6. Mardin Bienali’nden Yansıyanlar

Her iki yılda bir çıtasını biraz daha yükselten Mardin Bienali'nin kente getirdiği rüzgâr, kadim Mardin’i bir sanat kentine dönüştürdü. Büyükşehirlerde yoğunlaşan sanatı, merkezin dışına taşıyan Bienal'de radarımıza takılanları derledik. Bienal 10 Haziran'a kadar devam ediyor.

Çağdaş sanat dünyasının bugünlerde gözü kulağı Mardin’de…  10 Mayıs itibariyle başlayan ve bir ay devam edecek 6. Mardin Bienali, Ali Akay küratörlüğünde yerli ve yabancı çağdaş sanatçıları 6. kez taşın ve inancın şehrinde buluşturuyor. Direktörlüğünü Döne Otyam ve Hakan Irmak’ın yürüttüğü Bienal’in bu yılki başlığı ise “Daha Uzaklara” … Türkiye’nin güneydoğusundaki Bienal, bugünlerde İstanbul başta olmak üzere büyük şehirlerde yoğunlaşan sanat hareketini, bu merkezlerin dışına taşıyor.

Seza Paker, Petrikor, 2024

Bir açıkhava müzesini andıran Mardin’in sokaklarında büyülenmemek elde değil. Kadim kentin bir cephesi uçsuz bucaksız Mezopotamya ovası, bir yanı alabildiğine taş… Coğrafyanın kendini iyiden iyiye hissettiren sarı sıcak iklimi eşliğinde sağımızda solumuzda akan hanlar, kiliseler, konaklar, tarihi çarşısılar ve dükkanları arasında yürüyoruz. Tarihi bir film sahnesi içindeymiş hissine kapılmamak elde değil. Bir kale üzerine kurulmuş Eski Mardin, yüzyıllar boyunca pek çok uygarlığa ev sahipliği yapmış. 1960’lı yılların sonunda SİT alanı ilan edilmesiyle de şehir içine yeni inşaat yapılması engellenmiş. Bu sayede Mardin yüzyıllar boyunca süregelen geçmişinde hala pek çok iz barındırıyor.

Yıldız Moran, İsimsiz, 1995, Mardin

Mardin’in birbirine adeta bir labirent gibi bağlanan alabildiğine merdivenli taş kaplı dar sokaklarında, sokak çalgıcılarının kentin çok kültürlü dünyasında birbirine karışan çok dilli ezgileri eşliğinde ilerliyoruz. Eski Mardin’in sınır, dil, millet tanımayan gizemli sokaklarına yayılan Bienali, küratör Ali Akay gezdirecek. Akay’ın uzun bir hat üzerine konumlandığı sergi mekanlarına iğne atsan yere düşmez turist kalabalık eşliğinde ilerliyoruz. Akay, Bienal kitapçığında 7 Aralık 2023 tarihli bir notunda sergi mekanlarıyla ilgili şu bilgileri paylaşıyor:

“Mekanlara yayılma konusunda Mardin şehri uzun bir ana hattan oluştuğuna göre bu hattın üzerine biraz yukarı çıkarak biraz aşağıya inerek yerleşmenin doğru olacağını düşünmekteyim. O bakımdan zaten ana kavramın ‘Daha Uzaklara’ olduğu bir önermenin içindeki her mesele bunun içinden geçmekte. O halde, klasik bir sergi yerleşimi gibi paragraflara veya bölümlere ayrılan bir yerleştirme ve gösterim yapmak niyetinde değilim. Her bir konu kendi içinde ayrı olmasına rağmen, biri olmadan diğeri çözülecek gibi durmamaktadır. O halde mekanlara yerleşimlerin kavramsal temaları birbirlerinden ayırmak doğru olmayacaktır. Benim yaklaşımım hepsinin birbiri içinden yerleşme fikrini taşımaktadır.”

