CI Bloom’da Üç İnisiyatif

25-28 Nisan tarihlerinde Lütfi Kırdar Kongre ve Sergi Sarayı Rumeli Salonları’ndaki çağdaş sanat fuarı CI Bloom'un 3. Edisyon'una katılan Noks Art Space, Mahal, Koli Art Space inisiyatiflerini ve sanatçılarını mercek altına aldık. 

CI Bloom çağdaş sanat fuarının 3. Edisyon’u 25-28 Nisan tarihlerinde Lütfi Kırdar Kongre ve Sergi Sarayı Rumeli Salonları’nda. 24 çağdaş sanat galerisi, 5 kurum ve inisiyatifin katılacağı, 267 sanatçının 568 eserinin sergileneceği CI Bloom‘a katılan üç inisiyatifi ve sanatçılarını mercek altına aldık. İşte Noks Art Space, Mahal, Koli Art Space ve CI Bloom’a katılan sanatçıları…

Noks Art Space

Bağımsız, kültürlerarası birlikteliklerin ve disiplinlerarası etkileşimin ön planda tutulduğu bir  platform sunma hedefiyle sergi, atölye çalışmaları ve deneysel projelere yer veren NOKS ART SPACE, Ahu Akgün, Coşkun Aşar, Orhan Cem Çetin, Elvan Ekren, Kamil Fırat, Volkan Kızıltunç, Yusuf Murat Şen’le CI Bloom katılımcıları arasında…

Ahu Akgün, zoomlayarak çektiği fotoğraflardan yaptığı resimlerle fiziksel olarak bulunmadığı ve göremediği mekanlardan otoportreler üretiyor. 

Coşkun Aşar, sosyal olarak izole edilmiş, dışlanmış, marjinalize edilmiş insanlarla ilgili hikayelere odaklanmaya tercih ederek, yoksulluk ve cinsiyetle ilgili sorunlar üzerine çalışıyor.

Coşkun Aşar, “Untitled From The Series Of Purgatory.”

Orhan Cem Çetin, 1997 yılında gerçekleştirdiği 85 saat süren “Uyku” adlı performansı, Türkiye’deki ilk uzun süreli performans olarak anılan Orhan Cem Çetin, 50 yılı aşkın arayışını güzel ya da çarpıcı bir fotoğraf yapmaktan, anlamlı bir fotoğraf yapmaya uzanan yolculuk olarak tarif ediyor. 

Elvan Ekren, sanat pratiğini fotoğraf, video ve resim gibi çeşitli disiplinlerle sürdürüyor. Sanatçı, eserlerinde aidiyetsizlik, doğa ve insan ilişkisinin suni biçimlenişi ve gündelik hayat kavramları ele alıyor.

Kamil Fırat, Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi’nde Sanat Kuramları, Estetik, Görsel İletişim, Fotoğraf Fenomenolojisi ve Belgesel Fotoğraf dersleri veriyor ve kendisini “aktarıcı” olarak tanımlıyor.

Volkan Kızıltunç’un fotoğraf ve video çalışmaları yoğunluklu olarak zaman, gözlem, voyerizm, bellek, topografik araştırmalar, arşiv ve tipolojiler üzerine. Sanatçı,  2015 yılında Akbank Günümüz Sanatçıları Ödülü’nü kazanmıştı.

Yusuf Murat Şen, fotoğrafın antik yöntemleri, çağdaş yorumları ve fotoğraf arşivleme alanında da uzun yıllardır çalışmalarını sürdürüyor.

Mahal

2006 yılından bu yana Çanakkale’nin ilk bağımsız ve alternatif sanat mekânı olan MAHAL, kentin yeni kuşak sanatçıları için bir buluşma noktası olma özelliği taşıyor. Türkiye ve dünyadan sanatın farklı disiplinlerinde üretim, sergileme ve gösterimler, sivil toplum faaliyetleri ve kar amacı gütmeyen özgün projeler için çok amaçlı, açık bir mekân olan MAHAL‘in sanatçıları arasında Ayça Ay, Berkin Gülten, Büşra Aydagün, Can Ünlü ve Gökçe Kınay var.

Ayça Ay, odunların kömürleşen kalıntıları ve doğadan bulduğu çeşitli organik malzemeleri kullanarak ürettiği eserlerinde ağırlıklı olarak koyu gölgelerin hakim olduğu görsel araştırmalar ve video kayıtlar üzerinde duruyor. Sanatçı, nesne ve enstalasyon gibi birbirinden farklı mecraları deneyimlediği sanat pratiğinde sürdürülebilir bir yaklaşımı benimsiyor.

