’in “Zon Sisteminin Ötesinde” (Beyond the Zone System) metodolojisini de çalışmalarına dahil etti. Pratiği, zamanla renkli fotoğrafçılık ve platin-palladyum baskı tekniklerini de kapsayacak şekilde genişledi.
Üniversite yıllarında fotoğraf bölümünde öğretim asistanı olarak görev yapan Özgören, aynı zamanda bir gazetede fotoğrafçı ve fotoğraf editörü olarak çalıştı. 1981 yılında İstanbul’a döndükten sonra, birçok fotoğraf derneği ve üniversitede Güzel Sanatlar Fotoğrafçılığı, Zon Sistemi ve siyah-beyaz fotoğraf üzerine dersler ve atölyeler verdi. Ayrıca Yıldız Üniversitesi’nde Güzel Sanatlar Fotoğrafçılığı dersi verdi. Özgören’in çalışmaları, İstanbul Modern, İstanbul Fotoğraf Merkezi ve çeşitli kurumlar ile özel koleksiyonlarda yer almaktadır.
Sergi, 19 Nisan’a kadar OG Galeri‘de ziyaret edilebilir.