Nasan Tur, Mardin’in Gölgeleri, 2024

İlk durak, Uluslararası Tasarım Vakfı Galerisi… Mekan, 2020 yılında geçirdiği restorasyon çalışması ile bir sanat galerisine dönüşmüş. Geçmişi ise adeta kadim Mardin’in geçmişinin küçük bir özeti gibi. 19. yüzyıla ait yapı, Mardinli Ermeni tüccar Şalleme ailesinin evinin müştemilatı olarak yapılmış. Daha sonra el değiştiren yapı, uzun yıllar deri işleme atölyesinin bir deposu olarak kullanılmış. Bir dönem askeri yemekhane ve konut olarak da hizmet vermiş. Şimdilerde ise bir sanat galerisi olarak 6. Mardin Bienali’ni ağırlıyor. Mekanın bodrum katında Nil Yalter’i yer alıyor. Giriş katında ise Güneş Terkol, Güçlü Öztekin, Ahmet Öğüt ve Özlem Altın’ın günümüz kapital politikalarıyla bağlantı kuruyor. Ahmet Öğüt’ün Mardin Bienali için ürettiği 2023 tarihli  Ne Yapay Ne de Zeki başlıklı yağlıboya tabloları, her biri dünyanın farklı şehirlerinde yaşayan ve farklı medyumlarda çalışan, yorgunluktan tükenmişliğin eşiğindeki yarı-kurgusal sanatçıların bir dizi portresine yer veriyor. Teras katında ise Bienali dış mekan sergilerinden Fransız sanatçı Bruno Serralongue yer alıyor. Eser, Kızılderililerin “kutsal topraklarını” yok edilmesine karşı verdikleri ekolojik mücadeleye odaklanıyor.

Güçlü Öztekin, İsimsiz, 2012

Bienalin kadim Mardin’e getirdiği rüzgar şehri adeta bir sanat kentine dönüştürmüş durumda. Şehrin sokaklarında yürürken sıklıkla müzeler, galeriler, sanat ve kültür atölyeleri ile karşı karşıya kalıyorsunuz. Bu galerilerin birçoğu Bienal kapsamında hazırlanan yan sergilere ev sahipliği yapıyor.  Bir sonraki durağımız  Tasarım Vakfı Meydan Galeri. Yine 2022 yılında sanat galerisine dönüştürülen yapılardan. Burada Victor Burgin’in 2023 yapımı Adaptasyon adlı 12 dakikalık videosu, Tarvoski’nin Solaris adlı filminden yola çıkarak, yapay zeka ve metinler arasındaki ilişkileri sorunsallaştırıyor.

İlginizi çekebilir:  Mekan Bellek İlişkilerini Sorgulayacak
Serkan Özkaya, Dışbükey Bir Aynada Otoporte, 2024

Kasten Gömülmüştür

Bienalin açılışına da ev sahipliği yapan Almanların Karargahı’nda ise Aslı Çavuşoğlu’nun 2024 yılı tarihli Kasten Gömülmüştür adlı çalışması dikkat çekiyor. Seramik, el dokuma hasır ve halat malzemeleri kullanılarak yapılan eserin öyküsü ise şöyle:

“Aslı Çavuşoğlu,  Kasten Gömülmüştür adlı yerleştirmesi kapsamında, kişisel ve kariyer hayatı geçmiş kriz dönemlerinde çekilmiş portre fotoğraflarından ilhamla dört adet seramik maske üretti. Eserin çıkış noktası, işlevleri halen tam olarak tespit edilmemiş Göbeklitepe ve çevresindeki kutsal merkezlerin, belki görevlerini tamamladıkları düşünülerek kasıtlı olarak gömülmesine dayanıyor. Sanatçı, Meksika seyahatinde rastladığı ölülerin hasırlara sarılarak gömülmesi ritüeli ile bağlantı kurarak, artık geride bıraktığı personolarını Mardin’den temin edilen kullanılmış el dokuma hasırlara kasten defnediyor.”

Liam Gillick, Uyurgezer, 2021

Bienale yıllarca ev sahipliği yapan Almanların Karargahı, Mardin’in önde gelen Ermeni ailelerinden Atamyan ailesine ait. Mekan 1915 olaylarının acı geçmişine tanıklık eden mekanlardan biri olarak da dikkat çekiyor. Ayşe Erkmen’in mekana özgü Kırpmalar adlı video yerleştirmesi ise tarihin işaretlerine dikkat çekerek ovanın ve şehrin geçmişini vurguluyor. Sanatçının şehrin sıratlarından görülebilen Mardin ovasına yayılan 1907 /32 adlı yerleştirmesi ise şehrin geçmişindeki yaşananlara, savaşlarına ve şehrin insanlarına gönderme yapıyor. Eser, önünde uçsuz bucaksız uzanan Mezopotamya’yı seyreden bienal mekanlarından Develihan’dan da görülebiliyor.