İlginizi çekebilir:  Havuzdaki Ilık Yeri Aramak

Berkin Gülten, eserlerini yaratırken, her eylemde oluşabilecek olan yeni zorluklar ya da çıkış yokluğu gibi karşımıza çıkan dayanılamayacak olan durumları inceleme peşinde. Biçimsizlik ve erotizm, acı ve yetersizlik kavramları sanatçının ilgi alanlarını oluşturuyor.

Büşra Aydagün, portfolyosunu, köyde geçirdiği süre boyunca ağaç dallarını inceleyerek oluşturmaya başlamış. Sanatçı, bu çalışmalarını kök ve ailesinin göç hikâyesini birbirine bağlayarak ilerletiyor.

Gökçe Kınay, bu resmi kendi cennet bahçesinin  ütopik bir yansıması olarak tanımlıyor.

Can Ünlü, işlerinde, düşüncedeki sonsuz kurgusal evrenlerin oluşmasını sağlayan ve gün içinde rastlanılan durumlar ya da nesnelerin bağlantısal iletişiminden ilham aldığının altını çiziyor.

Gökçe Kınay, sergide yer alacak olan resimde görünen bahçeleri deneyimlerimin bir sonucu oldukları için kendi cennet bahçesinin  ütopik bir yansıması olarak tanımlıyor. 

Koli Art Space

Sanatsal deneyim ve işbirliği ekseninde dolanan KOLİ Art Space, Feminist ve Queer sanatçılar arasındaki diyaloğun desteği ile varlığını kuruyor. Kapsayıcılık ve çeşitliliğin gücü ile beslenen platform, kimliğin ve cinsiyetin akışkanlığına odaklanarak, değişim ihtiyacının zorunluluğu inancından doğmuş bir sanat alanı. KOLİ Art Space’in sanatçıları arasında Elçin Acun, Ecem Yerman, İlkin Zeybek, Kübra Uzun, Mert Çağıl Türkay, Pamir Yıldıran, Sadık Arı, Yasemin Kalaycı var. 

Elçin Acun, beden, toplumsal cinsiyet ve kadın politikaları gibi kavramlar çerçevesinde sanatsal deneyimini sürdüren Acun, fotoğraf ve video kullanarak kavramsal temelli, kurgusal işler üretiyor ve genellikle işlerini enstalasyonlar olarak da tasarlıyor. 

Ecem Yerman, yapıtlarının temasını, cinsel, ırksal, sınıfsal ayrımcılık ve toplumsal cinsiyet rollerini beden politikaları üzerinden oluşturuyor ve yapıtlarında figüratif bir dil kullanmayı tercih ediyor. 

İlkin Zeybek, kafeler ve restoranlar, konserler, etkinlikler, düğünler, performanslar, şehir manzaraları, sahne arkası ve portreler gibi çeşitli alanlarda fotoğraf ve video çalışmaları üretiyor.

Ecem Yerman’ın figüratif işlerinden.

Kübra Uzun, kuir şarkıcı, DJ ve LGBTİ+ hakları aktivisti olan sanatçı 2020 yılında kendi hayatından yola çıkarak “A Trans History Sung” isminde, tiyatro, müzikal ve dijital sanatları bir araya getirdiği disiplinler arası bir performans gerçekleştirmişti.

Mert Çağıl Türkay, fotoğraf, alternatif fotoğraf baskı teknikleri, enstalasyon ve video projeleri üretiyor. Sanatçının video ve fotoğraf enstalasyonlarının temel konularını ise çoğunlukla farklılık politikası, öteki kavramı, homoerotizm ve toplumsal cinsiyet vurgusu, beden-iktidar ilişkisi ve bedenin protesto amaçlı kullanımı oluşturuyor. 

Pamir Yıldıran, deforme olmuş vücutlar, kimlik bağlamında vücutlar, çağdaş sanatta beden, gizli hazlar, rahatsız edici görseller, atıklar, yalnızlık sanatçının işlerindeki genel kavramları oluşturuyor.

Sadık Arı, çalışmalarında iktidar kavramını, doğa ve sosyal bilimler odağında sorguluyor. Dil, müzik, mimari gibi sistemlerin yapı tiplerini birbirine entegre edildiği melez bir alan yaratan sanatçı bu zemini görsel dilin, yeni bir kavrayışı mümkün kılmasını umuyor.

Previous Story

Turner Ödülü Kısa Listesi Açıklandı

Next Story

Dijital Meraklar

0 0,00
02_ArtDog_CD_Logo_RGB_Black

BÜLTEN

Türkiye ve dünyadan haftalık kültür-sanat haberleri, inceleme yazıları, sergiler ve etkinlikleri takip et.

Bülten aboneliğinde ArtDog Istanbul’un gizlilik sözleşmesini kabul etmiş olursunuz.

Verified by MonsterInsights