Büke Uras, Efemera, 2024

Develihan’ın girişinde ise ziyaretçileri Cevdet Erek’in Derisiz Def adlı işleri izleyiciyi karşılıyor. Sanatçının eseriyle ilgili şu bilgiler yer alıyor:

“Derisiz Def serisi, Boneh (İran) kökenli defsen, def yapımcısı ve eğitmen Sami Hasseini ile 2021 yılında İzmir’de başladığı işbirliğine dayanıyor. Geleneksel def çalgısının derisinin çıkarılarak sadece kasnağının ve metal halkalarının bırakılmasıyla şekillenen “Derisiz Def” havada asılı şekilde ziyaretçileri karşılıyor ve dokunularak hareket ettirilmeyi bekliyor…”

Ayşe Erkmen, Kırpmalar, 2024

Mezopotamya ovasına hakim Mardin Kalesi altındaki hanın ikinci katında Sarkis’in Gökkuşağı Renkleriyle Ovaya Bakmak adlı mekana özgü yerleştirmesi görülebiliyor. Sanatçının uzun zamandan beri ele aldığı gökkuşağı renkleri, Mardin Ovasına bakış iki doğa anlayışının kesişmesinden ortaya çıkıyor. Yerleştirme, “Biri Mardin doğası diğeri kavramsal bir doğa düşüncesidir. Hayata bu iki doğayı ya yana getirmektedir. Yedi kuşak rengine gönderme olarak yedi çocuğun parmaklarından çıkan, cam üzerine suluboyaların dokunuşlarının verdiği renklerin cama yansımasının ardında bakılan doğa, bu iki üst üste gelme halini açığa çıkarmaktadır. Ayasofya vitrayları ve Mardin’in taşına gönderme yapan mumlar ise bu doğanın ilahi kutsallığını hissettirtmektedir,” şeklinde anlatılıyor.

6. Mardin Bienali, Sakıp Sabancı Mardin Kent Müzesi, Dabakoğlu Evi, Kervansaray ve Marangozlar Kahvesi’ne de yayılıyor. Günümüz dünyasının günümüzde yaşamakta olduğumuz tüm sanatsal, siyasi, sosyolojik ve ekolojik sorunlarına çağdaş sanatın diliyle yeni yorumlar getiren Bienalde bizim radarımıza bu eserler takılıyor. Yazıyı noktalarken sözü Bienalin kavramsal çerçevesini düşündüğünde Mardin’e dair ilk akla gelenlerin  şehrin rüzgarı, havası, yerelliği ve mimarisi olduğunu vurgulayan Ali Akay’a bırakıyorum:

“(…)hepimizin bildiği bir durum var: Ekosistemin dünyada batmaya başladığı, buzulların eridiği, suların yükseldiği bir Atlantis gibi, bir gün belki de deniz kenarında olan yerlerin coğrafyadan yok olabileceği bir ortam içinde Mardin, bu coğrafyasıyla sanıyorum tarihinin en uzak noktalarına gittiği kadar kalmaya devam edecek” 

Hitay Vakfı ana sponsorluğunda yapılan 6. Mardin Bienali, 10 Haziran’a kadar açık kalacak.

ArtDog Istanbul 22. Sayı150,00Mayıs – Haziran 2024

6. MARDİN BİENALİ “GELECEĞE” Sayısı

ArtDog Istanbul basılı dergi satış noktalarını görmek için tıklayın.

Kapak Görseli: Halil Altındere, “Star Wars: Mardin,” 2024, 3D animasyonlu video, 3D Generalist: Utku Turan
PİLOT Galeri’nin izniyle

Başarılı

Previous Story

Fuara Alternatif Fuar

Next Story

Orhan Pamuk’un Sergisi Münih’te

0 0,00
02_ArtDog_CD_Logo_RGB_Black

BÜLTEN

Türkiye ve dünyadan haftalık kültür-sanat haberleri, inceleme yazıları, sergiler ve etkinlikleri takip et.

Bülten aboneliğinde ArtDog Istanbul’un gizlilik sözleşmesini kabul etmiş olursunuz.

Verified by MonsterInsights